“Ölmek isteyeni kurtarmak, öldürmekle birdir.”
Yakın arkadaşım aracılığıyla, şehirden ayrılmam gerektiğinde bana anı mahiyetinde hediye edilmiş bu etkileyici eseri okumasam ve burada kaleme almasam elbette ki olmazdı!
Psikolojik görünümü veren, kişi odaklı görünen bu romanda, bir dizi politik unsurların yattığını görüyoruz. Kendini ilk yarıdan sonra ele veren bu unsurlar, kişi bazında intikam, öldürme duygusunun potasında eritiliyor. Başarılı sorunlu insan portresi yaratan Livaneli, bu eserde aslında haksızlığı, yanlış anlaşılmaları, öyle olması gereken şeylerin asla öyle olmadığını, insanlık dışının insana aslında ne kadar yakın olduğunu baş karakterimiz Sami sayesinde bize aktarıyor.
Sami, 1980 darbesi döneminde Türkiye’de yaşayan ne sağcı ne de solcu bir üniversite öğrencisidir. Başına gelen bazı trajik durumlar yüzünden bir gün kendini İsveç’te mülteci olarak bulur. Orada farklı ülkelerden gelmiş, kendisi gibi mülteci birçok insanla ve onların hayal kırıklıkları, öfkeleriyle; takıntı ve sanrılarıyla hayatını orta yerinden mahvetmiş bir siyasetçiyle tanışır. Kendisi gibi mülteci bir arkadaşı onun hayatını roman yapmak amacındadır. Sami’ye bu düşüncesini açınca, Sami tek şartla razı olmayı teklif etmiştir: Romanın bazı yerlerine -romanda geçen ‘el yazıları’ kısmına- eklemeler yaparak. Böylece romanımız başlamış olacaktır. Anlaşılacağı üzere iki kafadan yazılan roman, benim kanımca akıcılığı bozan unsurlardan ama yine de beni etkilemeyi başaran roman, alıp götürdü yine beni.
Bunların yanı sıra bir mültecinin İsveç’te ona ne kadar imkan sağlansa da psikolojik olarak yalnızlık çektiğini ve ne denli dışlandığını, kötü alışkanlıklar edinmeye meyilli olduğunu görüyoruz. Onlara sunulan sınırlı sayıda çalışma olanağının, onları bu şartlar altında hayata lanet okuyarak güne başlattığına şahit oluyoruz. Belirttiğim gibi, iyi çizilmiş portreler ve yapılan ince tasvirler okunur kılıyor eseri.
Oysa şimdi bir kediyim ben… Bütün bunlar bir köpek gibi bağlanmam, sevgi ve merhamet dinlenmem yüzünden başıma gelmişti…
Oysa şimdi bir kediyim ben:uzak, denetimli, soğukkanlı ve güçlü bir kedi.