Bisikletiyle Afrika’yı gezen bir maceraperest, gazeteci ve belgesel yapımcısı olan Hasan Söylemez’in Nijer’de çöllerin çölünde geçen bir yolculuk hikayesini anlatan “Tenere” belgeseli Manceshter, Los Angeles ve Ankara’nın ardından 39. İstanbul Film Festivalinde seyirci karşısına çıkıyor. Covid-19 Salgını nedeniyle sınırlı sayıda izleyiciyle buluşacak olan çok sayıda film için aynı zamanda çevrimiçi gösterimler de yapılacak. Hasan Söylemez’in Manchester Film Festivali’nden “En İyi Görüntü Ödülü” alarak dönen yapımı “Tenere” 39. İstanbul Film Festivalinde “Ulusal Belgesel” yarışmasında yerini alacak. Sınırlı sayıdaki biletler filmonline.iksv.org adresinden, 2 Ekim Cuma saat 10.30’dan itibaren alınabilecek
Hasan Söylemez 2003 yılında yerel gazetelerde muhabir ve fotoğrafçı olarak yayın sektörüne atılıyor. İstanbul Üniversitesi Eski Yunan Dili ve Edebiyatı bölümünde okurken bir taraftan da gazetecilik yapmaya devam ediyor. 2006 yılında Türkiye’nin en büyük bölgesel haber gazetesi ”Şark Haber” gazetesini kuruyor. 2009 yılına dek Star Tv ve Kanal D’de ekonomi ve gezi programlarında haber muhabirliği ve program sunuculuğu yapıyor. Gazetecilik ve televizyonculuk alanında böyle parlak bir kariyer sahibiyken bizler için birdenbire sayılabilecek bir süreçte ilk bisikletini alıyor. Ve artık yol arkadaşı olacak dostuyla dağ, tepe, köy demeden Türkiye’nin tozlu yollarına pedal çevirmeye karar veriyor. Pek çoğumuz için gerçek olamayacak kadar güzel ve radikal bu kararı neden aldığını şöyle anlatıyor:
Çok bunalmıştım. Her geçen gün kendimi daha çok yalnız, çaresiz ve mutsuz hissediyordum. Hiçbir şeyden zevk alamıyordum. Değişime ihtiyacım vardı. Bütün algılarımı açarak hayata ve doğaya karışmak istiyordum. Paranın satın alamayacağı çok değerli şeylerin olduğunu biliyordum. Paranın bana verdiği ‘özgüven’ ve ‘güç’ duygusundan kurtulmam gerekiyordu. Paranın hayallerimize ulaşmakta o kadar da önemli olmadığını kanıtlamak istedim
hurriyet.com
Bu motivasyonla 11 Temmuz 2010 yılında yola düşmüş Hasan Söylemez. Kendini konforlu hissettiren sabit maaşlı işini, itibarını, kredi kartlarını. Pazartesilerin olmadığı doğaya bırakmış kendini. “İsyan, özgürlük, huzur, mutluluk” olarak tanımladığı bisikletiyle Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu, Akdeniz, Ege, Trakya’yı dolaşarak Türkiye haritası çizmiş. Sekiz buçuk ayda 10 bin 140 kilometre pedal çevirerek 40 kent, yüzlerce kasaba ve köy görmüş. Ayrıca bu yolculuk boyunca çektiği fotoğrafları çeşitli sergilerde satışa sundu. Gelirini de Kansere Umut Vakfı’na, köy okullarına ve TEMA’ya bağışladı.
