Renklerin insan psikolojisine etkisini duymuşsunuzdur. Peki, zamanında binlerce insanın ölümüne yol açan rengi biliyor musunuz? Normalde doğayı, canlılığı temsil eden ve güven veren yeşil renkten bahsediyoruz. Ama bu bizim bildiğimiz yeşil değil, ölümcül Scheele yeşili.
İsveçli bilim insanı Carl Wilhelm Scheele, oksijen ve klor gibi elementleri keşfederek kimya alanında pek çok başarıya imza attı. Bunun yanında genç yaşına rağmen eczacılık alanında da kendini oldukça geliştirdi. Fakat bu keşifleri duyurma konusunda o kadar da başarılı değildi ve yaptığı keşiflere tarih hep başkalarının adını yazdı. Bu sebeple kendisinden “Şanssız Scheele” olarak da bahsedilir.
Şanssızlığını pekiştiren keşif ise bulduğu boya pigmenti oldu. Sodyum karbonat ve bakır sülfatın karışımından oluşan bu boya, diğer boyalar gibi kolayca solmuyordu ve daha ucuzdu. Her sektör için avantajlıydı ve duvar kağıdı, sabun, elbise, şekerleme gibi ürünlerde sıklıkla kullanılmaya başlamıştı. Ancak o dönemde insanların bilmediği şey, bu boyanın içindeki bazı kimyasalların zararlı etkisi olduğuydu. Boyaya maruz kalan insanlar, uzun vadede hastalanıp hayatını kaybediyordu.
Hatta ünlü Fransa imparatoru Napolyon Bonapart’ın ölüm sebebine dair iddialardan biri de Scheele yeşiliyle ilgilidir.
Rivayete göre; Napolyon’un hayatının son yıllarını geçirdiği evin duvarları yeşil duvar kağıdıyla kaplıydı. Banyodaki nem küflenmeye, küflenme ise boyanın içindeki kimyasalların zehirli bir gaza dönüşmesine yol açmıştı. Boya, zaman içinde Napolyon’un ölümüne sebep olmuştu.
1770’lerde keşfedilen bu boyanın zehirli yapısını anlamak yıllar sürmüştü. Arsenik bileşenlerinin zehirli yapısına dair bilgiler 1820’lerden sonra ortaya çıkmıştı.
Üstelik, zararlı etkileri geç keşfedilen tek şey Scheele yeşili değil. Örneğin; parlak beyaz renk elde etmek için kullanılan kurşun, pek çok ressamın rahatsızlanmasına yol açmış ve bu duruma “ressam rahatsızlığı” denilmiştir.
Bu örnekler çoğaltılabilir, tarih boyunca her alanda böyle yanılgılar yaşanmıştır. Şu an yaşadığımız dönemde de benzer olayların başımıza gelmeyeceğinin garantisi yok tabii. Sonuçta bundan yıllar sonra, bizim doğru bildiklerimiz başkaları için gülünç olabilir.