Yaşadığımız dünyada hayatımızı kolaylaştıran her şey insan yapımıdır. Günlük yaşantımızda dikkat etmesek de birçok nesnenin nasıl yapıldığını, neden gereksinim duyulduğunu bilmiyoruz.
Marie Van Brittan Brown, tam zamanlı çalışan bir hemşire, eşi ise elektrikçidir. Suçluluk oranının bir hayli fazla olduğu Queens, New York’ta yaşayan çift, düzensiz çalıştıkları ve evlerinde aynı zamanlarda bulunamadıkları için güvenli bir sistem yapmayı düşünürler.
Bu fikirle Brown çocukları ve hayatını korumak adına tasarlamaya başlar. Polis ve ev arasındaki mesafeyi, geliş süresini göz önünde bulundurarak ilk ev güvenlik sistemini icat eder.
Brown’un tasarladığı bu sistemde gözetlemek için üç delik mevcut. Bu sistemde ev sahibinin karşıdakini kolayca görebilmesi aynı zamanda sesini duyabilmesi için televizyon setini kontrol eden bir cihaz kullanılmış. Aynı zamanda bu deliklerin hareketi için aşağı yukarı doğru hareket eden kameralar takılmış. Eğer görüntüleri gören kişi olumsuzluk sezerse ve güvenlik ihlali söz konusu ise polise alarm gönderen bir düğme de mevcut. Sistem başta ev için kullanılsa da daha sonra birçok işletme bu koruma yoluna geçti.
Sistem, Ulusal Bilim Komitesi’ nden bir ödül almış.
Kapının diğer tarafında kim olduğunu bilmemek pişmanlık.
Patentlerinde bilinen birkaç mucide de yer verip alıntı yapan çift şimdi bile, 50 yıl sonra birçok iş yerinin, evin, otelin korunmasını sağlamış oldu ve günümüzdeki modern güvenlikli ev sistemlerinin öncüsüdür. Yakın zamanda kullanılan güvenlik amaçlı işlevsel ürünlerin temelini bu sistem oluşturuyor.
Dünyamız ve ülkemizde kadınlarımıza verilen önemin nasıl ve ne şartlarda olduğunu maalesef ki görüyoruz, yaşıyoruz. Bir şeyler başarsalar da başarmasalar da varlar ve hep var olacaklar, Brown’un yaptığı gibi geleceğe ışık tutacaklar çünkü kadındır yapar.