“İşte bütün hikaye: Kim düştü kuyuya, Yusuf mu, Yakub mu, Züleyha mı? Zindan kimin kaderi, Yusuf’un mu, Yakub’un mu, yoksa Züleyha’nın mı?”
Yusuf ile Züleyha’nın hikayesini herkes duymuştur eminim bir yerlerden. Pek çok eserde pek çok farklı şekilde yorumlanmıştır bu hikaye. Bu yazımızda Yusuf ile Züleyha’nın hikayesini yorumlayan Nazan Bekiroğlu’nun Kalbin Üzerine Titreyen Hüzün kitabını konu aldık.
Yusuf İle Züleyha
Çölde yaşayan, güzelliği ile göreni hayran bırakan, Yakub’un oğlu Yusuf. Yakub’un Yusuf’a olan sevgisi diğer kardeşlerini her zaman kıskandırmıştır ancak Yusuf’un gördüğü rüya bu kıskançlığı daha da alevlendirir. Bir gece Yusuf rüyasında ay, güneş ve on bir yıldız görür, hepsi Yusuf’un etrafında dönmüş daha sonra Yusuf’a secde etmiştir. Rüyasını babasına anlatır Yusuf ve babası anlar ki ona müjdedir bu rüya. İşte bu rüyadan sonra kardeşleri sakinleşmez Yusuf’un ve hain bir planla gelirler karşısına. Kardeşleri izin alır babasından ve beraber gezintiye çıkarlar, masum görünen bu gezinti aslında kurulmuş bir tuzaktır. Kardeşleri Yusuf’u bir kuyuya atarlar ve terk ederler onu, babasına da kurt yedi derler Yusuf’u. Kaderden ötesi yok, Mısır’a giden bir kervan bulur onu ve alırlar yanlarına. Mısırda köle olarak satılır Potifar’a. Potifar Züleyha’nın kocası, Züleyha güzeller güzeli bir genç kız. Züleyha’nın yazgısı Yusuf’u sevmektir ve kaçışı yoktur ancak Yusuf Züleyha’nın evli olduğunu hiç unutmaz.
Bir zaman sonra Züleyha Yusuf’u odasına çağırır aşkla, ancak Yusuf karşılık vermez. Bu olayda Yusuf’un gömleği yırtılır tam arkasından.
“Züleyha’nın yazgısına vesile Yusuf’un gömleği, Yusuf’un gömleği biraz da bu hikaye. Yusuf gömleğinde, gömleği Yusuf’un şimdi Züleyha’nın elinde.”
Korku ile iftira atar Züleyha Yusuf’a, halbuki bilirler Yusuf’un suçsuzluğunu gömleğinden ancak yine de zindana atılır Yusuf. Pişmanlıkla dolar ona aşık Züleyha ama ne yapsa ne etse bir çözüm bulamaz.
“Züleyha Yusuf’a bir mektup yazmaya başlayınca ‘Yusuf’ diye başladı, ‘Yusuf’ diye bitirdi. Gördü ki, hitaptan öteye geçemedi. Anladı ki, aşkın namesinde, ser-nameden öte kelam yok. Ve Züleyha’nın lügatında Yusuf’tan öte sözcük yok.”
Zindanda rüyasını tekrar görür ve rüya yorumlama verilir Yusuf’a. Bu yeteneğine yıllar sonra Firavun’un gördüğü bir rüyayla ihtiyaç duyar. Firavun rüyasında yedi zayıf ineğin yedi semiz ineği yediğini görür, sonra yedi dolgun başak ardından yedi kurumuş başak görür. Rüyayı yorumlar Yusuf ve zindandan kurtulur bu sayede. Yüksek makamlara erişen Yusuf, Züleyha ile kavuşur ve evlenir.
Kısaca anlatmak gerekirse Züleyha ile Yusuf’un hikayesi böyledir. Zaman içinde anlatıla anlatıla pek çok farklı hikayeye dönüşmüştür. Bu hikayeyi konu alan “Kalbin Üzerine Titreyen Hüzün” kitabında yazar şiirsel ve kendine has bir dille yorumlamış. Diğer anlatımlara göre hikayesinde Züleyha’nın içinde bulunduğu durumdan da bahsetmiş ve Züleyha’nın büyük aşkını da konu almıştır. Züleyha’nın güzelliğini anlatan bir öyküyü alıntılamak bu durumu daha iyi açıklayacaktır.
Kalbin Üzerine Titreyen Hüzün Kitabından Bir Öykü: Züleyha’nın Gülümsemesi
“Bir gün Züleyha, arkalığına beyaz sümbül dalları işlenmiş tahtırevanıyla geçiyordu kütüphanelerin ve tapınakların kenti olan kentinin sokaklarından. Görkemli bir alayla geldiğini görenler saygı ve hayranlıkla kenara çekiliyor ve Züleyha’ya yol açıyorlardı. Zengin ve güçlüydü, en fazla da güzeldi. Ve kimse kırmızı gülleri saçına Züleyha gibi takamazdı.
Birden bir meczub, ehil arslanları, atları ve arabaları aşarak Züleyha’nın tahtırevanının önünde dikiliverdi, yürüyüş durdu. Züleyha tül cibinliği aralayarak bu duraklamanın nedeninin anlamak istedi. Gözlerini kaldırarak Züleyha’nın yüzüne bakmaya başladı meczub, Züleyha, dedi, sevindir beni! Züleyha kölelerine meczubun sevindirilmesi için işaret etti.
Köleler mor renkli kadife bir keseyi uzattılar avucuna; ama meczub oralı bile olmadı. Züleyha, dedi, sevindir beni bana gülümse, başka bir şey istemem. Züleyha bu sesi hatırladı ve yüzüne dikkatlice bakınca aşkını reddettiği silik bir yığın sima arasından bir zamanların ordu kumandanını tanıdı. Usulca gülümsedi. Başını önüne eğen meczub sessiz ve sakin geldiği gibi çekiliverdi.
O günden sonra Mısır’ın lisanına ‘sadaka vermek’ anlamına gelen yeni bir deyim yerleşti: Züleyha’nın gülümsemesi.”
Nazan Bekiroğlu Kimdir?
Nazan Bekiroğlu 1957 yılında dünyaya gelmiştir. İlgili olduğu edebiyattan yani Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezundur. Öğretim görevlisi olarak çalışmış ve 2001 yılında Profesör unvanına layık olmuştur. Hikaye, roman, deneme ve inceleme türlerinde eserler yazmıştır. Eserleri ile Türkiye Yazarlar Birliği Deneme Ödülü ve Türkiye Yazarlar Birliği Hikaye Ödülü almıştır.
Yusuf İle Züleyha: Kalbin Üzerine Titreyen Hüzün kitabı 2000 yılında basılmıştır. Hikayeyi en iyi yorumlayan yazarlardan biridir diyebiliriz. Kitap 224 sayfadan oluşur ve bölümlere ayrılmış şekilde hikaye anlatılır.
Yazarın Diğer Eserleri
Nun Masalları
Mor Mürekkep
Mavi Lâle
İsimle Ateş Arasında
Cümle Kapısı
Cam Irmağı Taş Gemi
Lâ: Sonsuzluk Hecesi