SPOT IŞIĞI ETKİSİ
Diğer adıyla “Sahne Işığı Etkisi” görünüşümüzü veya hareketlerimizi, diğer insanların ne kadar fark ettiklerini tahmin etme eğilimini ifade etmek için kullanılan bir terimdir. Ne kadar takıntılı bir cümle gibi gelmedi mi sana da…
Kendinizi utanmış hissetmeniz nadir değildir. Bununla birlikte, sosyal kaygıları olan insanlar için bu duygu aşırı vurgulanabilir. Örneğin, eğer geç saatte uyanır ve darmadağınık saçlarla çalışmaya başlarsanız, herkesin sizi fark etmesi ve gizlice sizi kötü düşündüğü konusunda ikna olabilirsiniz. İş arkadaşlarınızdan utanmaya veya saklanmaya çalışıp, sizi acıdıklarına ya da alay ettiklerine ikna edebilirsiniz.
Merak etme sevgili okur, senin o muhteşem kıyafetine bir damla su döküldüğünde millet sana tiksinerek bakmıyor ilginç gelecek kiiiii fark etmiyor bile.
PYGMALİON ETKİSİ
Kendi kendin gerçekleştiren kehanet, diğer insanların sizin hakkınızdaki beklenti ve düşüncelerinin performansınızı büyük ölçüde değiştirdiğini öne sürer. Kendini gerçekleştiren kehanet üzerine deneyler de yapılmıştır. En çok dikkat çekeni ise Rosenthal’ın 18 öğretmen ve 650 öğrenci üzerinde yaptığı deneydir.
California ilköğretim okulunda yapılan deneyde, öğrenciler bir IQ testine tabi tutuluyorlar ve öğrencilerin birbirine yakın puanlar aldığı sonuçlar sadece deney yetkilileri tarafından biliniyor.
Yetkililer gruptan rastgele birkaç çocuk seçerek, öğrencilere bahsetmeme kaydı ile, öğretmenlere bu çocukların çok yüksek puanlar aldıklarını ve ileride çok başarılı olacaklarını anlatıyorlar. Halbuki başarılı olacaklarını iddia ettikleri çocukların IQ puanları sınıfın ortalamasında ve öğretmenlerin gerçek test sonuçları hakkında bilgileri yok.
Bir yılın ardından testler tekrarlanıyor ve 1 ile 2 sınıf öğrencilerinden, öğretmenlere övülen öğrencilerin sınıfın ortalamasına göre çok daha fazla ilerleme kaydettikleri gözlemleniyor. Özellikle ufak yaşlarda, öğretmenlerin öğrencilerin potansiyelleri üzerine olan düşünceleri, öğrencilere karşı davranışlarını ve yaklaşımlarını etkileyerek, çocukların daha başarılı olmasını sağladığı ortaya çıkıyor.
Evet sevgili okur sende bende California’da ki çocuklar da gazla çalışıyoruz…
Bir diğer Pygmalion etkisi ise çok ilginç
Pygmalion etkisi, ismini Yunan mitolojisindeki bir karakterden alır. Bu mite göre; bir heykeltıraş olan Pygmalion, hayalindeki kadının heykelini yapmaya karar verir. Bitirdiğinde Galatea adını verdiği heykel o kadar güzel olur ki yaşayan tüm kadınlardan daha güzeldir bu heykel. Pygmalion ise kendi yaptığı bu heykele zaman geçtikçe aşık olur ama bu aşkının bir karşılığı olması mümkün olmadığı için tarifsiz bir acı yaşar. Bir gün aşk, bereket ve güzellik tanrıçası Afrodit adına yapılan bir davette Pygmalion, güzel heykelin canlanması için adaklar adar. Evine döndüğünde heykeli öper, heykelin sıcak ve canlı olduğunu fark eder. Adakları kabul olmuştur ve o da hayalindeki kadınla evlenir.
Bu mitolojik hikayede heykeltıraşın yaptığı şey, istediği şeyin gerçekleşmesi için içtenlikle inanmasıydı. İstediği şey her ne kadar zor hatta imkansız görünse de o istediği için gerçekleşebildi. Çok istedi ve beklentisi de isteğiyle aynı doğrultudaydı. Olayın can alıcı kısmı da burası aslında. Beklenti ve isteğin birbirini destekler nitelikte olması.
Haydiii hepimiz güzel heykelleri öpelim …
SEYİRCİ ETKİSİ
“Bystander Effect” olarak bilinen psikoloji türü seyirci ya da izleyici etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
1967 yılında, Kitty Genovese isimli bir kadın akşam saatlerinde kendisini daha önceden de rahatsız eden Winston Moseley tarafından saldırıya ve tecavüze uğramıştı. Üstelik bu olay New York’ta apartmanların bulunduğu bir caddede yaşandı. Saldırıya uğrayan kadın korku dolu çığlıklar atarak yardım istemişti ancak Moseley tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü.
Daha sonra olayla ilgili dosya hazırlanırken fark edilen ayrıntı akıllarda soru işareti bırakmıştı. Dosyada yazanlara göre; olayın gerçekleştiği caddedeki apartmanlarda yaşayan insanlardan bazıları yardım çığlıklarını duymuş hatta pencerelerinden bakarak olaya tanıklık etmişlerdi. Polisi cinayet gerçekleştikten otuz dakika sonra arayan bir tanık, pencereden olayı gören 37 kişi daha olduğunu söylemişti. Ancak hiç kimse saldırıya uğrayan kadına yardım etmemiş ve polisi de aramamıştı çünkü hepsinin aklından aynı düşünce geçmişti: “Nasılsa birisi aramıştır.
Olayın ortaya çıkmasından sonra yapılan araştırmalarla ortaya ‘Seyirci Etkisi’ denilen kavram çıktı. John Darley ve Bibb Latane yaptığı araştırmalarla bu etkinin farklı olaylarda ortaya çıkan, başkalarının varlığında yardım etme davranışının azalması olduğunu kanıtlamışlardır. Yani kişinin bir durumda yardım etmeye karşı istekliliği bulunduğu ortamda bir başkasının varlığına göre değişiyor.
Seyirci etkisinin ortaya çıkması, ortamdaki kişi sayısıyla ilişkilidir. Çevrede kişi sayısı artınca seyirci etkisi de artmakta ve yardımda bulunma davranışı azalmaktadır. Bu konuyla ilgili yapılan bir deneyde, market kasiyeri sırada yalnız bekleyen müşteriye içeriden bir şey getireceğini söyler ve kasadan ayrılır, bu sırada deneye dahil olan başka birisi gelir ve marketten ürün çalar. Kasa sırasında bekleyen bir kişi olduğunda hırsızlığın kasiyere bildirilme oranı %80 iken sırada ikiden fazla kişi olduğunda bu oran %30’a düşmektedir.
SÖZDE KONSENSÜS ETKİSİ
Psikologların ‘sözde konsensüs etkisi’ (false consensus effect) olarak isimlendirdikleri durumda, insanların diğerlerinin gerçekte olduğundan daha fazla benzer fikirlere, tutumlara ve kişiliğe sahip olduklarını farz etme eğiliminde olduklarını ortaya koyuyor.
Bu, bizimle aynı fikirde olan insanların sayısını gözümüzde abarttığımız zaman gerçekleşiyor. Bu, yanlış olsalar bile, inançlarımıza olan güvenimizi abartmanın bir yoludur. Bunun, dünyaya, başkalarının fikirlerine ve başkalarının düşünce veya hissetme stiline açılmamıza izin vermemesi dahil olmak üzere birçok olumsuz etkisi olabilir.
Bu yüzden önemli ve faydalı bilgileri kaçırmış olabiliriz. Örneğin, bir şirketin sahibi olduğunuzu ve farklı düşünen ve hayata karşı başka bir bakış açısına sahip olmanızı sağlayacak insanlarla çalışmak istemediğinizi düşünün.
Evet sevgili okur, sende bu takımlardan biri var mı bilmiyorum ama delirmeden sakin sakin her şeyi çözeceğiz inşallah. Kafayı yemeden kal, görüşmek üzere.