Theodore Zeldin Kimdir?

Merhaba sevgili okur.Bu yazımda size kısaca Theodore Zeldin’in kim olduğundan eserlerinden ve hayatından bahsetmek istiyorum.Keyifli okumalar!

“belki de insanlar sisli bir denizde sürüklenen birer gemiden başka bir şey değiller, ara sıra uzaklarda birbirlerinin ışıklarını görüyorlar ve yan yana geçip giderken kısacık bir süre selamlaşıyorlar.”

THEODORE ZELDIN

Theodore Zeldin 22 Ağustos 1933 te İngiliz vatandaşlığına geçen Rus-Yahudi bir aileden dünyaya geldi.Doğduğu yer olan Karmel Dağı bugün İsrail’in Hayfa kenti yakınlarında bulunmaktadır.Babası Çarlık ordusunda Albay iken ortaya çıkan Bolşevik Ayaklanmasına katılmayı reddedip Anne Zeldin ile beraber Filistin’e yerleştiler.

Zeldin,Heliopolis’te ki İngiliz okulunda ve Aylesbury Gramer okulunda iyi bir eğitim aldı.17 yaşında Londra Üniversitesi,Birkbeck Kolejinin felsefe tarih ve latince bölümlerinden mezun oldu.Ardından Oxford üniversitesi Modern tarih bölümünü birincilikle bitirip yeni kurulan St.Anthony kolejinde doktorasını tamamladı.

L’importanza della storia

Magazine litteraire dergisi tarafından dünyadaki en önemli 100 düşünür arasında gösterilmesinin yanısıra,Wolfson Tarih ödülüne layık görülmüş ve Avrupa akademisi üyeliğine seçilip uluslararası projeler yürütmüştür.

Zeldin’in 7 kitabının sadece 2’si dilimize çevrilmiştir.Kitaplarında neslimizin kaybettikleri,özgürlük,kölelik,yıkıcı hazlar gibi konular işleyen Theodore Zeldin malesef ülkemizde pek adı geçmeyen bir düşünürdür.

Kitapları;The French,The History of French Passions,The Intimate History of Humanity,Conversation,The Future of Work,Gastronomy,The Public Intellectual,The Oxford Muse Foundation.

İşte Theodore Zeldin’den birkaç alıntı;

”İnsanların giderek artan bir yüzdesi, gökyüzünden onları seyreden atalarının neler düşüneceği ya da tarih kitaplarında kendileri için neler söyleceğini değil, başkalarının onlar hakkındaki düşüncelerini dert ediyor; her eylemlerinin, kendilerini tanıyan ve tanımayan kişiler tarafından her allah’ın günü nasıl eleştirilip yargılanacağıyla ilgileniyorlar.Modern çağın arafı, kişisel şöhret.Bir toplum kendisini ne ölçüde demokratik görürse, bu şöhret o ölçüde önem kazanır ve başkalarından gelecek en ufak eleştiriye duyulan korku o ölçüde saplantı haline gelir.Amerika’da yapılan bir anket, bütün korkular içinde en kaygı verici olanının bu korku olduğunu ileri sürüyor.” 

“Sizin kuşağınız üzerinde büyük bir oyun oynandı. Siz aldatılmış bir kuşaksınız. Size ‘mutluluk’ diye bir şeyden söz ettiler. zamanımızın dini mutluluktur. Yani sus ve halinden memnun ol.”

“İster başka insanlar, ister mekanlar söz konusu olsun, sıkıcı rutinlerden kurtulma isteği ve cesaretini, karşılaşmalar ilham eder. İki insanın bir araya gelmesinin hiçbir sonuç doğurmadığı her karşılaşmada, ziyan olmuş fırsat yatar. Çoğu karşılaşmada, temkinli davranma ve gururunu koruma dürtüsü, düşüncelerin içtenlikle dile getirilmesine hala izin vermiyor. 

Dünyanın gürültüsü sessizliklerden kurulu”