Fransız iki kardeş olan Louis ve Auguste Lumiére, 1895’te Edison’un icadı olan Kineteskop’tan esinlenerek Sinematograf’ı icat ettiler. Sinematograf, Lumiére kardeşlerin 13 Şubat 1895’te patentini aldıkları, görüntüleri kaydetmeye ve bir ekrana yansıtmayı sağlayan bir cihazdı. Lumieréler bu cihazla beraber tarihin ilk filmini 19 Mart 1895 tarihinde Fransa’da çekmiş ve adeta sinemanın serüveninin başlamasına vesile olmuşlardır. Bu film ‘’La Sortie des usines Lumiere’’ yani Lumiére Fabrikasından Çıkan İşçiler adlı 19 Mart 1895’te çekilen bir filmdir. (Bu bilgi belgeselden aldığım bir bilgidir fakat bunun dışında internette bulduğum çoğu bilgide ilk film Trenin Gara Girişi olarak paylaşılmaktadır.) İşte bu sebeple sinemanın tarihinde önemli bir yere sahip olan Lumiérelere dair 2016 yılında yapılan bir belgesel filmden bahsedeceğim size: LUMİERE!
Yönetmenliğini Cannes Film Festivali’nin direktörü Thierry Fremaux’un yaptığı film, Lumiére Kardeşlerin ve başta Alexandro Premio olmak diğer kamera operatörlerinin* 1905 senesine kadar çektikleri 1422 filmden 108’inin restorasyonlu hallerinden oluşuyor. Sinemanın ilk dönemlerinde çekilen bu 50 saniyeyi aşmayan filmler, dolayısıyla sessiz. Fakat filmde bu görüntüler hakkında seyirciye bilgiler (mekan, zaman, teknik gibi) veren bir seslendirmenle karşılaşıyoruz. Bu kişi yönetmen Thierry Fremaux’un ta kendisi.
Lumiérelerin sinema serüvenlerine başladıkları Fransa’da çekilen filmlerle başlayan film, daha sonra İngiltere, İsviçre, İtalya, İspanya, Almanya ve Osmanlı’da çekilen filmlerle buluşturuyor seyirciyi. Bu noktada Sinematograf, başlarda daha çok Lumiére ailesinin ve çevresindeki insanların hatıralarını çekse de da daha sonraları adeta ‘’Dünyaya dünyayı sunmak’’ için seyahata çıkmış ve sahip olduğu gizemli büyüsü sayesinde dünyanın dört bir yanındaki simaları bir asırdan fazla bir zaman sonra bile seyircinin önüne koymuştur.
Kamera İçin Doğru Tek Yer Vardır. İşte Lumiereler Bunu Sahnenin Gerçekliğini Yakalamak İçin Keşfetti.”
Filmi seyrederken birkaçını daha önce izleme fırsatı bulduğum filmler karşısında, Lumiére Kardeşler’in ne kadar önemli bir iş başardıklarına bir kez daha şahit oldum. Belki de farkında bile değillerdi icatlarının öneminin fakat icat ettikleri o şey çoğu kişinin katılacağı gibi dünyanın seyrini değiştiren bir şeydi. Bir nevi gerçek olan başka bir gerçeklik bulmuşlardı. Bu duruma en büyük kanıt, Trenin Gara Girişini izleyen seyircilerin üstlerine doğru gelen trenin altında kalırız diye korkup perdeye tepki vermeleriydi elbette. Bunun dışında Lumiéreler sinema dilinin oluşmasının, anlatımı kuvvetlendirecek doğru kamera yerinin belirlenmesinin ilk adımlarını atacak ve çektikleri filmlerle adeta geleceğe birçok hikâyeyi içerisinde barındıran binlerce mektup bırakacaklardı. İşte 2016 senesinde yapılan ”Lumiére!” adlı film hem onlara bir saygı duruşu niteliğinde hem de bu mektupların en azından bir kısmını sizinle buluşturma hedefiyle yola çıkmış bir film. İyi seyirler…
*Felix Mesguich, Gabriel Veyre, Francesco Felicetti, Constant Girel, Marius Sestier, Charles Moisson ve daha ismi bilinmeyen nice kamera operatörü.