Film, ünlü kadın yazar ve felsefeci İris Murdoch’un 1950’den başlayıp, Alzheimer nedeniyle öldüğü 1999 yılına kadar uzanan yaşamından kesitler sunuyor. Film, yazarın eşi John Bayley’nin kaleme aldığı Iris: A Memoir adlı kitaptan uyarlanmış.
Senaryosunu Richard Eyre’in, Charles Wood ile birlikte yazdığı filmde Iris Murdoch’un gençliğini Kate Winslet, yaşlılık halini Judi Dench oynuyor. Yazarın kocası John Bayley’nin gençliği Hugh Bonneville, yaşlılık dönemi de Jim Broadbent tarafından canlandırılıyor.
Dench bu filmdeki performansıyla en iyi kadın oyuncu, Winslet da en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında o yılın Oscar adayları arasındaydı. Yazarın kocası Bayley’i canlandıran Broadbent ise en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında Oscar heykelciğini kucakladı.
Filmde,tepeden aşağı bisikletle hızla inen güzel kadının ardından ona âşık olan genç adam bağırır:
“Iris, yavaşla!
Dur!
Sana yetişemiyorum.”
“Yavaşlayamam. Sen bana yetişmeye ve yakın durmaya çalış,”
İngiliz yazar Iris Murdoch’un hayatını anlatan “Iris” filminde üç kez aynı sahne tekrarlanıyor. Adam, ömür boyu kadının hızına yetişemiyor, ama ona ‘yakın durmaya’ çalışıyor.
Bazı kadınlar yakalanamaz, durdurulamaz ve kimseye ait olamazlar. Onlar zaten kendilerine bile ait değildir. O kadınlara yalnızca yakın durulabilir. Eğer ki onu yakalarsanız ve durdurursanız ölüverirler. Fren yaptıklarında kanatlarının kopacağına ve bir daha uçamayacaklarını düşünürler. Onun için tam gaz yaşarlar hayatlarını…
Kendilerini durdurup, öldürüverecek şeylere karşı dikkatli olmaları gerektiğini hissederler. Fren yaparlarsa kendileri olmaktan çıkacaklarını iyi bilirler…
Ama İris o kadar alışmıştır ki koşmaya onu Alzheimer hastalığı durdurur ve o an hayatındaki, zihnindeki her şey durur. Ne yazdığı romanları ne de konuştuğu güzel, anlamlı cümleleri hatırlar. Hafızası onu, hayatın ortasında çırılçıplak bırakıverir. Giysileri olan cümleler yoktur artık.
Düşünsenize ünlü ve donanımlı bir yazarsınız ve hafızanız size oyun oynamaya başlıyor. Baş edilemeyecek bir durumla baş etmeye çalışıyorsunuz. Koşmaya o kadar alışmışsınız ki hastalık birden sizi durduruveriyor. Durduğunuzda ise hayatın başka bir yüzü ile karşılaşıyorsunuz. Karşılaştığınız bu yüzle ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Her şey elinizden uçup gidiyor, tutamıyorsunuz. Ne yapmak ve nasıl davranmak gerektiğine dair bütün bilgiler beyninizden bir bir siliniyor. Silinen o bilgiler sizi felci uğratıyor. Kendinizle savaşmaya başlıyorsunuz. Bu savaş ise kazananı olmayan bir savaş ve ne kadar galip gelmeye çalışsanız da hiçbir şey yapamadan öylece oturuyorsunuz.
Bu durumda siz olsanız ne yapardınız? Aklınızdaki gerçekliği yitirmiş bir zamana boyun eğmekten başka…
Edebiyatla ilgilenenlerin izlemesi gereken bir film ve tavsiye ediyorum.
İRİS
Yapımı:2001
Yönetmen: Richard Eyre
Senaryo: Richard Eyre, Charles Wood
Oyuncular: Judi Dench, Kate Winslet, Jim Broadbent