Yıl 1922, günlerden 26 Ağustos… Mustafa Kemal Atatürk başkomutanlığında, Dumlupınar’da dört gün sürecek bir muharebe, Büyük Taarruz. Diğer adıyla, Başkomutanlık Meydan Muharebesi. Kanın son damlasına kadar savaşma niyetinde olan Türk ordusu…
Kurtuluş Savaşı sırasında, Türk ordusunun işgalci güçleri Anadolu’dan atması için planlanmış gizli bir harekâttı. Dört günün sonunda, 30 Ağustos’ta Yunan birlikleri dağıtıldı ve savaş zafer ile sonuçlandı. Yunanlılar, İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül’de, İzmir’in de kurtulmasıyla Anadolu, Yunan işgalinden kurtulmuş oldu.
İlk kez 1924 yılında Afyon’da kutlanan, tüm Anadolu’da ise 1926’da kutlanılmaya başlanan 30 Ağustos ve Zafer Bayramı, sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.
1926 yılında, Zafer Bayramı adı alan bu bayramın, 1 Nisan 1926’da kabul edilen Zafer Bayramı Kanunu ile birlikte, Cumhuriyet ordu ve donanmasının Zafer Bayramı olduğu ve tüm deniz, kara, hava kuvvetleri tarafından her yıl kutlanacağı belirtildi.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, cennet vatanımızı kanıyla sulamış mert Türk ordusunu saygıyla ve minnetle anıyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!
“Bilmeyen kalmamıştır ki; ulusumuz, egemenliğini eline aldığı gün, en karanlık yoksulluğun, en derin uçurumun kıyısında idi. Bütün güçleri yıpranmış, bütün savunma araçları elinden alınmış, kutsal varlıkları saldırıya uğramış, pek acıklı bir durumda idi. Bütün bunları hiçe sayarak varlığını ve bağımsızlığını kurtarmaya karar verdi. Bu kararını başarıya ulaştırabilmek için kendine bir toplu davranış, bir belirli erek seçmesi gerekiyordu. Ulusun bütün varlığı ile bütün inancıyla, canını dişine takarak o yolda birlikte yürümesi ve er-geç başarıya ulaşması gerekliydi. İşte beyler, o erek bu yerdi, burasıydı (Dumlupınar). Umulan ve istenen başarı, işte burada kazanılan zaferdi.”