Bizi bizden korumak oldukça güç. Her insanın içinde mutlaka ortaya çıkmayı bekleyen bir iblis var. Onu içimizde o denli saklamaya çalışmışız ki; saklamaya çalıştığımız yere, içimize ait olup, orada ünlü bir yaratığa dönüşüvermiş. Pek çok isim vermişiz ona: Şeytan, iblis… Lucifer ile onu hak ettiği yere, insan bedenine bile kavuşturdu dizi yapımcıları. Ancak bu iblisi, bu yapımdan yıllar evvel, insan bedenine oturtmuş bir başka yapım var. Elbette bambaşka bir biçimde. Üstelik bir gün içinde bir değil, sayısız şeytanın insan bedeninde ihtilal yaptığı bir yapım bu: “Arınma Gecesi”
Bahsini ettiğimiz ise harika bir film serisinin ikinci ayağı, “Arınma Gecesi:Anarşi” adıyla seneler önce beyazperdede yer alan, serinin tamamı gibi harika bir yapım. “İnsan kötü bir varlık mıdır?”, ” Her insanın içinde ortaya çıkmayı bekleyen bir kötü var mıdır?” türünden sorularla ilgilenen film, bunu hakkıyla yerine getirmiş olarak görünüyor. Filmi izlerken üzerinde düşünebileceğimiz en kayda değer önerme ise şu: “İnsan, yargılanmayacağına ve utanmak zorunda kalmayacağına bir şekilde emin olabilirse; bu, onun en mide bulandırıcı anlamda kötü bir varlık olduğunu ispatlamasına yetecektir.” Film, genel olarak bu fikir üzerinden hareket etmekte ancak izleyiciyi tek bir noktaya sabitlemek yerine, bu fikrin ve daha pek çok fikrin kanıtlayıcısı çarpıcı örneklerle kendisini güçlendirebilmiş.
2023 ABD’sinde, yeniden kurulmuş ve her şeyi değişmiş bu ülkede, yeni kurucular senelerden beri sürdürdükleri bir uygulamayı devam ettirmektedirler. Yılın bir gecesi, arınma gecesi olarak belirlenmiştir ve bu gece içinde her türlü suçu işlemek serbesttir. Sirenler sabaha karşı tekrar çaldığında, dakika farkıyla dahi olsa suç işlemek mümkün olmayacaktır. Gece son bulana dek, hastaneler ve karakollar hizmet vermeyecektir. İnsanların bir kısmı evlerine saklanmayı, bir kısmı ise arınmayı tercih edeceklerdir. Arınma ile ABD’de suç oranı yok denecek kadar az bir rakama inmiştir. Ancak gerçek amaç arınma mıdır, yoksa güçsüz ve çaresiz düşmüşleri yok etmek mi? Filmimiz, böyle bir ortamda ve bu sorularla başlıyor.
Bu geceyi bambaşka bir amaç için kullanmak üzere yola düşmüş bir adam, gece başlamadan yolculuklarını bitirmeye çalışan bir çift ve evleri saldırıya uğrayan bir anne-kız, bu geceyi gözlemlerken filmde izleyiciye eşlik ediyorlar. 2014 yapımı film; bu yolla insanın içindeki kötülükten, bunun nasıl ortaya çıkabileceğinden ve yoksulların her koşulda bedel ödeyen tarafta olduğundan, tüyler ürpertici bir biçimde bahsediyor.