Yalanlarım

Büyük yalancıyım. 
Çığlıklarımı gizlerken, göz yaşlarımı silerken, kalbimi sustururken ama en çok da “iyiyim derken büyük yalancıyım.


Eksik olan her şeyin kölesiyim. Acılarımı alevlendiren bir rüzgarım.
Depresyonda olan duygularımın üstünü örten yorganım.
Kaçarken yakalanmaktan korkanım.
Siyahıma başka bir renk yakıştıramayıp hayatın toz pembe kısmını kaçıranlarım. 


Ruhumun yaşını bedenimin yaşına uyarlamaya çalışırken hep ayak uyduran ben, bu aralar uzlaşmakta zorlananım.
Sormayın halimi hatırımı; bilmiyorum neredeyim, nasılım?
Bilmiyorum gökyüzümün rengini.
Bilmiyorum yeşilleniyor mu umutlarım yoksa günbegün siyaha çalan bir renk mi alıyor umut sandıklarım.


Akıl vermeyin.

Çünkü ben, en çok kendime akıl verirken dinlemekten yoruldum. İnce bileklerimi kalbimi boğarken yakaladım. 
Uyurken yarım uyandım. Dolunayı izlerken soruların içinde boğuldum. 


Ama en çok da gecenin koynunda yalnız kalmaktan yoruldum.
Kendi içimde dolanırken yolları şaşırdım, uykuya daldım.

Yolumu buldum derken yolun o yol olmadığına çoğu kez şahit oldum. 
Hayatımda ipin ucunu kaçırdım, ipin ucunu ararken uçurumun kenarına gelmekten korktum. 
Korktum…
Her zamanki gibi her şeyden korktum.
Uyudum, rüyalarımdan korktum.
Uyandım, dünün aynısını yaşamaktan usandım.
Ona buna sinirlenir oldum. En çok da kendime verdiğim zararın neresinde olduğumu fark edemeden sabah oldu, bir kahve daha doldurdum.