Karton Bardaklı Seyyah 

Seyyahart olarak tanıdığımız Berk Armağan İstanbul Üniversitesi’nde Türkçe Öğretmenliği okuyor. Üzerine resimler çizdiği karton bardakları satarak para kazanıyor ve dünyayı geziyor. 12 bardakla başladığı bu yolculuğu da şöyle anlatıyor:

Ismarlama Gömlek

Celalettin Benli Karaman’da doğmuş. 1965 yılında ustasından devraldığı Beyoğlu’ndaki dükkanında 63 yıldır ısmarlama gömlek dikiyor. Hem Beyoğlu’nun geçmişini, hem de mesleğin inceliklerini şöyle anlatıyor:

El Yapımı Karavan

Kendi için bir şeyler yapmak isteyen Sıla Yakamoz, karavanla gezme hayalini gerçekleştirmek için içine sinen karavanı kendi kendine yapabileceğine karar veriyor. Kendisini anlayabilmek için çıktığı bu yolculuğu şöyle anlatıyor:

Yeni Moda Eczanesi 

5 yaşından beri Moda’da yaşayan 86 yaşındaki Melih Ziya Sezer, babasından kalan tarihi eczanede hala çalışmaya devam ediyor. Bu yolculuğu şöyle anlatıyor:

Piyano Tamiri

Mustafa Bardakçı, eniştesinin yanında çırak olarak başladığı piyano tamirciliğinde uzun yıllardır hizmet veriyor. Kendisi piyano çalmayı bilmiyor ama tamiri konusunda uzman. İşini ne kadar severek yaptığını şöyle anlatıyor:

Ölü İnsanlar Kıraathanesi 

Adana’nın Kozan ilçesinde bir kıraathane işleten Necat Karataş, sevdiği iki abisinin ölümünden sonra resimlerinin kıraathanesine asıyor. Uzun yıllardır da kıraathanesinin duvarlarını, ölen müşterilerinin fotoğraflarıyla süslüyor.

Kaybolan Tarihin Peşinde

44 yaşındaki Mehmet Dilbaz, çocukluğundan beri tarih üzerine okumalar yapıyor. Bu bilinçle “Kaybolan Tarihin Peşinde” hareketini başlattı ve günümüze ulaşan tarihi eserleri korumaya çalışıyor. Bu fikrin nasıl ortaya çıktığını ve bu yolda neler yaptığını şöyle anlatıyor:

Kendin Olmak

Şahin Paksoy, sanatını ortaya koyarken bu topraklardan ilham alıyor ve kültürümüzü korumak için bizimle ilgili olan şeylerin koleksiyonunu yapıyor. Koleksiyonlarını ve hayatta kendin olmanın önemini şöyle anlatıyor:

Minimo

Manuk Ohanoğlu, doğma büyüme Kadıköylü. 1972 yılından beri aynı dükkanda müşterilerine müzik kültürü satıyor. Minimo isminin nerede geldiğini ve yaklaşık 50 yıldır yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

Afiş

Aret Ataoğlu, çocukken sinema salonlarında gördüğü film afişlerinden etkilenmiş, o zamandan beri bu afişlerin peşinde. Yaklaşık 20 yıldır bu afişleri topluyor. Arşivinde bulunan afişleri de şöyle anlatıyor: