Kadınlar… Sevdiklerimiz, en büyük destekçilerimiz. Daha 15 yaşında zırıl zırıl ağladığımız ilk aşklarımız. Altımızı değiştiren anneler. Düştüğümüzde popomuza bir şaplak atanlar fakat yine de elimizden tutup kaldıranlar. Sırtımızdaki en büyük destek elleri.
Ama bazen Nazım’ın dizelerinde öküzümüzden sonra gelen sofralarımıza. Ahmed Arif’in dizlerinde ‘‘Etme Gel’’ dediklerimiz. İş hayatında tacize kimi zaman boyun eğen, kimi zaman can korkusundan sesini çıkartamayan, üç kuruş para için ezilenler onlar.
2012 yapım yönetmenliğini Gülten Taranç, senaristliğini Meryem Şahin’in üstlendiği CONSENSUS adlı bu kısa filmde, aslında bunlara çok iyi bir şekilde değinilmiş.
Sindirilmiş bir kadın ve onun yönetiminde çalışan diğer ezilenler. İsyan yok, çığlık yok. Çünkü güç dediğin olguyu eline almış çoktan, ahlakını kaybetmiş olan. Mutsuzluk dedikleri şeyi artık en içine yerleştirmiş bu kadınlar ekmek parası kazanmak için. Bunca zulmün arasında kalmış ve devam etmişler yine de çileye. Filmde onların çektiği sıkıntıları en ince nüanslarda yakalamış senarist. Utanmayı, yaşanmamışlığı, merakı… Yedikleri dayağı, vuramadıkları masayı, kıramadıkları bardağı, silinmeyen izleri; hatta asla silinmeyecek olan izleri.
Filmin sonuna doğru ise gereken isyanı. “İlla bombanın patlaması mı gerek sizler için” demiş. “İlla tacizler; tecavüzü mü bulmalı” demiş belki de. Film o kadar sıradan ki aslında. Hepimizin ne yazık ki bildiği gerçekler bunlar. Filmi izleyelim. Ama sizler onlar gibi isyan etmek için bir gün daha beklemeyin.
İsyan sizlerin, destek bizlerin olsun. Kol kırılsın, yenin içinde kalmasın.