John Perkins kendisi de ‘‘Ekonomik Tetikçi’’ olan bir ekonomist ve yazar. Bu kitabında Amerika’nın üçüncü dünya ülkelerini nasıl sömürü haline getirdiğini anlatıyor.
Amerikan hükümetinin bankalarıyla işbirliği içerisinde ve bu ekonomik tetikçilerin yardımıyla gelişmemiş ülkelerdeki organizasyonları gün yüne çıkıyor bu eserle. Aslında bir serinin başlangıcı olan bu kitap Perkins’in otobiyografisi. Zamanında nasıl bir zalimlik içerisinde bu çarkın bir dişlisi olduğunu anlatıyor. Kitabın içerisinden örneklerle neden okunması gerektiğini anlatmaya başlarsak:
Perkins Amerika’nın sömürü edilecek ülkeye ilk önce kendilerinin gönderildiğini ve burada çalışmalar yaptıklarını anlatıyor. Gittikleri yerlerde havalimanı, santral, yol, köprü vs gibi projeler üretip ülkeleri bunlara ikna ettiklerini söylüyor. Tabi ki bunlar amme hizmeti değil. Bu sırada ülkeler; IMF, Dünya Bankası gibi dev finans şirketlerine borçlandırılıyor. Nihayetinde ise borcunu ödeyemeyen devletlere yaptırımlar uygulanabilir hale geliyor. Ekonomik tetikçinin işini beceremediği yerde ‘‘Çakallar’’ devreye giriyor ve ülkede suikastlar yapılıyor. Bu durumlarda hala yeterli olmuyorsa devreye giren ‘‘Genç Amerikalılar’’ yani askerlerle sözde barış naraları arasında sömürü bir şekilde meşrulaştırıyor. Aslında Perkins’in ‘‘Şirketograsi’’ ismi ile tanımladığı bir yapılanmanın başını aileler çekiyor. Bu ailelerin bu acımasızca başsızlaştırma, yoksullaştırma yapmasının yegane sebebi yer altı kaynakları. Kitap bu kodlar üzerinden yönetim anlayışının aslında ne olduğunu ve neleri bilmediğimizi anlatıyor. Dünya düzenini öğrenmek için önemli bir eser.
Bu hikaye sizlere de tanıdık geldi mi?