Sizin kollarınıza bile saramayacağınız sanatı, kadın; parmaklarının ucuyla bir hazineye dönüştürebilir.
Bilmem kim?
Sabiha Ziya Hanım, 1900 lerin başlarında dünyaya gelen bu yetenek eminim ki çoğumuz tarafından örnek alınmıştır. İlk öğreniminden sonra babasının işi sebebiyle Şam’a gider ve eğitimini 4 yıl burada sürdürür.
Kendini keşfettiği sıralar (1920) lisedeydi ve öğrenimini bitirmeden Sanayi-i Nefise Mektebi’ nde, resim bölümünü okumaya başladı. Öğrenimi sırasında büst çalışması yapan Ziya, atölye hocasından büyük beğeni aldı ve bölümünü heykel olarak değiştirdi. Üç erkek öğrenci arasında ilk kız öğrenci oldu.
Kayıtlara geçen ilk kadın heykel öğrencisi olarak adını yazdırdı.
Sanata, sanatçıya, heykele olan hayranlığı başarısına öyle yansır ki üniversite sınavında yaptığı dereceyle farkını ortaya koyar. Elde ettiği birincilikle yurt dışı kapıları ona doğru açılır.
İtalya, Roma’da ünlü heykeltıraş Pietro Canonica’nın asistanlığını yapma şansını elde eder. Canonica’nın, Taksim’deki Cumhuriyet Anıtı’nın yapımında da yanında bulunmuştur ve Canonica’nın atölyesinde 18 ay çalışır. Roma Güzel Sanatlar Akademisi’ ne girer ve Luppi’nin atölyesinde eğitim görür. 1924 senesinde Sanayi-i Nefise’den mezun olur.
1916-1951 yılları arasında yapılan ve sanat camiasında büyük ilgi gören Galatasaray Sergilerine katılan ilk kadınlardan olan Ziya, 1925′ te üç eseri ile sergiye katılır. Haklı gururuyla boy gösterir.
Atatürk ve İnönü yarışmasında birinci olan Ziya: ‘’1937 – 1966 yıllarında heykeltıraş Rudolf Belling döneminde olan Abide Projesi yarışmasında birinci oldum. Giresun’da yapılan Atatürk Abidesiydi. Maketi şimdi bile bendedir. Ayrıca yaptığım ve 1951’de Çankaya’ya koyulan Atatürk heykeli fazla beğenildi. Atatürk’ün kardeşi Makbule Hanım, eserin karşısında çok heyecanlanmış, duygulanmıştı. Beni kutlarken: ‘Kardeşimin gerçek şahsiyetini öylesine iyi canlandırmışsınız ki adeta onu karşımda görür gibi oldum. Sizi kutlarım’ diyen Makbule Hanım beni çok mutlu etti.’’
Cumhuriyet döneminin nadide kadın sanatçılarından olan Ziya başarısı, tutkusu, sanata olan sevgisiyle pek çok rakibinin önüne geçmiştir. Kadının dokunuşunun ne denli güzel ve değerli olduğunu göstermiştir.
Türk halkının ciddiye almadığı, statü olarak görmeyip, haber değerini yok saydığı sanatı, dünyaya yayıp ülkemizi temsil eden, gururla örnek aldığım tüm kadınlara sonsuz saygılarımla.