“Gerçeğin Çölüne Hoş geldin”
Wachowski Kardeşlerin senaryosunu yazıp, yönetmenliğini yaptığı, bilim kurgu bir film Matrix hakkında detaylı bir bilgi yazısı olacak. Bu yüzden hala izlemediyseniz, izleyip sonra yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.
Film 1999 yılında vizyona girdiğinde, izleyenler tarafından oldukça ilgiyle karşılandı. İnsanların bulundukları evreni sorgulamaya başlamasına neden oldu. Filmin içeriğindeki “gerçeklik”, “varlık”, “yokluk”, “rüya” gibi kavramların etkisiyle sadece aksiyon ve bilim kurgu değil, felsefi konular da içerdiğini kanıtladı. 2020 yılında bile hala geçerliliğini sürdüren Matrix, bu felsefi kavramların ilk filozof Thales’ten beridir hala net olarak açıklanamadığından, insanların ömrü boyunca merak ettiği sorulara yanıt vermeye çalıştığından; bu konulara kesin bir yanıt bulunana kadar ömrününü yitirmeyecek. Ayrıca değindiği konuları bilim kurgu ile birleştirerek: “Acaba geleceğin habercisi mi?” şeklinde düşünülmesine ve “yapay zeka” bu şekilde gelişmeye devam ettikçe; Matrix akıllardaki soru işaretlerini iyice arttırıyor.
Bakalım Bu Yankı Uyandıran Film Ne Anlatıyormuş
Matrix izleyicileri sinemadan, karanlık ortamdan aydınlığa geçişin yaşattığı baş dönmesi ile birlikte, kafaları kurcalayan büyük sorularla çıktılar. Merdiven de yalpalandılar ve tutunacak bir yer aradılar. Matrix onları çok etkilemişti. Kulaklarında Morpheus’un sözleri yankılanırken; “Acaba Matrix’te olabilir miyiz?” gibi sorular kafalarını meşgul ediyordu. Bu cevap alamayan sorular aylarca, yıllarca sürdü bu yüzden Wachowski Kardeşler, Japonlarla birlikte bir çalışma yaparak 9 kısa filmden oluşan Bir Matrix hikayesi: Animatrix’i 2003 yılında seyirciyle kavuşturdular. Film Matrix hakkında daha fazla bilgi ve Matrix film serisinde göremediğimiz hikayelere değiniyordu.
Öncelikle filmin girişinde anlatılan hikayede, aşağı yukarı şunlar anlatılmakta: İnsanlar teknolojinin gelişmesiyle yapay zekayı üretti ve kendilerine benzeyen robotlar tasarladılar. Bu robotlar adeta köle gibi insanların bütün işlerini yapıyorlardı. Her şey normal ilerlerken insanların robotlara bilinç yüklemesi kötü sonuçlar doğurdu. Dünya öncelikle bir robotun, efendisini öldürdüğü haberiyle çalkalandı. O robot ve onun cinsinden olan tüm robotlar toplanıp imha edildi. Sonra insanlar robotlarla yaşamak istemediler ve onları kovdular. Robotlar kendilerine yeni bir ülke kurdular. Kendilerinde bulunan yapay zekayı geliştirerek çok daha büyük işlere imza attılar. İnsanlara ihtiyaçları kalmamıştı… Başlarda insanlarla barış yapmak isteseler de insanlar kabul etmediler ve robotlara karşı bir savaş başlattılar. Bu savaşta binlerce insan katledildi. İnsanlar artık çaresizdi, akıllarına tek bir çare gelmişti: “Robotların enerjisini yok etmek” Bu yüzden gökyüzünü kapladılar ve güneş ışığının robotlara ulaşmasını engellediler ama robotlar güneşten aldıkları enerjiyi kaybedince başka bir enerji kaynağı buldular: İNSAN
Makineler insan tarlası oluşturup insan vücudundaki genetik kodlarla kendilerini daha çok geliştirdiler ama İnsanları öldüremezlerdi; enerjilerini onlardan alıyorlardı. Bu sebepten insanların gerçek olduğunu düşündüğü simülasyon bir dünya oluşturdular. Bu dünyanın kodunu mimar olarak tanınan bir makine oluşturdu.
Mimar Matrix’i yaratmıştı ama bir sorun vardı. Matrix çok kusursuz olmuştu. İnsanlar bu kusursuz evrene ayak uyduramadılar ve ilk Matrix başarısız oldu. Mimar İnsanları anlayabilecek ve onların maddi ihtiyaçlarının yanı sıra manevi ihtiyaçlarına göre oluşturabilecek bir Matrix için “Kahin” adlı makineyi tasarladı.
Bizim seyrettiğimiz Neo aslında Matrix’in 6. versiyonundaki hali. Mimar seçilmiş olarak gösterilen Neo’nun yapması gerekeni ona söylüyor ve aslında Zion’un yok edilceğini ve Matrix evrenini tekrar sıfırdan başlatılacağını, çünkü bundan önceki diğer beş Neo’nun da aynı şeyleri yaptığını söylüyor.
