Christopher Nolan: Bir Dahinin Sineması

21. Yüzyılın en çok konuşulan yönetmenlerinden birisi. Kafa karıştıran filmleri, kendisine özgü tarzı ve zekasını ön plana çıkaran filmleriyle, 21. yüzyılın en başarılı yönetmenlerinden. Bilim kurgu sinemasını sallayan Interstellar, Inception gibi şaheserlerden, süper kahraman filmlerine bakış açımızı değiştiren Batman üçlemesine kadar. Bu sinema dahisinin, sinema geçmişine ve onu Nolan yapan eserlerine bir göz atalım.

1970 doğumlu Christopher Nolan’ın sinema tutkusu, daha 7 yaşındayken babasının kamerasını alıp, aksiyon figürleriyle kendi kısa filmlerini çekmesiyle başlıyor. 11 yaşına geldiğinde ise yönetmen olmak, onun için çoktan bir hedef haline gelmiş oluyor. Film yapım tesisleri olduğu için seçtiği Londra Üniversitesi Akademisi’nde İngiliz dili ve edebiyatı okuyan Nolan, bu yıllarda çektiği bir kısa filminin, Akademinin en iyi kısa filmlerinden birisi olarak düşünülmesiyle de potansiyelini gözler önüne seriyor. İlk uzun metrajlı filmi olan Takip filminin ardından yönettiği Memento ile sinema dünyasına adını duyurmaya başlıyor. Top 250 listesinde 55. olarak yer alan film, aynı zamanda aldığı 2 Oscar adaylığıyla da Nolan’ın gelecek vadeden bir yönetmen olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Nolan’ın Batman’i

Kara Şövalye Yükseliyor (2012)

Sinemaya bu muhteşem üçlemeyi kazandırarak süper kahraman sinemasına olan bakış açımızı değiştiren yönetmen, serinin muhteşem başarısıyla da kendisini ön plana çıkarmayı başarıyor. Batman Başlıyor ile seriye başarılı bir giriş yapan Nolan, bu başlangıçla; En İyi Sinematografi Oscar’ına aday olmayı başarıyor. Christian Bale’i Batman rolüyle tanıştıran film, aynı zamanda serinin devamında ortaya çıkacak olan işlerin kalitesi hakkında bize ipucular veriyor. Film 8.2 gibi hatrı sayılır bir puanla IMDB listesindeki yerini de alıyor. Serinin sıradaki filmi olan Kara Şövalye’ye gelecek olursak, serinin en başarılı ve en çok konuşulan filmi demek pek de yanlış olmaz. Film, Heath Ledger’ın izleyenleri kendisine hayran bırakan, unutulmaz Joker performansıyla daha da etkileyici bir hal alıyor. 2 milyondan fazla oyla 9.0 puan alma başarısı gösteren film, IMDB Top 250 listesinde kendisine 4.sırada yer bularak, listede en yukarıda yer alan süper kahraman filmi oluyor. Başarılarına bir başkasını ekledikçe ekleyen film, 1 milyar dolar gişe hasılatını geçerek yapımcılarını, 8 Oscar adaylığından ise kazandığı En İyi Yardımcı Oyuncu ve En İyi Ses Kurgusu Oscar’ıyla da ekibinin yüzünü güldürüyor. Heath Ledger’ın zamansız ölümü sebebiyle ailesine verilen Oscar ödülü ise törende yürek burkan görüntüler ortaya çıkarıyor. Her süper kahraman filmi sonrasında adı geçen bir Joker rolüne hayat vermiş olan Heath Ledger, bu unutulmayacak performansıyla sinema tarihine adını kazıyor.

Kara Şövalye (2008)

Serinin son filmi olan Kara Şövalye Yükseliyor’a geldiğimizde ise bu sefer kötü karakter olarak bizi Bane rolündeki Tom Hardy karşılıyor. Nolan’ın, Bane rolüyle yeteri kadar abartılmadığını düşündüğü Tom Hardy, etkileyici performansıyla oyuncu seçiminde ne kadar doğru bir tercih olduğunu gözler önüne seriyor. Kara Şövalye’ye benzer bir başarı yakalayarak 1 milyar dolar gişe barajını geçiyor. Gerek kötü karakteri, gerekse senaryosuyla son derece başarılı bir eser olarak karşımıza çıkıyor, Kara Şövalye Yükseliyor. 1.5 milyon oyla 8.4 IMDB puanı da bunu kanıtlıyor. Nolan’ın Batman üçlemesine de böyle bir son yakışırdı zaten.

