Facebook-Cambridge Analytica veri skandalını konu edinen 2019 tarihli bir Netflix belgeseli. 2 saat 14 dakikadan oluşuyor. Görsel anlatımı ve karakter çokluğu gibi unsurlar daha dikkat çekici olduğu için belgeseli izlenilebilir kılıyor. Çok fazla olayı gayet duru bir şekilde sunarak küçük olan resme daha detaylı bakmamızı ve yorum yapabilmemizi sağlıyor. Mesela izledikten sonra “sosyal ağlara olan ücretsiz erişimin bedelini verilerimizle ödüyoruz” diyebiliyorsunuz. Bu açılardan da bakıldığında belgeselin hem üreticileri hem de yöneticileri olan Jehane Noujaim ve Karim Amer’i tebrik etmek lazım.
Belgesel hem ABD başkanlık seçimleriyle hem de Brexit’le büyük bağlantısı bulunan Cambridge Analytica skandalını derin bir şekilde kurcalıyor. Sosyal ağların kullanıcılarını nasıl manipüle ettiğine şahit oluyoruz bir bakıma. Yaşanan bu gerçek olayı Cambridge Analytica’da üst düzey yönetici olan Brittany Kaiser, Cambridge Analytica eski çalışanı Chris Wylie, Cambridge Analytica ve SCL’in eski COO ve CFO’su Julian Wheatland, Guardian’da çalışan gazeteci Carole Cadwalladr ve kampanyada kullanılan verilerini geri almak için Cambridge Analytica’ya dava açan Profesör David Carrol tarafından dinliyoruz. Bu durumda Carrol sömürülen sosyal medya kullanıcısı rolünü yansıtırken Wylie ise CA’nın siyasi ayağını temsil ediyor.
Dezenformasyon, ikna edici propogandalar ve yalan haberleri sosyal ağlarda sıklıkla kullanarak insanların bilinçaltıyla oynamaları dahası olarak kararsız seçmenlerin tespitine ve tespit edilen kararsız seçmenlere sosyal medya üzerinden baskı kurarak oy kazanma mücadeleleri ABD gibi ülkelerin kaderinde büyük rol üstleniyor. Cambridge Analytica’nın Afganistan’daki psikolojik savaşlarda üstlendiği büyük rolü ve izlediği stratejiyi, ABD, Birleşik Krallık, İtalya, Arjantin gibi sayısız ülkedeki karasız ya da apolitik vatandaşları istedikleri yöne çekmek için nasıl bir politika yürüttüğünü açıkça izleyebiliyoruz.
Buna binaen şu yorumu yapabiliriz; 90’lı yılların sonundan günümüze doğru uzanan Cambridge Analytica ve SCL hakimiyeti, kendi ülkeleriyle sınırlı bir yol izlemek yerine küresel ölçekli siyasi birçok değişimde rol oynamış. Üstelik bahsi geçen konuların hiçbiri çözülmüş değil. Sosyal ağları aktif kullanan her bireyin ufuk açıcı bu belgeseli izlemesi gerektiği notunu da eklemek gerekiyor.