“Kalp Hanım”dan Selam Var

2016 yılında küçük bir odadan duyduk sesini ilkin. Sonra kimseye benzemeyen o tatlı sesiyle hayatımıza girdi. Öyle güzel bir sevgi dili kullandı ki yıllar içinde “Kalp Hanım”a evrildi. Kalben 20 Mart 2020 tarihi itibariyle mahlas kabul etiği “Kalp Hanım” isimli son albümüyle tüm dijital platformlarda yayında. Sanatçının üçüncü stüdyo albümü olan “Kalp Hanım”, Garaj müzik etiketiyle hayranlarının beğenisine sunuldu. Albümde Mete Özgencil’e ait bir şarkı dışında tüm parçaların söz ve müzikleri Kalben’in. Ayrıca her şarkıda katkısı bulunan Genco Arı, “Kalp Hanım”ın prodüktörü olarak karşımızda.

 “Özgürlük, hepimize en çok yakışan başarı.

Birbirimizi doğduğumuz toprakla, köklerimizle, dillerimizle, renklerimizle, inançlarımızla, cinsiyetlerimizle ve kimliklerimizle değil; kalplerimizle kabul ettiğimiz günlerin ümidine!”

Kalben

“Kalp Hanım” albümünü okumaya başlayalım şimdi. “Yankılar” ile başlıyor maceramız. Sanki bu şarkıların yazılış sürecinin sancılarını duyuyoruz yankılanan bu seslerde. Kalp hanımın yüreğindeki kimi sesler çınlatıyor kulaklarımızı. Diliyoruz ki sonsuza kadar sürsün bu şarkılar.

Avrupa var Amerika var” ama sen yoksun diyor ikilemler içinde ezilen bir kadın ruhu içinde. Hepimizin bu dünyadan kaçası gelmiştir bazı karanlık anlarda, kadehleri kırası, bir şeyleri pencerelerden fırlatası. “Son Bir Gece” bu hezeyan anlarının yeni marşı sanki. Özellikle bugünlerde bağıra çağıra söylemek hepimize iyi gelecek gibi.

Leyla’nın izleri” bu albümde en sevdiğim şarkı olabilir. Hürriyet gazetesinde Tolga Akyıldız’a verdiği röportajdan 18 yaşında yazdığı iki şarkının birleşimi olduğunu öğreniyoruz. Şarkının ikinci kısmında yer alan sözlerin sıkı Kalben takipçilerine tanıdık gelmesi eminim herkesin yüzünde hafif bir tebessüm bırakıyordur. (Bkz. Kalben-Ten)

“Kasımpatılar” ile rengarenk bahar geliyor kulaklarımıza. Mesajı çok net Kalp Hanım’ın

Onarmaya halimiz yoksa kırmayalım.

Mete Özgencil’in “Bende Kal” şarkısı ile romantizm, melodik olarak bambaşka bir boyuta taşınıyor. Bir an yadırgasak da seviyoruz aşkın, özlemin bu haliyle ifadesini. Zaten “Seni Özlerim” geliyor peşi sıra. Bu şarkıdaki öyküleme çok hoş. Ve sayende sevgili Kalben biz de caz severiz.

Hangi “Gezegen” bu üzerimize çöken? Hepimiz bu sorunun yanıtını arıyoruz. Bir ayrılık şarkısı gibi okunsa da bence yerine pek çok kavram konulabilecek açıklıkta. Müziğin bizi alıp götürdüğü seslerle kim nasıl bir diyara gidiyorsa orada arıyor bu sorunun yanıtını. Çünkü hiçbirimiz öyle rahat biri olmadık hiçbir zaman. Daima dertlerimiz vardı bize dair, hayata dair, insanlığa dair.

“Son Adalar”da bizi bekleyen sonbaharı es geçemeyiz. Son tanıdık gemiye atlayıp gidiyoruz biz de. Ve hikayesi acı dolu bir “çiçekçi”nin yanında alıyoruz soluğu. Hüzünlü bir hikayesi var bu şarkının. Umut Çetin’in ortak olduğu bu parçanın hikayesini kendisinden dinleyelim.

