1990’lı yılların sonunda müzik firmaları özellikle Jazz ve pek çok alternatif türe daha sıcak yaklaşmaya başladı. Bunun sonucu olarak da hala başarılı sayılabilecek albümler birbiri ardına yayınlanır oldu. Bu albümlerden biri de, Nilüfer Verdi’nin Ada Müzik etiketiyle yayınlanan ilk albümü Mânâ’ydı.
9 şarkının yer aldığı albüm, 1997’de dinleyicilerle buluşmuştu.
Verdi, Mânâ albümünün oluşum sürecini şu sözlerle anlatıyor :
O yıllarda USA’dan müzisyenler Q Jazz Bar’da çalıyorlardı. Orada Ari Hoenig davuldaydı, Mehmet Ali Açılmış’a sordum: ‘Bu davulcuyu çok beğendim, acaba benimle bir kayıtta çalabilir mi?’ diye. O da onaylayınca basçı John Ormond ve Ari Hoenig ile albümü evde kaydettik, mikrofonları yerleştiren bir ses teknisyeni eve geldi. Evde kaydetmemizin ana nedeni piyanonun evde olması, o yıllarda akustik, iyi bir piyano; stüdyolarda pek olmuyordu. Kayıt sonrası stüdyoda mix yapıldı, ancak ben mixi beğenmedim. Çünkü çok fazla effect koymuşlardı… 2 seçeneğim vardı, hepsini mono hale getirmek ya da bu reverb’li effectler ile yayınlamak… ‘Mono olsun!’ dedim.
Ada Müzik albümü dinledi ve bastı, ‘Bizim için önemli bir kayıttır.’ dediler, yani onlar için de prestijli bir yapımdı. Akabinde gazetecilerden ve TV’lerden sürekli davetler alıyordum, neye uğradığımı şaşırdım, sürekli reddediyordum, ‘Ayol ben popçu muyum?’ diye! O yıllarda kafalarımız çok başkaydı… Bir gün toplu bir randevu verdim yalap şap gazetelere, hepsi o… Albümde çoğunlukla kendi bestelerim vardı. Yıllar geçti, Ari bugün Caz dünyasının en önemli davulcularından biri…
Ne lansmanım oldu tabi ki, ne de başka bir şey. Yani bugün baktığımda o ilgiyi değerlendiremediğimi düşünüyorum. Bugün görsellik en önemli şey oldu, ne acayip… Bugün görsel şölen sunmazsan kimse yüzüne bakmıyor -özellikle kadın isen- veya iyi bir PR’ın olmazsa. O da bende yok! (gülüyor)
Mânâ’yı tüm dijital platformlarda (CD formatını Opus3A’da) bulabilirsiniz.