Ados, Hayki, Server Uraz, Beta, Tahribad-ı İsyan, Sokrat St, Ozbi, Deniz Tekin, Sehabe, Yeis Sensura, Aspova, Defkhan, Aga B, Mirac, Mert Şenel, Kamufle ve Fuat gibi Rap müzik sanatçıları yeni video klipleri ile gündeme örs gibi oturdular. İlk Şanışer tarafından ortaya koyulan projede sanatçılar adalet, özgürlük, eğitim, kadına yönelik şiddet, hayvana yönelik şiddet, doğa, sokak çocuklarının problemleri gibi bir çok yaraya dokundular. ‘‘Rap Darbesi’’ diye nitelendirilen bu hareketin sloganı ise ‘‘SUSAMAM’’.
Yakın tarihe baktığımızda ülkemiz ve dünyamız birçok sorunla acılar içinde kıvranıyor desek yalan olmaz. Artık ülke içerisinde tek düzelik hakim edilmeye çalışırken bununla ilgili söyleyecek sözü olan herkes bir şekilde sustu veya susturuldu. Ülkemizde belki de 40 yıldır beslenen bu süreç özellikle son dönemlerde türünün farklılaştırılmasıyla daha büyük kitleleri hedef alır hale geldi. ‘ON’lar susturulurken artık bu sayı ‘Bin’leri buldu desek tam yeridir.
Nihayetinde bu kadar baskı içindeki toplumlarda ise ses kısılması en doğal sonuçtur. Ancak ses kısılması dönemlerinde yeni bir gürültü için en uygun vakit sesin belki de en çok kısılıp artık fısıltıların dahi duyulmaya başladığı vakitlerdir. Ülkemizin son dönemini de bu şekilde nitelendirebiliriz. Tekrar dillerin anlamlı heceler seçebildiği bu günlerde en kıymetli kelimelerden biri ‘‘SUSAMAM’’ oldu.
Yaklaşık 15 dakika gibi uzun bir süreye sahip bu şarkıda görsellerle başarılı şekilde desteklenmiş bir çalışma görüyoruz. ‘‘Başarılı’’ kelimesi aslında burada tam olarak şarkının her saniyesinde ki sözlerin anlatımı için seçilmiş bir kelime değil. Aslında burada başarılı olan her dönemde isyanın, başkaldırının, yanlış giden her türlü düzene dur demenin mimarı olan ve olması gereken sanatçıların görevlerini üstlenmesi. Yani o abayı tekrar sırtına atmaları.
Orman yangınlarını, içtiğimiz hastalıklı suları, sokaklarda yoksulluk içerisinde yaşayan çocukları, her geçen gün zarar gören hayvan dostlarımızı, kolluk kuvvetlerinin orantısız gücünü, savaşları, bir bir ölen kadınları, güneşe hasret yaşayan gazetecileri, rant için susturulanları, azınlık diye kan kusturulanları anlattıkları için başarılı.
Yapısal olarak takdir eşiğini çoktan aşmış eser kimi yerlerinde seçimleri konusunda eleştirilebilir. Şarkıyı dinlerken durumun ruhundan çıkmaya izin olmasa dahi çiğ kalmış pişmemiş yerler göreceksiniz. Kolektif çalışmanın, sanat mızrağı ile çatışmanın kutsallığı dışında dikkatlice analiz edersek; bazı bölümlerin kulakları doyurmadığını görebiliyoruz. İlla yazılsın diye yazılmış ve zor zahmet sanki oraya monte edilmiş gibi duran bölümler bence biraz iğreti.Ama teknik detayların dışında cesaret denilen olguyu tekrar doğuranlara bin selam.
Şarkının en can alıcı noktasına gelince; eminim tüm dinleyicilerin tüylerini ürperten o bölümdür. Emine Bulut’un seslerini tekrar duyduğunuz o bölüm. Belki de çoğumuzun ninnisi olan ‘‘Elma attım yuvarlandı’’ türküsünün ardından Deniz Tekin’in güzel performansı ile bu bölüm can acıtan koca bir yük olmuş.
”Susma, sustukça sıra sana gelecek” diyen tüm sanatçıların cesaret dolu yüreklerine sağlık.