Burcu Ünlü… Edebiyat dergilerinde yayınlanan öyküleri ve sosyal medyada okuduğu kitapları paylaşması ile bilinen Ünlü, 2021’in son günlerinde ilk öykü kitabı “Kapanda Bir Hayal”i okuyucularla buluşturmuştu ve kitap, kısa sürede ikinci baskısına kavuşmuştu. Şimdi ise Ünlü, 1.5 yıl aradan sonra ikinci öykü kitabı “Ben Yokmuşum Gibi”yi Everest Yayınları ve Didem Ünal Demir editörlüğünde okuyucularla buluşturdu.
İlk öykü “Rüyayı Döndüren Menkıbe” ile, ilk kitaptaki gibi esprili bir anlatımı takip ettiğinin ilk adımlarını görebiliyoruz. Rüyaları yorumlayan bir kadını ve ona gelip rüya yorumlatan arkadaşını her iki kadının arka planını da harmanlayarak esprili bir şekilde anlatıyor.
Kitaba ismini veren ve aslında ismin Hjorth alıntısı olduğunu anladığımız öyküde “Ben Yokmuşum Gibi” engelli bir yazarın evine gelenleri, gidenleri, hatta itiraflar ile terk eden eski sevgilisini anlatıyor. Ayrıca Ünlü’nün, “Kapanda Bir Hayal”i burada o yazara mâl etmesi de okuyucuyu gülümsetecektir. Öte yandan ilk kitaptan “Kırmızı Bir İsyandır Bu” öyküsünün Asım Bey’i de edebiyat alanında uğramış olduğu haksızlıklar ile bu öyküde yer alıyor.
Üçüncü öykü “Süpangil” Dört kişilik bir aile ekseninde annesi ile aynı kaderi yaşayan Nehir’in esprili anlatım ve derinlikli bir geçmiş anlatımıyla harmanlanan öyküsü anlatılırken dördüncü “Kül” ise kısa ancak öz bir anlatımla zaman içindeki alışkanlıkların ve içte kalmışlıkların ortaya çıktığı bir anne kız sohbetiyle şekilleniyor.
Kitabın dikkat çeken öykülerinden olan dördüncü öykü “Mısır” dışarıda oynayan bir çocuğun yanına giden yetişkin bir adam ile sohbetinde ikisinin de babasının şiddetli tutumunun kesişmesinin yarattığı ve çocuğun babasının ölümü ile ilgili soğukkanlılığı doğrultusunda şekillenen çarpıcı bir öykü olmuş. Bir sonraki öykü olan beşinci öykü “Üç Harfli” de babasının ölümünü “üç harfliler” ile bağdaştırdığı ve onlara inandığı için alay konusu olan saf ancak temiz bir adamın bu doğrultudaki hayal kırıklığını esprili bir şekilde anlatırken “Zınar”da yoklukların içinde kendisini yetiştiren ama kökeninin anlamsızca getirdiği acı kadere sürüklenen genç adam, sevgilisinin gözünden anlatılıyor. Bu bakımdan yine kitabın dikkat çeken bir öyküsü oluyor.
Altıncı ve son öykü “Avaze” ise kitabın tüm karakterlerini aynı noktada kesiştiren ve hatta “avize”nin bile yer aldığı (ki burda avaze-avaze kelime oyunu da güzel düşünülmüş) bir öykü ve esprili başlayan ancak dokunaklı hale gelen bir final sunuyor.
Ünlü’nün ikinci öykü kitabındaki karakterler kendine has ve güçlü yaklaşımlar sergiliyor. Bununla birlikte yine ilk kitaptaki gibi komşu ve akraba muhabbetlerini güzel gözlemlediğini bu kitapta da görebiliyoruz. Tabii ki ilk kitabı takip eden esprili anlatım da okuyucunun yüzünü yer yer gülümsetecektir. Ünlü, ikinci öykü kitabıyla da ilk öykü kitabı kadar sevilecek bir öykü kitabına imza atıyor. Bu noktada kendisinin edebiyat evrenini iyi tanıyabilmeniz için ilk öykü kitabını okuyarak başlamanızı da ayrıca tavsiye etmiş olayım.