Romeika denildiği her an, istemsizce aklıma 1450 yılında dağların arasında inşa edilmiş ve günümüze kadar birçok yapısını koruyabilmiş, İnka antik şehri Machu Picchu düşer. İkisi arasında görünmez bir bağ kurar zihnim… Romeika’yı daha iyi anlayabilmeniz adına Machu Picchu’yu araştırmanızı öneririm, belki sizin zihninizle de aynı noktada buluşuruz.
Pontus Rumcası olarak da adlandırılan Romeika, Helenistik ve Roma dönemlerinde kullanılan Koini Yunancasından türetilmiş; Selçuklu Devleti’nin Pontus ve Bizans bölgelerini ayırmasıyla yalnızlaşmış; Kandıra-Batum arasında yaşayan Pontus Rumları tarafından 1923 Türk-Yunan nüfus mübadelesine kadar bilfiil konuşulmuş, Çağdaş Yunancanın evrilmiş bir koludur. Nüfus mübadelesiyle büyük bir çoğunluğu Yunanistan’a göç etmiş Pontus Rumlarından arta kalan bu dil, Karadeniz’in doğusundaki Müslümanlar tarafından konuşulmaya devam etmiştir. Böylece savaşlara, antlaşmalara, mübadelelere tanık olan eski dil, günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Dilin asıl sahipleri, dünyanın birçok yerinde Romeika’yı orijinal haliyle konuşur durumda. Ülkemizde ise Trabzon’un Çaykara, Sürmene, Maçka, Tonya ilçelerinde ve Rize’nin doğusundaki köylerinde Türkçe ile birlikte konuşulmaktadır. Bahsi geçen bölgelerin sarp kayalıkları, yüksek rakımlı dağları, yaylaları, içindeki kültür ögelerine sımsıkı bağlı köyleri, inatçı toprakları ve mücadeleci insanları vardır. Ülkemizde Romeika’nın günümüze kadar ulaşmasındaki en büyük faktörün, Karadeniz insanının değerlerine bağlı ve değerlerinden kolay vazgeçmeyen yapısı olduğu yadsınmazdır.
Yöre halkı, Romeika’ya “Rumca” der. Günlük hayatlarının o kadar içindedir ki Rumca, konuşmayı Türkçe başlatıp Rumca bitirirler, cümlelerin ortalarında Rumca kelimeler belirir de kimse farkına varmaz. Dil olmayan dildir Rumca, bu zor coğrafyadaki insanlar için. Ağıtlar Rumca yakılır, araya birkaç Türkçe sözcük katılarak. Türkülerde Rumca motiflere rastlanır bolca. Yaşamın içinde gizlenmiş, süregelen hayat kavgasında kendine sessiz bir yer bulmuştur, Pontus Rumcası, Romeika.
Şimdi ise 2020 yılında, kendine bulduğu sessiz yeri kaybetmeye çok yakındır. Köyden şehre akan hayatın içinde, sadece belli yaş kesiminin hâkim olduğu, yeni kuşakların bihaber yetiştiği, eski bir rivayete dönüşmek üzeredir. Bu unutulmaya yüz tutmayı engellemek adına çalışmalar yapılmakla birlikte ön yargıları kıramamanın da neticesi gün yüzüne çıkmakta, Romeika tarihe karışmaktadır.
Yeni nesillerden uzaklaşan Romeika’yı yeniden yeşertmek için Romeika-Türkçe sözlük girişiminde bulunan Vahit Tursun, Romeika’ya verdiği değeri şöyle ifade etmektedir :
“ Dil, binlerce yıllık bir insanlık birikiminin eseridir. Kocaman bir dünyadır. Bir dil yok olursa dünya yok olmuş olur ve maalesef bunun geri dönüşü imkansızdır”
Vahit Tursun, Sputnik Röportajı
Geri dönüşü olmayan yola girilmeden önce Romeika fark edilmeli. Yüzyılları aşmış bu köklü dil, Karadeniz’in dağlarında kendiliğinden yeşerdi, milletler ile yetişti. Şimdi sessizce gitmesine izin verilmemeli. “Kocaman bir dünya” yı zamanın eline bırakmamalı.
Romeika ile tanışmak için, Karadeniz’in eşsiz dağlarına uğramanız yeterli olacaktır. Esen kalın ya da Romeika deyişiyle “Gala imeras!”