“Seçilmiş’in işlevi şimdi kaynağa dönmek, taşıdığın kodun geçici olarak yayımını sağlamak, ilk programı tekrar kurmak. Bundan sonra matrix’ten yirmi üç kişiyi seçmen gerekecek, Zion’un yeniden inşası için on altı dişi, yedi erkek. Bu işleme uyum sağlamaktaki başarısızlık, sistemin matrix’e bağlı herkesi öldürecek bir şekilde çökmesine sebep olacak. Zion’un yokedilmesiyle birlikte bu, tüm insan ırkının soyunun tükenmesi demek.”
Mimar’ın sözleri
Neo kendinden önceki Neolar gibi tepki vermiyor çünkü Neo AŞIK. Onun Trinity’ye olan büyük aşkı farklı kararlar vermesine sebep oluyor. Trinity’yi ölümden döndürüyor ve birlikte Matrix’den çıkıp gidiyorlar. Neo Mimarın söylediğinden farklı olarak, Matrix’in dışındaki Makinelerle konuşmaya gidiyor ve onlara barış teklif ediyor. Bunun karşılığında ise Matrix evrenine virüs olarak yayılmış ve Matrix’i yok etmeye çalışan Ajan Smith’i yok edebileceğini söylüyor. Makinelerle anlaştıktan sonra tekrar Matrix’e gidiyor ve Ajan Smith ile savaşıyor.
Ajan Smith Matrix evreninde kendini kopyalayarak bütün Matrix evrenine yayılıyordu. Yapmayı planladığı en büyük şey Kahini kendisine kopyalamaktı ve bunu başardı. Kahini kendisine kopyalayarak geleceği görmeyi başarmıştı ve Gelecekte Neo’yu yendiğini görüyordu.
Neden, Bay Anderson neden? Neden, neden, neden? Bunu neden yapıyorsun? Niye? Ayağa kalkmak niye? Kavga etmek niye? İnandığın şeyler için kavga ettiğini mi sanıyorsun? Sağ kalmadan öte bir şeyler için mi? Bana söyleyebilir misin, biliyor musun? Özgürlük mü? Gerçek mi? Belki de barış ya da sevgi olabilir mi? Yanılsamalar Bay Anderson, algılamada aldanmalar… Herhangi bir anlama ya da amacı olmayan bir varoluşu ümitsizce haklı göstermeye uğraşan zayıf insan zekâsının ürettiği geçici kuruntular ve bunların hepsi de Matrix kadar yapay. Zaten, sevgi gibi zavallı bir kavramı insan zekâsı icat edebilir. Bunu görebilirsin Bay Anderson, artık bunu anlaman gerek! Kazanamazsın! Kavga etmen boşuna! Neden, Bay Anderson neden? Niye inat ediyorsun?
Ajan Smith
Ama Ajan Smith yanılmıştı çünkü Kahin’in bir planı vardı. Kahin Ajan Smith’in kendisini kopyalamaya geleceğini biliyordu ve bunu izin verdi sonra Ajan Smith’e Neo’yu yendiğini gösterdi. Aslında işin aslı farklıydı. Neo ve Ajan Smith aynı güçteydiler ikisi de birbirini yenemezdi bu yüzden Ajan Smith Neo’yu kendisine kopyaladı ama bulun önceden planını yapan Neo’nun bedeni makineler tarafından yok edilince, Ajan Smith yok olmuş oldu. Ajan Smith yok olunca Makineler sözlerini tuttular ve Zion’u yok etmediler.
Neo’nun bedeni yok olunca Neo da öldü diye düşündük ama 2022’de vizyona girecek olan “The Matrix 4” adıyla yeni bir film fragmanı yayınlandı ve Neo’nun yaşadığını, ölmediğini gördük. Ayrıca Matrix 4 büyük tartışmalara neden oldu çünkü Matrix’in ilk filmi felsefi konularla biz izleyicileri doyururken 2. ve 3. filmleri aksiyon filmi tadında olmuştu. Bunca yıl sonra yeni gelecek bir filme gerek var mıydı veya yine aksiyon tadında mı olacak gibi soruları bir Matrix izleyicisi olarak sormadan edemiyorum. Ayrıca Animatrix’te gösterilen 9 hikayenin çok az bir kısmı Matrıx serisinde yer almıştı belki de yeni vizyona girecek film diğer hikayelere de değinir umuduyla 2022’yi iple çekiyorum diyebilirim.
Matrix bir sistemdir Neo. Bu sistem bizim düşmanımız. Ama sistemin içindeyken ne görüyorsun? İş adamları, öğretmenler, avukatlar, marangozlar. Kurtarmaya çalıştığımız insanların zihinleri. Ama biz başarana kadar, bu insanlar da sistemin bir parçası ve bu da onları düşmanlarımız yapıyor. şunu anlamalısın: Bu insanların çoğu serbest bırakılmaya hazır değil ve büyük bir kısmı o kadar içine girmişler, sisteme o kadar bağımlı hale gelmişler ki, onu korumak için savaşabilirler.
Morpheus