Özellikle 17 ve 18. yüzyıl’da altın çağını yaşayan peruk, tarih boyunca farklı amaçlar ile kullanılmıştır.
Antik Yunan dönemindeki peruklar, genellikle tiyatrolarda kullanılan ve alın kısmına takılan küçük parçalar halindeydi. Canlandırılan karaktere göre bu perukların rengi değişmekteydi.
Antik Mısır döneminde peruklar oldukça yaygın olarak kullanılıyordu. Genellikle aristokrat sınıf tarafından kullanılan bu peruklar kimi zaman insan saçından, kimi zaman ise at kılından yapılmaktaydı.
Antik Roma döneminde de peruk tiyatroda kullanıldığı gibi günlük yaşamda da sıkça kullanılıyordu. Hatta o dönemlerde Roma’da bir de insan saçı pazarı kurulmuştu.
XVI. yüzyılda peruklar Avrupa’da özellikle de Fransa ve İngiltere’de yaygınlaşmaya başlamış ve XVII. yüzyılda erkekler tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. Moda haline gelişi ise Fransa sayesinde olmuştur. Özellikle XIV. Louis döneminde gösteriş ve lüks merakı ile büyük ilerleme kaydetmiş, bu dönemde daha çok bukleli ve kat kat inen peruklar kendisini göstermiştir. Kadın perukları ise oldukça gösterişli, büyük ve süslü bir yapıya bürünmüş, tüyler ve taşlar ile süslenmiş, XVIII. yüzyılda perukların da pudralanması geleneği gelmiştir.
Marie Antoinette 16. Louis
Asilzadelerin en önemli unsuru olan peruğun zamanla gösteriş ve bukle sayısı giderek azalmış, peruklar daha derli toplu bir görüntü kazanmıştır.
Günümüzde ise peruklar genelde eğlence sektörü tarafından estetik amaçlı kullanılmaktadır. Çok yaygın olmamakla beraber tam, bütün peruklar yerine daha çok “postiş” adı verilen parça peruklar kullanılır.