‘Çiçekçi’, Bağdat Caddesi’nde öldürülen ve katili serbest kalmış bir çiçekçinin öyküsüyle başladı. Kayıt sırasında Kadıköy’de bir kadın ve anne, eş/oğul tarafından öldürüldüler. Katil, “Babam öyle istedi” diye bir açıklamada bulundu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’yla ortak yürüttüğümüz çalışmalardan etkilenmemek, ülkenin ve dünyanın yükselen nefreti karşısında diklenmemek imkânsız. Ben de bu diklenmeyi en iyi şarkılarımla yapabildiğimi anladım seneler içinde. Çiçekçilerini, çiçekleri yaşatan bir memleket umuduyla yazdım ve de umudumu değerli müzisyen arkadaşım Umut Çetin, eşliğiyle taçlandırdı.

Albüme ismini veren “Kalp Hanım”ın akustik versiyonu ile sona eriyor yolculuğumuz. Tabii ki şimdilik. Yeni hikayelerle, yeni söyleyişlerle, yeni seslerle yeniden aşk çeşmesinin başında buluşmak dileğiyle..

DÜNDEN BUGÜNE KALBEN

Bundan 6 yıl önce bir Sofar videosu ile tanışmıştım onun sesiyle. “Sadece” bestesinin o halini bile kaç kez dinlediğimi hatırlamıyorum. Şimdiye kadar duyulmamış kendine has, duygu dolu, içten ve bizden bir sese sahipti. Bu yüzden 2016 Şubat’ında heyecanla kucakladım kendi adını verdiği “Kalben” albümünü. Müzik dünyası için de yepyeni bir soluk oldu. İyi müzik peşinde olan dinleyicinin dayatılan popülere inat, alternatif arayışına girdiği ve bu arayışın karşılığını bulduğu zamanlardı. Ve Kalben böylece müzik listelerimizin vazgeçilmezi oldu ilk andan itibaren.

Sadece” gitarı ve yüreğinden dökülen sözleriyle güçlü bir kadın duruyordu karşımızda. Çok sevildi, çok dinlendi. “Fırtınalar” kopan iç dünyalarımızda yaşadığımız “Taşikardi“lere bu albümün şarkıları eşlik etti. “Doya Doya” dinledik söylediklerini. Onun sesiyle yürüdük “Yol“ları. Kalben ile hayranları olarak “Aramızda” bir şey vardı kuşkusuz. Bir duygu ortaklığı, bir gönül yoldaşlığı adına ne derseniz.

Çok bekletmeden 2017 yılında “Sonsuza Kadar” albümü geldi. Yarım kalmış bir hikayenin devamı gibi. İçimizden geçen “Ateşböcekleri” ile aydınlattı bizleri. Al Yazmalı filminden yağmurlu bir havada çıktık ve hayal ettik hepimiz onunla birlikte bir ekmeği bölüştüğümüz savaşsız günleri, hayal ettik “sonsuza kadar”. Kuğuluda buluşup “Yara“larımızı sevdik, yaraya gülümsedik, yaralarımızı içinde sevgi olan şarkılarla iyileştirdik. “Kuşlar” saldık yüzümüze kapanan “Kapı“ları yeniden açıp . “Derdimin çiçeği” ne güzel açtı içimizde. Yüzümüze vuran “rüzgar” onun sesinden bir başka esti. Albümün bence en vurucu sözlerini barındıran “Sakin ol Evladım” şarkısında öyle bir çıkarım yapıyor ki katılmamak mümkün değil;

İnsan kendine yakalanır insan kendinden yaralanır…

2018’de “Kuşlar” şarkısının remix versiyonun yayınladı. Aynı yıl “Yaşamak Var Ya” ile yüzümüzden hüzünleri silen umut dolu bir sesle sokakta, güneşte, çocuk yüzünde, bugünde, nerede ve nasıl olursak olalım yaşamanın kutsiyetini anlattı bize. Sonraki yıl BKE, Hayrettin Taşkaya ile birlikte Mete Özgencil’in yazdığı “Günaydın” şarkısını seslendirdi. Bu sırada Cem Adrian, Pinhani, Erol Evgin, Nükhet Duru gibi pek çok isimle düet çalışmaları gerçekleştirdi.

