Şeker Ahmed Paşa (1841-1907)
Tatlı diliyle, güzel huyuyla bilinen Şeker Ahmed Paşa, Türk resminin en önemli isimlerinde biridir. Harbiye mektebinde eğitim görmüş ve burada perspektif ve anatomi eğitimi almıştır.
23 yaşındayken resme olan ilgisi fark edilir ve Abdülaziz tarafından Paris’e gönderilir. Gustave Courbet ve Barbizon Okulu’ndan etkilenir.
Paris’te iken birçok ressamın atölyesinde çalışma şansı bulur.
Sanatı yaşadığı Dünyanın sosyal ve siyasi yaşantısından etkilenmemiş daha çok natürmort eserler ortaya çıkarmıştır. Yani resimlerinde Doğa teması hakimdir.
Batılı Anlamda Otoportre Örneğini İlk Şeker Ahmed Paşa Çizmiştir
Bir elinde fırça, diğer elinde paleti, başında fesiyle ciddi bir ifadeyle kendini betimlediği bir eser ortaya çıkarmıştır.
Paris’te Louvre müzesi’ne resmi kabul edilen ilk Türk ressamdır. Çevresinde tatlı dili ve iyi huylarıyla tanınan bir kişiliği oldu için arkadaşları tarafından şeker lakabı takılmıştır. Yaşamında Tümgeneralliğe kadar yükselmiş ve Misâfirîn-i Ecnebiyye Teşrifatçısı (Yabancı Konuklar Teşrifatçısı/Protokol Sorumlusu) görevini ölünceye kadar sürdürmüştür.
Şeker Ahmed Paşa, 18 Mayıs 1907 yılında Mercan’daki konağından Tepebaşı’na gitmek amacıyla yola çıkmış, Mahmutpaşa Yokuşu’nun başında fenalaşmış bir dükkana girmiştir ve orada yaşamını yitirmiştir.
Şeker Ahmed Paşa gerek yeteneğiyle Türk resim sanatının en önemlileri arasında başta gelir.