Yönetmen koltuğunda Özgür Yıldırım’ın oturduğu, başrollerini ise David Kross ve Emilia Schüle’ın paylaştığı 2015 yapım Bilim kurgu, aksiyon ve gerilim filmi.
Sam, gözlerini bir metro hattının raylarında açar ve belleğinde o ana ve daha öncesine dair bir şey bulamaz. Başının belada olduğunu anlaması uzun sürmez. O sırada cebinde bir restoran kartı bulur ve restorana gider. Daha önce geldiği bu restoranın tuvaletinde bir not defteri bulur. Olaylar işte tam burada gelişmeye başlayacaktır. Ellerinin arasındaki defter, onu geçmişe götürecek ve tüm bilinmezlerin kapısını aralayacaktır. Yani, olaylar silsilesi ileriye dönük değil de geriye dönük olacaktır.
Haydi karakterler üzerinden gidelim: David Kross, Sam -numara 7- karakterine hayat veriyor. Sam, bilgisayar hackeridir. Bu konuya olan yeteneği sayesinde okulda uzun sürmeyen arkadaşlıklar ediniyordur. O arkadaşlıklar ise ricacı olunan şey gerçekleşince sona eriyordur. Bunların yanı sıra, yıllardır onu fark etmesini beklediği kız ile aynı sınıftadır. Başta ne yapsa da fark edilmediğini düşünür ama daha sonrasında kızın her şeyin farkında olduğunu anlar. Kız, durup düşününce o yıl bu notlarla sınıfı geçemeyeceğini anlar. Bu nedenle Sam’a yakınlaşıp istediğini -notlarını yükseltmesi için okulun veri tabanını hackelemesini- yaptırmaya karar verir. Sam ise yıllarca beklediği bu yakınlaşmadan dolayı “asla olmaz” dediği şeyi yaparken bulur kendini fakat yolunda gitmeyen şeyler vardır: Sam, okulun hocasına tam iş başındayken yakalanır. Okulda toplanan kurulda kız, bütün suçu çarpıtarak Sam’in üzerine yıkar. Kurul da bunun üzerine ortak bir kararla Sam’i X Enstitüsü’ne rehabilitasyon amacıyla iki hafta sürmek üzere gönderir.
Bakalım bu rehabilitasyon merkezinde Sam için hayat eskisi gibi olabilecek midir?
Enstitüde herkese numara verilir ve her gün çeşitli kişilik testleri uygulanır. Bu testlerden yüksek puan alanlar danışman olarak seçilir ve gizemli bir şekilde hafızasını yitirir. Bunu fark eden ve görmemesi gereken şeylere şahit olan Sam, oda arkadaşıyla ve numara 8 -Lara- ile harekete geçer. Harekete geçmeden önce, numara 8’in ona verdiği deftere her anını not eder bir gün unutma ihtimaline karşı.
Genel itibari ile cesur ve meraklı bir karakteri canlandıran David Kross, seyirciyi oyunculuk anlamında doyuruyor.
Numara 8’e değinelim biraz da. Ekrana yakışan yüzüyle ve cüretkarlığıyla beni etkilemeyi başaran Lara Karakteri, bu yapıt için en iyi seçim diyebilirim. Numara 8, bir akıl hastanesinden kaçtıktan sonra X Enstitüsü’ne gönderilmiştir. Kendine ait bir iç dünyası vardır, yanına pek insan yaklaştırmaz. Hal bu ya, zaten oradaki gençler de akıl hastanesi kaçkınına pek yakınlaşmak istemez. 🙂 Sam’in ona verdiği selamlar karşısında hep ters cevaplar verir. Sam’in uğraşları sonucunda aralarında bir arkadaşlık başlar. Bu zamanla yakınlaşmaya dönüşür ve kaçma planı yaparlar.
Acaba tam sır perdelerini aralayacakları ve kaçacakları gece başlarına neler gelecektir?
Oyunculuklar harikulade fakat olaylar çok çabuk oldu bittiye getiriliyor. Mekan seçimleri, ışıklandırmalar gayet iyi. Konusu itibariyle de ilginç ve sürükleyici ama dediğimiz gibi filmin son dakikalarına doğru bazı önemli ayrıntılar es geçilmiş.
Şunu atlamak istemem, filmin yönetmeninin Türk olduğunu ve ekipte de Türk uyruklu insanların çalıştığını görünce mutluluğumu gizleyemedim. Özgür Yıldırım’a selam olsun…
“Filmi seyretmeyenler için bu kadar spoiler yeterli olur” deyip çok çok fazla ayrıntıya girmiyorum. İyi seyirler!