Sıra Dışı Ertem Eğilmez Filmi: Canım Kardeşim (1973)
“İlkbaharda çoçuklar taze başaklar gibi
serpilirler canlanırlar
çünkü önlerinde uzun bir hayat vardır
hayat boyunca insanları sevecekler
İnsanlık için çalışacaklar…”
Yukarıdaki şiir, 1973 yapımı Canım Kardeşim filminin en büyük temennisi. Ancak filmin çocuk yıldızı Kahraman, şiirde bahsi geçen çocuklardan birisi değil. Kahraman, aslında o çocuklar içerisinde olmalıdır ama hayat buna izin vermez. İronik bir şekilde şiir sınıfta okunurken Kahraman, öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla vedalaşarak oradan ayrılır. Filmin vermek istediği mesajı doğrudan bize geçiren, çok iyi yazılmış, çok iyi hazırlanmış bu sahne, belki de Canım Kardeşim‘in en özel anıdır.
Canım Kardeşim‘in film olma hikâyesi de oldukça ilginçtir. Arzu Film’in o günlerdeki en büyük jönü olan Tarık Akan, melodram ve romantik komedi türünün dışında, bambaşka bir filmde oynamak istemektedir. Tarık Akan yoksul bir aileden gelen birisidir. Türk halkının çektiği acıları sinemada göstererek toplumsal gerçekçi sinemaya katkı sağlamak niyetindedir. O hayatın, insanların yaşam mücadelesinin anlatıldığını bir filmde yer alma arzusunu Ertem Eğilmez’e açar. Eğilmez de, Akan’ın bu isteğine olumlu yanıt verir. Böylece Canım Kardeşim yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlar.
Senaryosunu Arzu Film’in emektar ismi Sadık Şendil’in kaleme aldığı Canım Kardeşim, yoksul insanların filmidir. İstanbul’un gecekondu mahallelerinden birinde yaşam mücadelesi veren Murat ve Halit, günü birlik işlerle para kazanan ve günün çoğunu ‘haytalıkla’ geçiren iki arkadaştır. Hikâye Murat’ın ailesi üzerinden ilerler. Murat’ın su satarak ailesini geçindirmeye çalışan bir babası ve Kahraman adında bir kardeşi vardır. Baba öldükten sonra film, Kahraman’ın üzerinde yoğunlaşarak ilerler.
Filmin ilerleyişi ve temposu çok ağırdır. Zaten olması gereken de budur. Eğilmez, bu filmle toplumun bir kesiminin yaşam hikâyesini izleyiciye göstermek ister. Parasız, düzensiz bir hayata, Kahraman’ın hastalık haberinin alınmasıyla çaresizlik de eklenir. Yapılacak hiçbir şey yoktur. Kahraman’ın kanser olduğunu öğrendiğimiz anı hatırlayalım. Doktorun ümitsiz tavırları hastalığın tedavisiyle birlikte karşısındaki insanların yoksulluğundan da kaynaklanır. Kahraman varlıklı bir aileye sahip olsaydı eğer, O’nun ölüme terkedilişi yine bu şekilde mi olacaktı sorusu, bu noktada akıllara gelmektedir.
Film, öylesine etkileyici ve çarpıcı bir sona sahiptir ki, tekrar tekrar izlediğinde bile sahnenin ağırlığı izleyiciyi derinden etkiler. Kahraman, son arzusuna bile kavuşamamıştır. Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Kahraman Kıral’ın muazzam performansına, Cahit Oben’in bestesi de eklenince hiçbir zaman akıllardan çıkmayacak bir final sahnesi çıkar ortaya.
Canım Kardeşim, Ertem Eğilmez’in elinden çıkmış en sıra dışı işlerden birisidir. Daha çok izleyicinin isteği doğrultusunda film üretimi yapan Eğilmez, Türk sinemasına daha farklı filmler kazandırabileceğini de kanıtlamıştır bu filmle. Film, gişede yere çakıldığı için, yönetmen yeniden güldürü ve aile filmlerine yoğunlaşarak sinema kariyerine devam eder. Ancak hak ettiği değere geç de olsa kavuşan Canım Kardeşim, bugün Türk sinemasının kayda değer filmlerinden birisi olarak anılmaktadır.