Film intiharla başlıyor. Ana ikilem ölüm ve hayatın anlamı. Adam aşık oluyor ve hayatı anlam kazanıyor. İkimiz de rezil haldeyiz evlenelim biz belki bir şey olur.
Adam karısını dövünce aşk nesnesinden kopuyor, fakat bir eksiklik hissediyor artık. O yüzden şiiri keşfediyor.
Kitap satan kız var buna kitapları öneren. Bu kız üstüne çok düşündüm, sanırım bu kız
sanatın ve aşkın kendisi olarak sembolize edilmiş. Aşk nesnesi asıl kadına ulaşmak için bir araç, yapılmaması gereken bir şey yapıldığında başımıza taşlar yağar. Adam asıl kadını aşk nesnesini bırakıp, kitapçı kızla aşkın kendisiyle yakınlaştığında Onur Ünlü tepeden taş fırlatıyor. Yani adam diyor ki şiir, sanat, aşk bir şey içindir; asla kendisi için değil.
Hepimizin süper güçleri olsaydı belki de bu kadar normal algılardık onları. Cemal duvardan geçebiliyor. Hangimizin bu gücü olsa banka soymak, her yeri dikizlemek için kullanırız diye düşünüyoruz. Adam ölümsüz hangimizde bu güç olsa süper kahraman oluruz diye bekliyoruz, oysa o sadece ölmüyor öyle kahramanlık falan yok. Gayet normalmiş gibi, ama belki de hepimizin süper güçleri var aşık olmak gibi, ağlayabilmek gibi, kahkaha atabilmek gibi, dost edinmek, özlemek gibi.
Sadece onlar gibi biz de o kadar kanıksamışız ki kullanmayı bilmiyoruz, tadını çıkara çıkara bu güçleri kullanmıyoruz.