Ülkemizde UNESCO Dünya Miras listesinde yer alıyor, tüm Dünyanın dikkatini üzerine çekiyor, ülkemizde 2019 yılının Göbeklitepe yılı olmasına neden oluyor ve kimsenin net bir açıklamada bulunamadığı teorilere uzaylıların bile karıştığı, sır gibi yer Göbeklitepe. İnsanların yerleşik hayata geçmesiyle avcı toplayıcı dönemde insanların boş zamanından dolayı insanların varlıklarını sorgulamasıyla dinin ortaya çıktığını bildiğimiz hatta ezberlediğimiz tarihi bilgilerimizi alt üst eden Göbeklitepe, M.Ö 11 bin hatta 12 bin yıl önce henüz yerleşik hayata geçmemiş avcı toplumların böylesine devasa ve muhteşem tapınakları yaptı ve ardından üstlerini topraklar yine kendi elleriyle örttüler… Bize düşen ise neden ve nasıldı?
Arazi sahibi Mahmut bey, kazıdan önce arazinin tarla olduğunu ekin ektiklerini ve arazinin halk tarafından kutsal olarak görüldüğünü, halkın bahar zamanında arazinin tepesine gidip adaklarda bulunduğunu söylüyor. Çocuğu olmayan çiftlerin gelip dua ettiği yerde daha sonra şu ana kadar bulunan tek kadın tasvirine kazılar sonucunda ulaşılıyor ve ne gariptir ki taşa işlenen kadın figürü doğum esnasını anlatıyor. Bu da bizler için bir gizem yaratıyor fakat yine çözemediğimiz gizemler arasına katılıyor.
Arazi sahibinin amcası tarlayı sürerken 1986 yılında, 2 tane heykel buluyor ve onları müzeye götürüyor o zamanlar müze müdürü işin ehli olmadığı için ‘’kireç taşı bu amca ne yoruluyorsun bunları geri götür’’ diyor. Arazi sahibi giderken çöpe atacağını söylemiş ve müze müdürü verdiği karardan vazgeçip 2 heykeli depoya koymuş. 86’dan 92’ye kadar araziyi incelemeye kimse gelmedi. Nevali Cori kazı başkanı Klaus Schmidt müzeye eser teslim ederken depodaki heykelleri görür ve nereden geldiğini sorar ve taş incelenmeye alınır ve Göbeklitepe serüveni böylece başlar. Arazi inceleyen Klaus Schmidt toprağın yığma olduğunu tespit ederek arazi sahibi Mahmut beyden izin alarak 1993 yılında çalışmalara başlar. İlk başlarda sadece duvar bulan Schmidt vazgeçmez ve devam eder. 1994 Yılında büyük taşın ucu ortaya çıkar, etrafını kazdıktan sonra ortaya boğa ve tilki figürlü taşlar çıkmışıtır. Kazıyı yapan Klaus Schmidt bile ortaya ne çıkacağını bilmeden devam etmiştir. Tek güvendiği 1963 yılında Amerika, yüzey araştırması yaparken Chicago üniversitesi araziye işaret koymuştur. Buna dayanarak sonuna giden Schmidt bize tarihin sıfır noktası Göbeklitepe’yi kazandırır.
Merak konusu olan, insanları bu yapıyı kendi elleriyle yapıp daha sonra üzerini toprakla kapatmış olması. Neden yapmışlardı? Neden üzerini kapatmışlardı?
Bizlere öğretilen avcı toplum, daha sonra avcı toplayıcı toplumdu ve toplayıcı toplum zamanında barınak yapmayı öğrendiğini bildiğimiz insanların nasıl olur da günümüzde 12 bin yıl önce insanların toplayıcılık yaptığı, mağaralarda yaşadığı, mühendislik bilgisinin sıfır olduğunu düşündüğümüz ve estetiğin hayal bile edilemediği dönemde böylesine sembolik ve devasal bir tapınak inşa edilmiş olabilirdi?
Başında da dediğimiz gibi insanların din olgusunun yerleşik hayata geçmesiyle ortaya çıktığını bildiğimiz, ezber bozan tarihin sıfır noktası Göbeklitepe bize sadece insanlık tarihinde bir yolculuğa çıkarmakla kalmıyor inançlarında geçmişinin insanlık tarihi kadar eski olduğunu bizlere sunuyor.
Ve son olarak jeoloji makinalarının araştırması sonucu 19 tepenin daha var olduğunu fakat kazı başkanının 24 tane daha olduğunu bazı yapıların üst üstte yapıldığını söyledi ve şuan 4 tanesi daha ortaya çıkan ve büyük heyecan uyandıran Göbeklitepe bize ezberimizi bozdurmaya devam edecek gibi. Bu geçtiğimiz haziran ayında ben bizzat gidip gördüm ve gördüklerimin karşısında büyülendim umarım bir gün Şanlıurfaya gidersiniz ve Göbeklitepeyi görme şansına erişirsiniz. Bizlere böyle büyük ve sarsıcı keşife ön ayak olan ve özel mülkünün kazılmasına izin veren arazi sahibi Mahmut Bey’e şükranlarımızı sunarım.