Bu yolculuk sonrasında “Hayata Yolculuk” isimli bir kitap kaleme aldı. Hikayenin buraya kadarki kısmı bile yeterince hayranlık uyandırmaya yeterken kendini “gezgin değil ‘yolcu’, özgür ruh, iflah olmaz hayalperest, diğer çocuk” olarak tanımlayan Hasan Söylemez için bu daha başlangıçtı. Öyle ya ne yolcunun yolları biter ne hayalperestin hayalleri. Kendi hayallerini gerçekleştirme cesareti göstermiş bu cesur adamın yeni rotası Afrika oldu. “Afrika kıtasında 54 ülkeyi bisiklet ile gezip, belgeselini çekmek” Peki çokça gezgin Avrupa, Asya, Amerika gibi daha cazip bölgeleri tercih ederken neden Afrika? Bu soruya Cosmopolitan Türkiye için verdiği röportajda şöyle yanıt veriyor Hasan Söylemez:
Afrika’nın mistik bir kıta oluşu beni hep kendine çekiyordu, oranın izlediğim belgesellerden ve medyanın pompaladığı haberlerden ibaret olmadığını biliyordum. Hani insanoğlu topraktan yaratılmış deniliyor ya, işte o toprağın Afrika’da olduğunu düşünüyorum. Oraya gidersem kendi özüme döneceğime inanıyorum
cosmopolitanturkiye.com
Bu sıra dışı gezinin sıra dışı da bir amacı vardı. Şimdiye dek Afrika’daki kültürler, inançlar, açlık, yaşama şekilleri ile ilgili çok sayıda belgesel vardı ama kimse o insanlara hayallerini sormamıştı. Yolcumuzun bize ütopik gelen amacı “Afrika’nın hayaller arşivini oluşturmak”tı.
Dünya için her zaman ikinci plana atılan, zaman zaman yok sayılan kara kıtanın erkeklerine, kadınlarına, çocuklarına sadece hayallerini sormak… Böyle başladı “Hayallere Yolculuk-Journey to the Dreams” yolculuğu. Sadece bisikletiyle tek başına Afrika’nın tozlu yollarında yıllar geçirdi. Bugüne dek hedefi olan 54 ülkenin 17’sini gezdi. Bu gezilerden kurgusunu tamamladığı toplam 10 bölümlük belgesel dizisini Youtube kanalından yayınladı.
Afrika’nın muazzam doğal manzaralarını yanında çoğunlukla görmezden geldiğimiz bu kıtanın insanlarının hayallerini en samimi haliyle hayranlıkla ve tarifsiz duygularla izleyeceksiniz.
Ve bir gün kendisini hayatında yeni bir dönüm noktasına taşıyacak bir fotoğraf gördü internette. Nuh’un gemisini andıran bir kamyon dolusu insan, uçsuz bucaksız bir çöl, hayatta kalma ve hayal ettikleri geleceğe ulaşma yolculuğunda binlerce insan… Hasan Söylemez bu durur mu? Hikayenin peşine düştü.
Fotoğraf Nijer ülkesinde “Tenere” çölünden. Sahra Çölü’nde 400 bin kilometrekarelik bir alanın adı. Tuareg (Nijer, Mali, Burkina Faso ve Libya gibi ülkeler arasında yaşayan yerli halk) dilinde ‘çöllerin çölü’ anlamına geliyor. Hasan Söylemez fotoğrafı gördüğünde hissettikleri ve orada olma isteğinin ilk nedenini şöyle anlatıyor:
Gerçeküstü bir fotoğraftı. Biraz araştırınca Nijer’de çekildiğini öğrendim. O halde Nijer’e vardığımda ben de böyle bir kamyonla yolculuk yapar ve benzer görüntüler çekerim diye düşündüm. Başta macera gibi geliyordu bana. Fakat kamyonla ilgili araştırma yaptıkça yapılan yolculuğun trajik hikayesiyle karşılaştım. Resmen bir ölüm yolculuğu yapılıyordu ve az kişinin bundan haberi vardı. Daha sonra bu hikayeyi tüm boyutlarıyla dünyaya anlatmam gerekir dedim ve Tenere’yi çekmeye karar verdim
Bölgede birbirine en yakın ağaç 400, en yakın su kuyusunun arası 200 kilometre uzaklıkta. Öyle ki Hasan Söylemez’in kadrajından çıkan şu resim bu yalnızlığı yeterince anlatıyor.
Kamyon Agadez şehrinden yola çıkıyor. Kimi Nijer’in kuzeyindeki Dirkou şehrine, kimi Cezayir ve Libya’ya, kimi de Libya’dan Avrupa’ya gitmek istiyor. Büyük bir kamyonun üzerinde, çölde 45 derece sıcağın altında yapılan yolculuk en az beş gün sürüyor. Yolculuğa çıkanların gerekçesi ortak, ya geçim ya yaşam derdi. Bir kamyonun Agadez’den Libya’ya ulaşması on – on beş günü buluyor. Çölü geçmeye çalışan gerek yerli halkın gerek göçmenlerin bir kısmı ya çölde kayboluyor ya da arabaları bozulduğu için hiçbir yere gidemeyip susuzluktan ölüyorlar. Hepsi bunun ölümle sonuçlanabileceğini biliyor. Hasan Söylemez son üç yılda bölgede 20 binin üzerinde kişi ölmek üzereyken kurtarıldığını, ölü sayısının ise bilinmediğini söylüyor.
