Donnie Darko
1988 yılında geçen gizemli hikâyemizde, Donnie Darko uyum sorunları yaşayan uyurgezer bir gençtir. Bir gece uyandığında karşısında tavşan-insan karışımı bir yaratık görür ve bu yaratık onunla konuşur. Donnie Darko’ya 28 gün 6 saat 42 dakika sonra dünyanın sonunun geleceğini söyler. Kahramanımızda hayatını bir kenara bırakarak garip yaratığın peşinden gitmeye başlar. Fakat bu sırada felaketler ailesinin peşini bırakmayacaktır. Jake Gyllenhaal’ın ilk filmlerinden olan bu yapım size gelecek vadeden bir oyuncunun neye benzidiğini de gösterir nitelikte.
The Game
Kahramanımız Nicholas Van Orton iş ve özel hayatında kontrol bağımlısı, zeki, yakışıklı ve başarılı bir iş adamıdır. Hayatı öyle düzenlidir ki kardeşinin ona verdiği doğum günü hediyesiyle yakın bir tarihte oldukça değişikliğe uğrayacaktır. İçinden çıkamadığı bir oyuna dâhil olan Nicholas kardeşi Conrad’ın hediyesinin olumsuz yönlerini sonuna dek tatmaya başlar. Oyun onu gittikçe zorlar ve alışmış olduğu düzeninin bozulmasına neden olur. Artık ölüm kalım mücadelesi vermektedir.
Abre los ojos
Genç, yakışıklı ve başarılı olan Cesar, kendisine oldukça güvenen bir gençtir. Evinde düzenlediği partide yakın arkadaşının hoşlandığı kız Sofia ile yakınlaşır ve ondan etkilenir. Hayatı oldukça umut vadeden bir seyirde ilerleyen Cesar, bir kaza geçirir ve yüzünün şekli deforme olur. Artık özgüveni azalmış ve baş etmesi gereken birçok sorun olan Cesar’ın hikâyesi başlar. Çözmesi gereken birçok sorunu vardır ve ne yapacağını bilemez. Amerikan versiyonu olan Vanilla Sky oldukça bilinse de esinlendiği film olan İspanyol yapımı Abre Los Ojos, Avrupa sinemasından oldukça güzel filmler çıkabileceğini gösterir nitelikte.
Mulholland Drive
Hollywood’a ünlü bir aktrist olmak için gelen Betty yaşamından memnundur. Fakat Hollywood’a varır varmaz kendisi cinayetten kıl payı kurtarmış ve geçmişini unutmuş gizemli bir kadınla tanışır. Kadınla olan ilişkisi hayatına da etki edecektir ve içinden çıkılamaz bir maceranın başlamasına neden olacaktır. Mulholland Kavşağı onlar için dönüm noktası haline gelecektir. Güzel müziklere sahip olan ve lineer olmayan yapısıyla bu oldukça ürpermenizi sağlayacaktır.
Müzik Önerisi: Rebekah Del Rio – Llorando https://www.youtube.com/watch?v=jvAijRKZdjA
Lost Highway
Fred Madison, Los Angales’da yaşayan ve orada bir gece kulübünde saksafon çalan yakışıklı biridir. Hayatında garip olaylar olmaktadır fakat bunları bir türlü çözemez. Bu sırada karısının geçmişi de onu rahatsız etmeye başlamıştır. Birçok olayın üst üste geldiği bu dönemde evinin dışarıdan çekilmiş görüntüleri eline ulaşır ve kahramanımız kendini çözülmesi güç olaylar yumağının içinde bulacaktır. David Lynch’in bir yapımı olan bu film de bizlere güzel müzikler sunuyor. Ancak dikkatli izlemenizi ve ilk izleyişte anlamazsanız üzülmemenizi tavsiye ediyorum.
Müzik Önerisi: David Bowie – I’m Deranged https://www.youtube.com/watch?v=aepBpZ3kXek
Önemli not: Bu filmleri özellikle gece izlemenizi tavsiye ederim. Şimdiden iyi Seyirler.