Bir sen var senden de içeri.
Tüm bu insan yığınının içinde, seni hem yerle bir edecek hem de göklere taşacayacak olan sensin. Çevrendeki onca karmaşık hikayenin içinde kaybolduğunu biliyorum. Bu yüzden bugün sana seni hatırlatacak bir kitaptan bahsedeceğim, çünkü ben okuduktan sonra içimdeki benin nefes aldığını hissettim ve senin de buna ortak olmanı istedim sevgili okur.
José Saramago’un kaleminden dökülmüş olan bu kitap, ufak bir öykü ile insanın kendi içine dönmesine yol olmuştur.
Aslında varlığından emin olduğumuz ancak hayat telaşından erişemediğimiz, unuttuğumuz benliğimize ilginç bir teknik ile dokunmuştur José Saramago.
Bilinmeyen bir adaya ulaşmaya çalışan adamın sağlam ve güvenilir bir tekneye ihtiyacı vardır. Bu yüzden Kral’a gider ve dilek kapısının tokmağını vurmaya başlar. Kral ile yüz yüze görüşüp dileğini dilemez ise durmadan kapının tokmağını vurmaya devam edecektir. Üç gün sonra amacına ulaşan adam bir tekne almayı başarır ancak ne bir denizcidir ne de mürettebatı vardır.
Bu duruma şahit olan Kral’ın temizlikçisi adamın peşine düşer ve asıl öykü böyle başlar.
Bu arayış öyküsünün geri kalanına senin şahit olmanı istiyor ve birkaç alıntı ile yazıma son veriyorum. 🙂
Yeryüzündeki tüm oksijeni benliğinize bahşedip bilinmeyen adanızı bulmanız dileğiyle.