”Birkaç bidon benzin ve birkaç mermiyle şu şehre neler yaptığıma bak. Biliyor musun neyi fark ettim? Her şey plana göre gittiğinde kimse paniklemiyor. Plan korkunç olsa bile. Yarın basına, bir çete üyesi vurulacak, bir kamyon dolusu asker havaya uçacak desem kimse paniklemez. Çünkü plana uygun olur. Ama küçük bir belediye reisi ölecek desem herkes kafayı yiyor. Biraz anarşi. Mevcut düzeni sarsınca her şey kaosa dönüyor. Ben kaosun elçisiyim.”

Joker – Kara Şövalye

Nolan Tarzıyla Bilim Kurgu

Interstellar (2014)

Birisine izlediği en iyi 3 bilim kurgu filmini sorduğunuzda, bu 3 filmden birisinin Nolan eseri olma ihtimali oldukça yüksektir. Hem de çok yüksektir. Prestij adlı filmiyle başladığı bu bilim kurgu macerası, Nolan’ı gerçekten Nolan yapan şey. Filmlerinde kullandığı karmaşık zaman kavramı, mekanları, muhteşem sinematografisi ve bir şeylerin bize doğru gitmediğini söyleyen doğrusal olmayan öykü anlatımıyla dahi yönetmen, izleyiciyi bir Nolan beklentisine sokuyor adeta. Batman serisi arasında yönettiği Prestij ile bilim kurgu sinemasında da oldukça başarılı sonuçlar vereceğinin sinyalini veriyor. Christian Bale’in başarılı bir başka performansını izleyeceğimiz bu film, 8.5 puanı ve 2 Oscar adaylığıyla ünlü yönetmenin bilim kurgu sinemasına oldukça etkili bir giriş yapmasını sağlıyor. Çoğu eleştirmen ve izleyiciye göre Nolan’ın en başarılı bilim kurgu eseri olan Inception’a geldiğimizde ise Nolan’ın neden bir sinema dahisi olarak anıldığını anlamaya başlıyoruz. Leonardo Di Caprio’nun oyunculuğu, kafa karıştıran iyi yazılmış senaryosu ve görselliğiyle, türünün en iyilerinden birisi olarak gösterilen bu bilim kurgu şaheseri, başarılarıyla yönetmenini gururlandırıyor. Aday olduğu 8 Oscar’dan; En İyi Görsel Efekt, En İyi Görüntü Yönetimi, En İyi Ses Miksajı ve En İyi Ses Kurgusu olmak üzere 4’ünü alıyor. En İyi Film ve En İyi Özgün Senaryo Oscar’larını alamaması da üzüyor tabii. Puanına gelecek olursak 2 milyondan fazla oy ile 8.8, Top 250 listesindeki yerine gelecek olursak ise 14. Nolan eseri olduğunu belli ediyor diyebiliriz.

Inception (2010)

Uzay, zaman ve karadelik kavramlarını ele alan bir başka kafa karıştırıcı Nolan yapımı olan Yıldızlararası ise çoğu kişiye göre -kesinlikle bana göre de- Nolan’ın bilim kurgu türündeki en iyi eseri. Matthew McConaughey’nin başrolde harikalar yarattığı, görsel anlamda kendisine hayran bırakan Yıldızlararası, çoğu eleştirmenin Top 10 listesinde yer alıyor. Sevgi kavramının derinliğini etkileyici bir şekilde işleyerek, aynı zamanda dram da diyebileceğimiz bir şaheser çıkarıyor karşımıza. Oscar konusunda Inception kadar şanslı değil maalesef. Aday olduğu 5 daldan, yalnızca En İyi Görsel Efekt ödülü kazanarak, Nolan sinemasının sinematografi olarak ne kadar başarılı olduğunun tekrardan altını çiziyor. Yönetmenin, kafa karıştıran tarzını fazlasıyla kullanıp, karmaşık bir hale getirdiği Tenet dışındaki tüm bilim kurgu yapımlarının ilk 50’de yer alması, başarısını tekrar ve tekrardan gözler önüne seriyor.

“Sevgi zamanı ve mekanı aşan tek şeydir.”

Yıldızlararası

Teşekkürler Nolan !

Nolan’ın en başarılı eserlerinden bahsetmeyi düşündüğüm bu yazının sonunda, yönetmenin neredeyse her filminden bahsettiğimi fark ettim. Gerçekten de Nolan’ın filmografisi göz önüne alındığında, her eserinin kalitesi birbiriyle yarışır vaziyette. Tekrar tekrar izlediğimiz Batman üçlemesinden, kendi yorumuyla bize sunduğu bilim kurguya kadar. Her daim arkasında bıraktığı şaheserleriyle, adını sürdürecek bir sinema dahisi, efsanesi. Gelecekte yönetmenliğini yaptığı filmlerden, kim bilir kaç tanesi bu listedekileri geçip, adını daha üst sıralara yazdıracak ? Hep birlikte göreceğiz.

“İyi bir yönetmen, iyi bir senaryo ile bir başyapıt üretebilir.”

Akira Kurosawa