“İnsan bir damla kan ve bin endişeden ibarettir.”
Sadi Şirazi
Hızla gelişen teknoloji, yapay zeka, moda sektörü, popüler kültür, reklam istilası, bilgi kirliliği derken 21.yüzyıl insanı kendini bir hengamenin içinde ne yapacağını bilmez halde buldu. Bu çıkmazın içinde ne yapacağını bilemeyen modern zaman Don Kişot’u; “ Başarılı Olmanın 1738389 Adımı”, “ Özgüven Kazanmanın 6786778 Yolu”, “Mutluluğa Giden 637899 Yol” gibi yollardan medet ummakta ve varoluş sancısına uyuşturucu aramaya devam etmektedir.
Sayın okuyucu;
Ben senin acılarına hiç kulak vermedim, hatıralarını hiç tebessümle dinlemedim, başarılarını ya da başarısızlıklarını hiç bilmiyorum, seni uyutmayan korkularından ve kaygılarından bihaberim. İşte tam da bu sebeple sana okuyacağın 678877 kitabı, başarılı olabilmen için atman gereken 67889 adımı sana söyleyebilecek haddi görmedim kendimde.
Her insan başlı başına bir alemdir. Ben sana bu alemde rastlamaman gereken durakları hatırlatmak istedim.
Kişisel Gelişim Kitabı Adı Altında Zırvalıklar
İki büyük savaş atlatan ve yüzlerce insanın kanıyla yıkanan dünya, artık bugün hakim olan Liberal Sistem ve bu sistemin getirdiği Kapitalist düzenle birlikte insanı, özgür iradesiyle en doğru seçimleri yapacak olan bir değer olarak görmeye başladı. İnsan; 21.yüzyılda, koca bir kozmik düzende var olan sayısız canlı içerisindeki tek kıymetli, tek üstün yaratılmıştı artık.
İllüzyonlar, reklamlar, propagandalar sistemin devamı için gerekliydi. Ancak bunlar yetmezdi! Ya bu üstün varlık; koca alemde küçücük bir zerre olduğunun acziyetini, diğer yaratılmışlarında en az onun kadar kıymetli olduğunu fark ederse ne olacaktı? Oysa sistemin çarkları işlemeliydi. İnsanlar son derece motive halde birbirlerini ezerek daha “başarılı” olmalıydı, daha çok para kazanmalıydılar ki Black Friday’de daha çok harcayabilsinlerdi. İşte sistemin aradığı kan hazırdı; Kişisel Gelişim Kitapları.
Hayat size Bill Gates’e sunduğu bazı şansları size sunmasa da, Bill Gates gibi olmadığınız için kendinizi başarısız mı hissediyorsunuz? Günün on iki saatini hiç gün ışığı görmediğiniz bir odada çalışma masasının başında geçirmek zorunda olduğunuz halde zamanınızı yönetemediğinizi mi düşünüyorsunuz? Birilerini çiğneyerek yükselmediğiniz için daha özgüvensiz mi hissediyorsunuz kendinizi? O zaman hemen bir kişisel gelişim kitabı alın ve kendinizi yüz sayfalık bir pohpohlanmanın kucağına bırakın, sizi bir süreliğine uyuşturmasına müsaade edin.
Uyuşturucunun etkisi geçtiğinde ve pohpohlanmanın buluttan konforu sona erdiğinde Bill Gates olmadığınızı, bazı şeylerin aslında kurulu düzenin size dayattıkları olduğunu, kendi mücadelenizin en iyi savaşçısı olduğunuzu fark edebilirsiniz.
Sayın okuyucu;
Hiç kimsenin aklınızla dalga geçmesine izin vermeyin ve savaşınızın kıymetini bilerek tüm başarısızlıklarınızla, merhametinizle ve sağduyunuzla sizi siz yapacak kitapları aramaya devam edin.