Belki de yazımızda bahsi geçen kişi dünyanın sayılı gitaristleri arasında girebilecek bir kişi. Parmakla gösterilebilecek yetenekli insanlar arasında bu dünyayı erkenden terk etmiş olanlardan.
Geçtiğimiz günlerde ölüm yıldönümüydü onun. ‘’Yaşamak İstemem’’ diye bağırıp gideli 18 yıl oldu.
Onun adı ‘‘Yavuz Çetin’’. Onun adı ‘‘Altın Çocuk’’. ‘‘Ağlayan Gitar’’ın moderatörü.
Yavuz Çetin 1970 yılında Samsun’da dünyaya geldi. Müzikle tanıştığında küçük bir çocuktu. Doğduğu bölgenin etnik yapısından ötürü bağlama ve cura çalmaya başladı. Artık yaşı 15’i bulduğunda eline bir daha alıp asla bırakamayacağı belki de bir uzvu kadar onunla bütünleşmiş olacak gitarı ruhuna sindirmeye başladı.
”Bir köle oldum senin aşkına”
Artık Çetin o büyülü enstrümanla tanışmıştı. Belki herkes için çok fazla altyapı enstrümanı olarak görülen bu enstrüman onun elinde başka bir solistti sanki. Afrika’dan Amerika’ya zorla göç ettirilmiş ve köle diye zulmedilen bir siyahinin çığlığıydı onun ellerinde. Çünkü o ‘‘Blues’’ müziğe gönül vermiş biriydi.
Yavuz Çetin saymakla bitmeyecek kadar çok müzisyenin yanında ve ekibin içinde yer aldı. İstanbul’da belki de en sükseli mekanlarda konuşturdu gitarını. Yanında kimi zaman Akın Eldes, kimi zaman Batu Mutlugil, kimi zaman Erkan Oğur vardı. Göksel, Teoman, Deniz Arcak, MFÖ, Kıraç gibi müzisyenlerle çalıştı. Arkasında ise zamanında Amerika’da dahi saygı görmüş The Monkees ve Jimi Hendrix’e çalmış Kerim Çaplı vardı.
Bu dahi müzisyen ilk albümünü kaydettikten sonra yeterince geri dönüş alamamıştı. Barlarda çalmaya devam ederken hayalleri arasında ‘‘Blue Blues Band’’ ile bir albüm yapmak vardı. Fakat onu durduran şey bireysel yaptığı şarkıları yayınlamaktı. Belki de onun hazin sonunu hazırlayan dönem bu. Psikolojik sorunlar yaşayan Yavuz Çetin sürekli yaptığı işlerin beğenilmeyeceğini düşünür durumda kayıtlara devam etmişti. Kendi kitlesi onu takdir ederken o yalnızlığa sürüklenmiş, her geçen gün hazin sonuna daha çok yaklaşıyordu.
Demolarını bir şirkete yolladıktan sonra onay alıp ‘’Satılık’’ albümünü kaydetmeye başladı. Bipolar bozukluğu olan Yavuz Çetin kayıtları bitirmiş ve henüz albüm yayınlanmamışken o kararı verdi.
Sahneye gitmek üzere evden çıkan Çetin, Boğaz Köprüsüne geldiğinde arabasından indi ve kendini Marmara’nın sularına bıraktı. Peşinde şarkıları ve bir daha asla aynı tonla çalınamayacak gitarını bıraktı bizlere.
Bir de o dönem henüz yayınlanmamış albümünün içerisinde olan o şarkıyı;
Belki de intihar mektubunu…
Benden bir ruhsuz yaratmayı
Nasıl başardınız.
Benden bir hissiz yaratmayı
Nasıl başardınız.
Benden bir uyumsuz yaratmayı
Nasıl başardınız.
Benden sizden biri yaratmayı
Nasıl başardınız.
Yaşamak istemem artık aranızda.