Film, Agadezli Beşir ve yol arkadaşlarının Nuh’un gemisini andıran bir kamyonda günlerce süren zor yolculuğuna tanıklık ediyor. Onların yolculuk öncesi hazırlıklarını, aileleriyle ilişkilerini, çetin doğa şartlarıyla, susuzlukla ve karşılaştıkları sorunlarla nasıl mücadele ettiklerini ve yaşadıkları duygusal değişimlere odaklanıyor.
Hasan Söylemez gibi büyük bir hayalci dahi bu zorlu yolculuk çekimlerinin bu boyutta bir başarıya ulaşacağını tahmin edemezdi sanırım. Bir macera olarak başlayan yolculuk kendi misyonunu yarattı ve dünya çapında ses getirmeyi başardı. Hasan Söylemez filmin misyonunu Hürriyet kelebek ekine şu cümlelerle anlatıyor:
Dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri göç ve mülteciler. Bugüne kadar hep sonuçları üzerinden konuşuldu ve insani boyutu ne yazık ki arka planda, rakamlardan ibaret bırakıldı. Bu sorunlara kalıcı çözüm aramak için öncelikle göçün sebeplerini anlamak gerekir. ‘Tenere’ filmi, göç eden insanların neden yurtlarını bırakıp bilinmeze gittiklerini, neden ölümü göze aldıklarını, arkada kimleri bıraktıklarını bütün gerçekliğiyle, dramatize etmeden anlatıyor. Hedef denir mi bilemiyorum ama bu filmin amacı, neden-sonuç ilişkisiyle, empati kurdurarak düşündürmek ve çözüm üretilmesi için harekete geçilmesi gerektiğini göstermek
“Tenere” filmi 2 Kasım 2019 tarihinde Zorlu Performans Sanatları Merkezinde galasını gerçekleştirdi. Ardından Uluslararası festivallere katılmak üzere yola çıktı. 16 ve 21 Şubat 2020 tarihlerinde Los Angeles’ta Amerika’da dünyanın en büyü siyahi film festivali olan The Pan African Film Festivalinde seyircisiyle buluştu.
16 Mart 2020 tarihinde Manchester Film Festivalinde “En İyi Belgesel”, “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Görüntü Ödülü” dallarında aday oldu ve “En İyi Görüntü Ödülü” aldı.
Dünyadaki Covid-19 salgını nedeniyle yurtdışı yolculuğuna ara veren “Tenere” 3-11 Eylül 2020 tarihleri arasında Ankara Film Festivalinde boy gösterdi. Şimdi de 39. İstanbul Film Festivalinde izleyici karşısına çıkacak. Ulusal Belgesel Yarışması ve Filmekimi Galaları filmleri Cinemaximum Nişantaşı City’s ve Kadıköy Sineması’nın yanı sıra festivalin çevrimiçi gösterim sitesi filmonline.iksv.org’da da erişime açılıyor.
Yollar ve hikayeler var oldukça yolculuklar da, anlatılanlar da devam edecek gibi görünüyor. Hasan Söylemez ise bu anlatılarda tarihe bisikletli bir kahraman olarak şimdiden geçti bile. Yazımıza tozlu yolların iki tekerlek üzerindeki kahramanından hayalleri peşinden gitme kararsızlığı yaşayan onlarca insana öğüt niteliğinde sözleriyle son verelim, umudunuz sonsuz olsun diye…
Günümüzde insanların bu kadar mutsuz olmasının sebebi hayal kurmamasıdır, kuracakları hayallerin gerçekleşemeyeceğine kendilerini inandırmasıdır. Çünkü en küçük sıkıntıda çok çabuk pes ediyoruz. Mücadele etmeye üşeniyoruz. Bu nedenle hayal kurmayı unutuyoruz. Oysa hayal kurmak, umuttur, zorluklara karşı motivasyon gücüdür. Kurulan hayaller insanları mutlu eder ve pozitif düşünceyi harekete geçirir.