Finlandiya beyaz zambakların olmadığı sadece Finlandiya’ nın tarihini yazan kişinin bahçesinde beyaz zambakların olduğu bir ülkedir. Yazara ilham vermiş olsaki kitabın ismini “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” koymuştur.
Kitabımızın yazarı: Grigory Petrov 20.yy’ın başlarında Rusya’nın önde gelen isimlerinden birisidir. Rus hatip ve gazeteci kimliği ile tanınmaktadır. Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı yapıtıyla ise bir milletin haksızlıklar karşısındaki çaresizliğiyle bir düşünürün öncülüğünde azim ve kararla yükselişini anlatmaktadır. Bu kitapla birlikte milli benliğin önemi gözler önüne serilmiştir.
Finlandiya o dönemlerde kuzey ülkeleri arasından İsveç’in uzun yıllar sömürgesi altında kalmıştır. Yoksul bir ülke olmakla birlikte, İsveç’in baskıcı yönetimi karşısında pasif kalmış bir şey yapamamıştır. Fakat bir süre sonra bu durum değişmiştir. Çünkü Rusya Finlandiya’nın yarısını ele geçirmiştir. Ve Finlandiyalılara bazı haklar tanımıştır. “Geleneklerini yaşatabilme hakkı” bu onlara büyük bir umut olmuştur. Özlerini hatırlatmıştır. Fakat hürriyet için ilk adımı kim atacaktı ? Halk eğitimsiz ve cahil bırakılmıştı. Birkaç aydın kişiden başka öncülük edecek kimse yoktu. Ve seferberlik başlatılmıştı. Öncülük eden isim ise Johan Vılhelm Snelman’ dı. Filozof, yazar ve diplomattı.
Tıpkı ileride Mustafa Kemal Atatürk’ ün yapacağı gibi Snelman’ da hürriyet mücadelesini topyekün başlatmıştı.
Kitapta geçen şu kısımlarla da Atatürk’ün ve Snelman’ın ortak noktası daha iyi kavrayabiliriz:
“Finlandiya bağımsızlık ve kalkınmasında Snelman ulusal bir düşünür; Mannerheim bir asker ve stratejik lider; Kekkhonen ise bir devlet adamıdır. Türkiye’ de ise bü üç karakter Mustafa Kemal Atatürk’te birleşir.”
Topyekün başlatılan mücadelede Snelman’ın hedefi ve isteği eşitlik üzerine düzenlenmiştir. Herkesi eşit görmüş herkes birlik ve beraberlik içinde çocuk genç yaşlı demeden mücadeleye başlamıştır. En büyük mücadeleyi eğitimle verebilirlerdi. Kitapta da geçtiği üzere şunun altını iyice çizebiliriz:
Eğer gençliğin ruhunu tarım yapılmayan bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız, orada yabani otlar ve dikenler biter.
Bunun için Snelman’ ın isteği şuydu; Aydın ve yarı aydın kısmın en küçük birimlerden başlayarak halkı bilinçlendirmesi, ve buna nazaran eğitim seviyesinin artmasıydı. Ve halk aydınlanmaya başlamıştı. İkinci önemli bir konu ise ekonomiydi. Şunları söylemiştir; Ekonomiyi geliştirebilmek için herkes iyi olduğu işe yoğunlaşmalıdır. Eğer bir yumurta satıcıysan bile asla kendini küçük görmemeli işine yoğunlaşıp kendini ilerletip geliştirmelisin. Böylece ülkelere bile pazarlama yapabilirsin. Ki birçoğu için böyle oldu. Birçok insan kendini geliştirdi. Ve şimdi ki finlandiya eğitim sisteminin ve ekonomisinin temelini attı. Şu an en iyi ülkeler arasında olan finlandiya hep azmetti. ama hiç pes etmedi, diyebiliriz.