Türk rock müziğin önemli isimlerinden Ogün Sanlısoy 5 Şubat tarihi itibariyle yayınladığı “Yaşamaya Devam” albümüyle yeniden müzikseverlerle buluştu. Toplam 11 şarkıdan oluşan albümde bilindik Ogün şarkılarının akustik versiyonlarının yanı sıra yepyeni parçalar da bizleri bekliyor. Çiğdem Talu – Melih Kibar ortaklığının efsane şarkısı “Hep Böyle Kal”ı Ogün Sanlısoy yorumuyla yeniden dinlerken Ceylan Ertem düeti ile güzelleşen “Bekledim” kulaklarımızda nefis bir ses olarak yankılanıyor. Yaşamanın hiç beklenmedik şekilde zorlaştığı şu günlerde umut dolu, naif ve duygulu bir “Yaşamaya Devam” diyen dost sesin sahibine kulak veriyoruz. Albümün hikayesini ve şarkılara dair detayları öğrenmek için kendisine merak ettiğimiz soruları yönelttik. Keyifli okumalar.
“Her şeye rağmen devam etmeye çabalamak gerektiğini düşünüyorum”
Sevgili Ogün Sanlısoy, albümünüzün bol dinleyiciye ulaşması dileğiyle başlayalım. Öncelikle adıyla ve kapak resmiyle umut veren akustik bir albüm var karşımızda. Ogün Sanlısoy gözüyle dinleyiciyi nasıl bir albüm bekliyor?
Ogün Sanlısoy: Çok teşekkürler…Farklı ve zor bir dönemden geçiyoruz, alışık olduğumuz düzenden çok farklı bir durum yaşıyoruz, maddi ve manevi boyuttaki zorluklar, moralleri ve umutları azalttı, biraz umuda ve güzel günlerin geleceği inancına sarılmaya ihtiyaç duyduğumuz bir zaman. “Yaşamaya Devam” umarım biraz umut verir, şarkılar biraz ruhlara iyi gelir. Albüm kapağında da zaten güneşe, ışığa doğru yokuş yukarı yürüyen bir pozumu kullandık. Umudu hep diri tutmak, her şeye rağmen devam etmeye çabalamak gerektiğini düşünüyorum
Yeni albümü yeni bir ekiple çalışmaya başladıktan sonra kaydettiniz. Her biri rock müzik camiasında çok iyi bilinen ve sevilen sanatçılar. Ekibinizden ve birlikte çalışma sürecinizden bahseder misiniz?
Ogün Sanlısoy: Evet 2020 yılının başında çalışmaya başladık. Davulda Alpay Şalt, bas gitarda Cem Gürel, gitarda Fırat Öz’den oluşuyor yeni ekip arkadaşlarım. Fakat 3 konser vermişken bu salgın dönemi başladı ve maalesef önce konserler, festivaller yasaklandı, sonrasında mekanlar, stüdyolar kapandı, derken biz sahnesiz ve provasız kaldık. Birlikte yapmayı planladığımız bazı şeyler yarım kaldı. Fakat ileride yapmayı düşündüğüm akustik projeyi öne alıp, bu süreçte oluşturduk ve kaydedip yayınladık.
Albüm ayrıca pek çok farklı enstrümanla renklenmiş. Cümbüşten çelloya geniş bir çeşitlilik sunuyorsunuz her şarkıda. Bu albüme bu renkliliği katan diğer müzisyenlerin albüme dahil olma süreci nasıl gerçekleşti?
Ogün Sanlısoy: Albümün repertuar çalışmaları ve demo kayıtları sırasında bazı şarkılara ek enstrümanların yakışacağını düşündüm. Hatta sonra her şarkıya bir konuk akustik enstrüman koymaya kadar gitti iş. Daha önce çalıştığım arkadaşlarım olduğundan neler olabileceğini tahmin ediyordum. Sağ olsunlar tüm dostlarım, çaldıkları şarkılara güzel melodilerini, güzel enerjilerini kattılar ve hayalimin ötesine taşıdılar.
Sırasıyla saymak gerekirse ; perküsyon -Cengiz Ercümer, ud, cümbüş- Fatih Ahıskalı, kemanın -Veysel Samanlıoğlu, ukulele – Metin Türkcan, çello -Çağ Erçağ, piyano -Dengin Ceyhan, buziki ve akordiyon- Ozan Tügen hepsine çok teşekkür ediyorum. Ben de bir şarkıda armonika çaldım.