Ve 2019’da “Aşk Çeşmesi” nin başında buluştuk Kalp Hanım ile. Dört şarkılık bir EP olarak dijital müzik platformlarında yer alan bu proje çok kişi için alışılmadıktı. Akustik müziğe eşlik eden saf Kalben sesine alışmış bizleri farklı tarzda 4 şarkı ile kucakladı. Üstelik Türkiye’de belki bir ilki gerçekleştirerek üç şarkısını enfes bir kısa film tadıyla kliplendirdi. “Çek” “Kalp Hanım” “Aşk Çeşmesi” şarkıları Kalben’in derinlikli cümleleriyle el ele tutuştu “Kız Kulesinin anahtarı” adıyla görsel bir şölene dönüştü. Gerçekten değişmiş miydi peki Kalben? Hürriyet gazetesine verdiği röportajda bu minvalde bir soruyu şöyle yanıtlıyor;

Yenilenmek, yeni insanlarla yeni yolculuklara çıkmak aslında düşündüğüm kadar korkutucu ve istikrarsız bir tavır değildi. Ne de olsa bu şarkıları yazan benim. Bana ait yörüngelerdeki insan yüzleri, aşklar, hikâyeler, bağlılıklar değiştikçe ben de değişiyorum. Geçmiş geçmişte kalıyor, bugün, vardığım güne dönüşüyor ve yerini heyecan verici ve bilinmez yarınlara bırakıyor.

Kalben’in bir konserinde bulunma şansını yakalamıştım. O zaman kendine neden “Kalp Hanım” mahlasını seçtiğini ve ona ne kadar yakıştığını farketmiştim. Zamanla öyle çok sevildi ki bu sesleniş gelecek albüme de isim oldu. Sevgi dolu bir kadın. İnsana, kadına, erkeğe, çocuğa, doğaya, hayvana, bitkiye, güneşe, yağmura, buluta kısaca hayata dair her şeye derin bir sevgi duyuyor. Ve bunu öyle içten ve samimiyetle yansıtıyor ki dinleyicisine. Ona bu haliyle hayran olmamak çok zor gibi geliyor bana. Her ne kadar “Kalp hanım” şarkısında kendisine sorduğu nasılsınız sorusuna “kim dedi her şey yoluna girecek diye?” şeklinde sitem etse de pek çok şarkısında aşıladığı umut ile gelecek güzel günlere inancımızı sürdürüyoruz.

Kalp Hanım aynı zamanda bir yazar. Sadece şarkı yazarı değil bir çocuk kitabı yazarı. 2014 yılında yayınlanmış 2 adet çocuk kitabı bulunuyor. Üstelik okulların zorunlu tatil olduğu bugünlerde Kalben, bu kitaplarını Youtube kanalı üzerinden çocuklara okuyor. “Lulu’nun maceraları”. Bir müjde ile yazımıza son verelim. Öğrendiğimiz kadarıyla Kalben şu günlerde ilk romanı üzerinde çalışıyor.

Eski dünyanın yangınını anlatan, ana karakterleri kadınlar olan ve dostların arasına jönlerin girmediği bir roman bu. Karakterler de hikâyeler de benimle büyüyor. Sonbaharda raflarda olmasını ve raflara sağlıkla uzanan ellere, zihinlere ulaşmasını diliyorum.

Kalp hanımın yüreğinde süzülecek tüm ses ve sözleri takip etmeye devam edeceğiz. Yeter ki kendisi yazsın, çalsın, söylesin sonsuza kadar…

Exit mobile version