Yılın belli aylarında bize gülümseme nezaketinde bulunan bir çiçektir Nergis çiçeği. Hem bahçede hem de evde besleyebileceğiniz bu çiçek için çok su gerekmez, 3-4 günde bir sulamanız yeterli olacaktır. Malûm kendi kendine yeten bir çiçektir o! Onun güzelliğine doğal ışığa koyduğunuzda şahit olursunuz, sarı ve beyazın uyumu göz kamaştırır. Fakat çiçek de olsa sevgi bu, her sevgide olduğu gibi zehrini akıtabilir çok yaklaşana. Çünkü soğanı zehirlidir.
Kokusuyla bizi mest eden çiçeğimizin aslında bize anlatacak bir hikâyesi var. Dünyanın en yakışıklı erkeği olarak bilinen Narkissos, herkesi kendine aşık etmesiyle bilinirmiş. Öyle güzel öyle alımlıymış ki insanlar bir gördüklerinde bir daha unutamıyorlarmış fakat Narkissos hiçbirini kendine layık bulmazmış. Yine güzeller mi güzeli kızımız Ekho da görür görmez Natkissos’a aşık olmuş. Aşkın en hasta edici yanına sürüklenen Ekho, karşılık bulamadığı aşkını kalbine gömmüş. İçten içe Ekho’yu güzel bulan Narkissos ona da yüz vermemeyi seçmiş. Fakat Ekho ne yemek yiyebiliyormuş ne de su içebiliyormuş karşılıksız aşkı karşısında. Her yeri eriyip bitince sadece Narkisosu sayıklayan sesi kalmış. O sesiyle de Narkissos için ah etmiş;
“Sen de benim kadar sev ama kavuşama.”
Narkissos bir gün susamış ve bir dereye inmiş. Tam su içecekken suyun yansımasından kendi yüzünü görmüş ve deli divane aşık olmuş. Günlerce kendini izlemiş, kendine seslenmiş ve bir çıkış yolu bulamamış. Ekho’nun ahı tutmuş, dillere destan Narkissos aşık olmuş ama kavuşamıyormuş. Aşka kim dayanmış ki Narkissos dayansın.. En sonunda içindeki imkansız aşkla beraber derenin kenarında ölmüş. Günler sonra Narkissos’un cesedi aynı yerde bulunmuş fakat bir koku, daha önce kimsenin duymadığı herkesi hayran bir koku ve bir çiçek, alımlı mı alımlı naif mi naif; Nergis. Oradakiler Narkissos anısına onun adıyla seslenmeye başlamışlar o muhteşem çiçeğe.
Gel zaman git zaman.. Yunan mitolojisi geride kalsa da sevgi de imkansız aşk da aynı yerinde duruyor. Narkissoslar ve Ekholarla beraber ürettiğimiz sevgi kalıplarına insanları yüklüyor, mutluluğuna mutluluk, üzüntülerine bin bir kahır yüklüyoruz. Pamuk iplikleriyle birbirimize bağlı olduğumuzu unutup tüm gücümüzle insanları kendimize çekmeye çalışıyoruz. Ama unutuyoruz ki Nergis çiçeği var; aşkın, kavuşamamanın sembolü. Belki hayat bir gün kapımıza bir Nergis demeti bırakır, kim bilir?