Anadolu’nun her karış toprağında olduğu gibi İstanbul sokaklarında da nereye baksanız yaşamdan izler taşıyan insanlar görürsünüz. Kimisi taşı toprağı altın diyerek gelmiş, kimisi de bu şehrin sokaklarında doğmuş, büyümüş. Asya ile Avrupa’nın birleştiği, hüznün ve sevincin mükemmel uyumunu yansıtan, hayatların birbiri ile iç içe fakat birbirine asla karışmayan bir hikaye olduğu İstanbul’a bir fotoğrafçının gözünden bakalım. Bugün sizleri fotoğraf sanatçısı Emir Eğricesu’nun objektifinden “Halkın ve Sokağın İçinden” serisi ile buluşturacağız.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Yahya Kemal Beyatlı
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.
Yuvası saçakta kalan kırlangıç,
Cahit Sıtkı Tarancı
Yavrusu dallara emanet serçe,
Derken camiler üstünde güvercin
Minareler katından geçiyorum
Gökyüzü mahallesi İstanbul’un
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;.
Necip Fazıl Kısakürek
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar..
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;.
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim..
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;.
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur..
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,.
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale..
Sevgisi içimde yaşayıp duran.
Aşık Veysel Satıroğlu
Nazlı güzellerin şirin İstanbul.
Hayali kafamda hükümler süren.
Görmez gözlerime görün İstanbul.
İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul’dasın
İlhan Berk
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami, Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor..
Nurullah Genç
Çünkü onun gözleri de en az senin ki karar yeşil..