Kardeşlerini Doğuran Çocuklar

Kardeşlerini Doğuran Çocuklar

Türkiye’de ensest oranı %40″

Ensest; evlenmeleri törece ve yasaca yasaklanmış olan, yakın kan bağı olanlar arasındaki cinsel ilişkidir. Ensest kavramı, dilimize Fransızca bir sözcük olan “inceste”den türemiştir. Fransızcada inceste, başta aile içi olmak üzere her türden gayrimeşru cinsel ilişkiyi ifade eder. Ensest yasağına ilişkin ilk teoriye göre; yakın akraba evliliklerinin sakat doğumlarla sonuçlanmasından ötürü üremenin kalitesinin düşmesi söz konusu olabilir. Bu yüzden insanlığın ortak aklı, insan türünü doğal ayıklanmadan kurtarmak için enseste karşı bazı önlemler almıştır. Sigmund Freud’un Oedipus Kompleksine göre ise ensest yasağının kaynağı; babalar ve oğullar arasında ailenin kadınları, bilhassa anne için gelişen cinsel rekabette bulur. Ensest yasağı, bu karmaşanın baba lehine çözülmesiyle gündeme gelir. Antropoloji disiplininden kaynaklanan Westermarck Etkisi de dayanan teoriye göre ise; özellikle çocukluk dönemlerinde bir arada yaşayan insanlarda cinsel konularsa birbirine karşı duyarsızlık gelişir. Bu yüzden insanlar bir arada büyüdükleri kişilerin cinsel bir arzu nesnesi olabileceğini düşünmezler.

“Burası Müslüman bir ülke burda ensest olmaz, uydurma bunlar”

Türkiye Kadınlar Derneği Federasyonu 56 ilde yaptığı araştırmalar sonucunda Türkiye’de ensestin en az yüzde 40 olduğunu belirtti. Açıklanan bu oran ülkede infial yarattı. Bu orana karşı, “Olur mu hiç, abartılmıştır”, “Burası dindar bir ülke burada ensest olmaz.” gibi pek çok tepki duyduk. Peki açıklanan bu orana gösterilen tepki ensest gerçeğine de gösterildi mi? Yoksa bizler halı altına sürmekte, görmezden gelmekte ısrarcı mıyız? Belirtilen rakam sadece gün yüzüne çıkmış, gerekli mercilere başvurulmuş vakalara ilişkin. Hiç bahsedilmeyen, “aman aile düzenimiz bozulmasın yoksa rezil oluruz, yapmaz öyle bir şey” denilerek üstü örtülen, yok sayılan vaka sayısı ne kadar bilmiyoruz.

“Diktiğiniz ağacın ilk meyvesini siz de yemek istemez miydiniz hakim bey?”

Magazinden ve hararetli siyasi tartışmalardan başını kaldıramayan halkımızın ensestin ahlaksızlığı karşısında suskun kaldığını görüyoruz. Bizler sustukça; “Diktiğiniz ağacın ilk meyvesini sizde yemek istemez miydiniz hakim bey?” diyen babalar, “Kimseye bahsetmeyeceksin yoksa seni öldürürüm” diyen abiler, “15 yaşındaydı rızası vardı” diyen amcalar, anneler, teyzeler, dayılar, dedeler çocukların bir ömür atlatayamayacağı travmalar yaşatmaya, onları çocukluklarını henüz yaşayamamışken birer yetişkine dönüştürmeye, intihara sürüklemeye devam ediyorlar. Ensest; gazetenin bir köşesine sıkıştırılmış üç satırlık bir habere veya on beş saniyelik bir ana haber bülteni köşesine sıkıştırılmış bir haber bültenine üzülmekle çözülebilecek bir sorun değildir. Başta anne ve babalar, öğretmenler olmak üzere hep birlikte ayağa kalkmamız, ensest hakkında bilinçlenmemiz, çocuklarımız bilinçlendirmemiz gerekiyor. Bizler tüm ahlaklılığımızla başımızı bambaşka bir yöne çevirdik fakat sessizliğe ve çaresizliğe boğduğumuz çocuklar kardeşlerini doğuruyorlar.

Kaynakça ve ısrarla önerilenler:

Kardeşini Doğurmak-Büşra Sanay

Atlıkarınca 

Totem ve Tabu-Sigmund Freud