Kitap İncelemesi: Müge İplikçi – Ah Be Melek (Öykü)

Yazarlık kariyerinde 25 yılı geride bırakan ve eserleri ile pek çok okurun yüreğine dokunmaya devam eden Müge İplikçi, 2023 Ağustos’unda yeni öykü kitabı “Ah Be Melek”i Doğan Kitap’tan okuyucularla buluşturdu. Editörlüğünü Aslı Güneş’in üstlendiği kitapta 17 öykü bulunuyor.

İlk öykü “İyilik Meleği” kadın karakterin hayatı ile ilgili bir özeleştiri yapıp gittiği mülteci kampında tanıdığı çocuk ile devam ediyor. Yer yer fantastik açılımlara doğru giden bir öykü oluyor.

İkinci öykü “Kanadı Kırık Melek” eski mahalle arkadaşı Melek ve Agah’ın yıllar önceki gibi spor bağlantılı karşılaşmalarını anlatırken üçüncü öykü “Fani Melek” kendi sorunlarını içine atan bir psikoloğun danışanı ile beklenmedik şekilde içine attıklarına dönmesini anlatıyor.

Sırada “Bir Canlı Kaç Kere?” var. Melek gibi bir kadın olarak tasvir edilen Nesrin Hanım’ın yıllar sonra bir tesadüfle kesiştirdiği bir öğretmen ve öğrencinin anılarına dönmesi, kitabın duygusal öykülerinden birini oluşturuyor.

“66. Sone” Şair ve bankacı olan Nevbahar’ın melek gibi gördüğü bir kadın olan Neslihan, bir araya geldiklerinde Nevbahar’ın değil kocası Emre’nin adını hatırlıyor. Önceki öyküdeki adamın isminin Emre olması sanki bu öyküdeki kişinin gelecekteki hali mi diye düşündürüyor.

“Üç Yaşın Yası” çalıştığı yerin baş meleği olarak görülen adam ve temizliğe giden; kızların üç yıl önce doğumdan bir gün sonra kaybeden eşinin kadının deyimiyle melek gibi bir adam olan esirgeme kurumu müdürünün onlara bir çocuk bulması da hem duygusal hem de esprili bir öykü haline geliyor.

“Karadelik” Anlatıcı olan yaşlı adamın, daha doğrusu meleğin gelecekten bir ortamda sağ kalan bir kızı yanına almasının Fantastik ve güzel tespitler içeren anlatımı. “Yoksulluk eskiyecek bir şey değil” dedi yaşlı adam. “Sadece yoksulluk değil, üçüncü dünyalılık da öyle.”(s.50) ardından “Cennet Dediğin” de bir önceki öyküdeki gibi gelecekte bir çekirdek ailenin olduğu yeter pek çok şey değişmiş ya da pek çok olağan şey insanların ilk defa gördüğü şeyler haline gelmiş. Melek bu sefer bakmayı bildiğinde geliyor. “Hayatlardan Hayat Beğen”de doğduğu günün ertesi günü ölen fakat melek olarak hayatına devam etmesi ailesi tarafından şaşırılmayan Zeyno var. Bu doğrultuda birkaç önceki öyküye referans veriyor mu diye düşündürüyor. Okulda öğretmenleri ondan 25 yaşını yazmasını istiyor ve bu fantastik hayale zorluklarla büyüyen sıra arkadaşı Leyla da katılıyor.

Sıradaki öykü “Karagöz Kaptan”da bu seferki melekler ise hayata melek gibi bir tutumla bakan akıl hastanesi sakinleri. Bir tiyatro metni gibi yazılması esprili bir anlatım katmış.

“Hale, Jale ve Bütün Mahalle” öyküsünde bir çiftin pek çok anına şahit olan ve onların abla dedikleri anlatıcının çiftin talihsizliğine bakışı konu alınıyor. Bu seferki melek, gidişi ile melek olacaktır.

“Hırsız” öyküsünde ise ilgilendiği yaşlı kadının huysuzlukları ile uğraşan genç kadının o yaşlı kadının emekli olduğu yerin yetkilisi “melek mi şeytan mı belli olmayan” bir adam ile olan çatışması yine esprili bir dille alınıyor.

Bu öyküden sonra öykülerin son cümlesi bir sonraki öykünün başlangıcı haline geliyor.

“İstibdat Günleri” Osmanlı döneminde geçen birbirini seven iki genci anlatan öyküden sonra gelen “Salih”te önceki öykünün ana karakterinin ismini taşıyan Salih’in ortadan kaybolması ve dönemin sosyopolitik rüzgarları anlatılıyor. İki öyküde de geçen şarkının isim olduğu “Kalb-i Viranım Yanıyor” öyküsünde Melek Hanım, ona bakan Reyhan’a sevdiği gençten uzak durmasında söyler. Reyhan bu durumları rüyasında bile görür olmuştur. Ama kader yine kendi bildiğini okuyacaktır.

Son iki öyküden ilki “Benim Halam Bir Melek”te bu sefer melek, hakkında da melek gibi yakıştırması yapılan ve ara ara ortadan kaybolmayı adet haline getirmiş bir kadın oluyor ve kadın, yeğeninin gözünden esprili bir dille anlatılıyor. Son öykü “Çamsakızı Çoban Armağanı”nda ise melek bu sefer Kınalıada’da zaman içinde oluşmuş ve aralarına kolay kolay kimseyi almayan bir arkadaş grubuna yeni dahil olmak isteyen kadına odaklanıyor.

Müge İplikçi, her zamanki gibi yine yere sağlam basan karakterler ve yer yer esprili ve yer yer de haklı bakış açılarının hakim olduğu ütopik bir anlayışla “içinden melek geçen öyküler” ile yine kitaplarını seven okura güzel bir kitap daha armağan ediyor. Öte yandan kendisinin edebiyatıyla tanışmak için de güzel bir seçenek olabilir.

Exit mobile version