“Düetlerden çok keyif alıyorum”
Ceylan Ertem ile düet yaptığınız “Bekledim” şarkısı dinleyicilerden tam not aldı. Kendisi ile çalışma fikri ne zaman ortaya çıktı? 2012 yılında Özlem Tekin, bu albümde Ceylan Ertem… Bu keyifli düetlerin devamı gelir mi?
Ogün Sanlısoy: Özlem Tekin ile söylediğimiz “Dayanamam” Akustik 2012 albümünde yer almıştı ve dinleyiciler tarafından sevilmişti. “Yaşamaya Devam” adlı yeni albümün ön çalışmaları sırasında, henüz ismi ve sözleri tam belli olmayan “Bekledim” adlı şarkıya Ceylan’ın sesi ve tavrının çok yakışacağını düşündüm. Şarkının demolarını yaptıktan sonra Ceylan ile konuştum ve birlikte söyleme fikrimi ve teklifimi ilettim, sağ olsun kabul etti ve birlikte güzel bir düete ve güzel bir anıya imza attık. Ben düetlerden çok keyif alıyorum ve sonra dönüp bakınca iyi ki yapmışız diyorum, o yüzden umarım devamı da gelir.
Albümün ilk klibi “Kaldım İstanbul’da” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Çok özlediğimiz İstanbul’un müthiş manzaraları ile izlemeye doyamadığımız, şarkı ile de bütünleşen çok güzel bir klip olmuş. Yönetmenliğini de kendiniz üstlendiniz. İstanbul’u böyle sessiz ve ıssız görmek çekimler boyunca size nasıl hissettirdi?
Ogün Sanlısoy: Evet klibin yönetmenliğini ben yaptım. Çocukluğum, gençliğim bu şehirde geçti, şarkının, yalnızlık ve tek kalmak üzerine geçen sözlerine istinaden boş bir şehir, boş sokaklar, sahiller, parklar düşünmüştüm. Fakat klipten önce yaptığımız ön deneme çekimleri de gösterdi ki normal bir zamanda İstanbul’u bu şekilde boş bulmak olanaksız. Fakat pandemi kuralları ve haftasonu sokağa çıkma yasaklarında çekimi yaparsak bu şansı elde edebilecektik. Bunun üzerine çalışmalara başladık, gerekli izinler ve hava şartları uygun olunca da bu çekimi yaptık.Tabii yoğun kalabalığına ve trafik sorununa alışmış biri olarak bu kadar terk edilmiş olması hem biraz buruk hissettirdi hem de boş, sessiz haliyle huzur verdi.
“Kaybettik Severken”, “Bana Bir Sor” gibi eski şarkılarınız akustik yorumları albüme ayrı bir tat katmış. Sizi sıkı takip edenler olarak sert tonlarda dinlemeye alışık olduğumuz şarkıların bu versiyonlarına da aşinayız ve ayrıca seviyoruz. Akustik 2012 albümünün devamı niteliğinde bu parçaların “Yaşamaya Devam” albümüne giriş serüveni nasıl gelişti?
Ogün Sanlısoy: Daha önceki albümde kullandığım şarkılar dışındaki şarkılarımın hangileri akustik olarak uygun olur diye bir çalışma yaptım. Zaten “Kaybettik Severken” ve “Bana bi Sor” şarkılarını sahnede ikili akustik konserlerimizde çalıyorduk, bunları albüme koymak istiyordum. “Sonsuza” şarkısını ud ve cümbüş ile kaydetme fikri hoşuma gitti sonuç da memnun edici oldu. Merhem şarkısını Fırat ile iki akustik olarak provada denedik, biraz daha blues-rock tarzında çaldık ve üzerine armonika çalarak kaydetmeye ve albüme koymaya karar verdim.
Gökyüzü hala mavi, fakat acil önlem almamız gerekiyor
“Mavi Gökyüzü” şarkısında sanal dünyaya hapsoluşumuzu eleştiriyor doğadan uzak kalışımızı betimliyorsunuz. Ama hala bizi bekleyen mavi gökyüzünün ve güneşin varlığından bahsediyorsunuz. Covid-19 gerçeği, insanoğlunun suçlarını yüzümüze vuruyor. Bir dünya insanı olarak şarkıda bahsi geçen doğa-insan ilişkisinin yaşadığımız günlere etkisi hakkında görüşleriniz nelerdir?
