İnsan değer verdiği herkesi kaybettikten sonra başka birine sıfırdan değer verebilir mi? Gidenlerin oluşturduğu boşluk dolar mı veya o boşlukla yaşanır mı? Hayatta hiçbir neşesi olmayan biri diğerlerini güçlü tutabilir mi? Bunlar After Life’ta bahsi geçen ve benim için önem arz eden sorular oldu. Bu soruların cevabını çoğu dizide pekâlâ bulabilirsiniz. Lakin After Life’daki kadar anlamlı olacağını hiç sanmam.
Dizinin konusu
Bölümlerin süresinden dolayı sitcom sanmamak gerekiyor diziyi. Sitcomlarda alışığımız gülme efektleri yok, o kadar gülünecek saçma espriler de yok. Dizi başlı başına bir kara mizah içeriğine sahip. Her ne kadar kara mizahın alıcısı her gün artsa da herkese hitap etmediği ortada. Dizideki gülünç olayların hayattan bir parça taşıdığı aşikâr. Trajikomik olayların ele alınması beni izlerken mutlu etti. Dizi genel itibari ile Tony’nin eşinin ölümü üzerine yaşamını konu alıyor. Basit bir çizgi üzerinde ilerliyor ve izleyeni yormuyor. Güldürü unsurları kadar iyi işlenen bir diğer unsur da hüzündü. Ciddi manada duygular derinden izleyiciye aktarılıyordu.
Dizideki baş karakteri Ricky Gervais’in eşsiz oyunculuğu ile izliyoruz. Ricky, Tony adında yerel bir gazete olan The Tambury Gazette’nin başyazarı ve eşi Lisa’nın ölümü üstüne yaşadığı bunalım ile mücadele ediyor. Dizide David Bradley’e yazılan masum adam rolüne her ne kadar alışamasam da tanıdık bir yüz görmüş oldum. Belki diziyi izleyenler bana kızabilir lakin dizideki psikiyatristi çok iyi bulduğumu söylemem gerek. Gayet sıra dışı bir karakterdi.
Hayatta kalmak, kalmaya çalışmak veya akıntıya karşı yüzmeye çalışmak After Life’ı ortaya çıkarmış gibi görünüyor. Dibe batış ardından ayağa kalkma çabası ve bunun cabası. Kısır döngüde yaşadığımızı ve herkesin bu döngüde bir rol sahibi olduğunu hatırlatıyor.
Diziden kesin olarak çıkardığım bir şey varsa o da şudur; herkes gizliden gizliye büyük ya da küçük şekilde birini kaybetmenin acısını yaşıyor. Fakat dizide de dendiği gibi “Hayata dair öğrendiğim her şeyi üç sözlük ile özetleyebilirim: Hayat devam ediyor.”