Ogün Sanlısoy: Uzun bir konu, günümüz insanları olarak doğa ile pek barışık ve uyumlu yaşamadığımız ortada. Evlere kapanmak zorunda olan insanlar etraftan çekilince, doğada, özellikler hayvan davranışlarında nasıl bir değişim olduğunu gördük. Rant ve para hırsı yüzünden doğaya verdiğimiz zarar çok fazla, ayrıca betonlara gömülü hayatlarımızdan pek memnun da değiliz. Bilgisayar, televizyon ve telefonlarımızın ekranlarına bağımlı olmuş durumdayız. Yaratılışımızdan gelen şiddetli istek üzerine doğaya koşup zaman geçirdiğimizde bile, bıraktığımız artıklar ve çöpümüz ile ona zarar vermeye devam ediyoruz. Yoğun nüfus, hızlı tüketim, bozuk düzen ve kural tanımazlık git gide yaşam kalitemizi de düşürüyor. Bunun yanında doğa da bizlere; depremler, sel baskınları, kuraklık, hastalık ve salgın şeklinde geri dönüşler ile uyarıyı yapıyor. Gökyüzü hala mavi, fakat acil önlem almamız gerekiyor.
Teknoloji müzik dinleme alışkanlıklarımızı epey değiştirdi. Her hafta yeni şarkılar, cep telefonumuza sığan yüzlerce farklı seçenek var. Biz müziğe dokunmayı, bütün olarak dinlemeyi ve arşivlemeyi seven müzikseverler olarak basılı albüm eksikliğini çokça duyuyoruz. Aynı eksikliği ya da belki değişimi demeliyiz siz nasıl değerlendiriyorsunuz? “Yaşamaya Devam” albümü dijital platformlardan raflara taşınabilecek mi?
Plaklar, kasetler, cd’ler, mp3’ler derken artık dijital platformlardan dinlenmeye başlandı müzik. Ben hala üç boyutlu, elle tutulup, sayfaları çevrilip okunan formatları seviyorum. Bir önceki “Sen uyurken” albümü CD ve plak olarak basılmıştı. “Yaşamaya Devam” albümü şu anda sadece dijital platformlarda, ancak plak olarak basılmasını çok istiyorum. İlerleyen zamanlarda bakacağız.
Online konser deneyimlerinizden bahsedelim. Pentagram ile birlikte çeşitli platformlarda online konserlerde bulundunuz. Yaşadığımız olağanüstü koşullarda sizce yeni bir müzik dinleme alternatifi olabilir mi?
Ogün Sanlısoy: Bazı online konserlere katıldık.İzleyiciler açısından katılım tahminlerimden iyi oldu. Fakat her ne kadar izleyicilerin olduğunu bilsek de, aynı salonda bir arada, göz göze çalmak gibi olmuyor asla. Şarkı sonlarında onların alkışları ve çığlıkları olmayınca, şarkı nakaratlarını birlikte söyleyemeyince bir boşluk oluyor haliyle. Ben pek alışmak istemiyorum açıkcası ve en yakın zamanda bu pandemi sorunu çözülsün ve canlı canlı konserlerde buluşalım diye umutla bekliyorum.
Pentagram’dan söz açılmışken grup olarak yolculuğunuz tüm hızıyla devam ediyor. Son iki tekli ile rock müzik hayranlarını mutlu ettiniz. Müzikseverler olarak yeni projeleri de heyecanla bekliyoruz. Pentagram gibi köklü bir grubun parçası olmak Ogün Sanlısoy olma yolculuğunda nasıl bir etkiye sahip?
Ogün Sanlısoy: Çok önemli tabii. 20’li yaşlarımızda başlayan serüvene hala devam edebilmek çok mühim. Her birimiz kendi kulvarlarında farklı şeyler yapıyor olsak da, Pentagram söz konusu olunca toplanıp hala devam edebiliyoruz. Yepyeni 3 şarkı üzerinde çalışıyoruz, yakın takipçileri fazlasıyla tatmin edecek şarkılar. Kayıtları bitince de paylaşılacak zaten.
Son olarak Absurdizi ailesine ve sizi severek takip eden müzikseverlere söylemek istedikleriniz nelerdir?
Ogün Sanlısoy: Takip ettiğiniz ve beni konuk ettiğiniz için teşekkür ediyorum, en yakın zamanda konserlerde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın demek istiyorum.
Bu keyifli röportaj için Absurdizi ailesi olarak sevgili Ogün Sanlısoy’a çok teşekkür ediyor, konserlerde buluşabileceğimiz müzik dolu günlerde görüşebilmeyi diliyoruz. O güzel günleri beklerken şarkılar dinleyerek ve umut ederek Yaşamaya Devam!