Tıp sembolü olan asaya sarılı yılanın Asklepios’u temsil ettiğini biliyor musunuz?
Peki, hijyen sözcüğünün Asklepios’un kızının ismiyle özdeşleştiğini biliyor musunuz?
Yunan mitolojisinin sağlık ve hekimlik tanrısı Asklepios, batı kültüründe hekimlik imgelerinden olan Hipokrat kadar iyi bilinmekte olup yılanlı asa ile simgelenir.
Asklepios’un o kadar ilginç ve bir o kadar da acıklı bir hayat hikayesi vardır.
Yunan mitolojisinin güneş tanrısı Apollon ileTeselya kralı Phylegyas’ın kızı Koronis’in oğludur. Koronis, Apollon’un çocuğuna hamile olmasına rağmen Apollon’un aşkına ihanet ederek Arkadialı İskys ile evlendi.
Koronis’in bu ihaneti kutsal kuş(kuzgun) tarafından Apollon’a bildirilir. Apollon bu olaya çok sinirlenir ve öfkelenir. Bunun üstüne sevgilisi Koronis’i ve kocasını öldürme görevini kardei Artemis’e verir. Artemis okları ile iki aşığı yaraladıktan sonra cesetlerini odunların üstüne koyarak ateşe verdirtir.
Koronis yarı yanmış yarı yanmamış bir haldeyken Apollon, Koronis’in kendinden hamile olduğunu öğrenir ve onu ateşlerin içinden çıkarır ve karnını yardırır. Karnını yardırınca içeride canlı bir erkek çocuğu görür ve onu kucağına alır. İşte bu çocuk sağlık ve hekimlik tanrısı Asklepios olacaktır.
Mitolojide ölümsüzlüğün sınavı olan ateş sınavını kazanarak, ölümlü doğan Asklepios böylece ölümsüzler arasındaki yerini alır.
Asklepios hekimliği yanında büyüdüğü Kherion adlı Kentauros (yarı at yarı insan) bir bilginden öğrenir. Kherion, doğanın içinde yaşayan, doğanın sırrını bilen, sağlığın kaynağının da doğada olduğunu bilir; açık havada, güneşin altında, şifalı otlardan ve sulardan yararlanma yollarını bilmekteydi. Böylece Asklepios iyi bir hekim olarak yetişti, hekimliğin ve cerrahlığın tüm bilgilerini edinerek iyi olacağından ümidi kesilen hastaları bile iyileştirmeye başladı.
Ancak Asklepiso’un ölümü de doğumu kadar trajik olmuştur. Çünkü Asklepios hekim olduktan sonra öleceği kesin gözüyle bakılan hastalar bile iyileşmiş ve böylece ölenlerin sayısında azalma olmuştur. Bu durum ise yer altının (ölüm diyarı) tanrısı Hades’i kızdırır ve Hades Asklepios’u baş tanrı Zeus’a şikayet eder. Tüm bunların yanında Zeus’un atları tarafından parçalanan Hippolytos’u da diriltince Zeus, Assklepios’un bu hekimlik gücünden kuşku duyar ve Asklepios’u doğal düzeni bozduğu gerekçesiyle cezalandırır. Zeus yıldırımlarını Asklepios’un üzerine göndererek emirlerine karşı çıkan kendi torununu öldürür.
Apollon, babasının kendi oğlunu öldürmesine çok üzülmüştü ama baş tanrı Zeus’a karşı çıkamadı ancak içindeki acı Zeus’a yıldırım hazırlayan Kykslopları öldürmeye gitti. Anlatılan bir mite göre de, Asklepios ölümünden sonra Ophiochus takımyıldızındaki yerini aldı. Asklepios efsanesine Anadolu’da yapılan bir katkı da (aynı hikaye Lokman Hekim için de anlatılır); Zeus Asklepios’u öldürünce bu sırada hekimin yazmakta olduğu reçete bir otun üzerine düşmüş, yağan yağmurla kağıttaki yazı toğrağa karışarak her derde deva sarımsak meydana gelmiştir.
Asklepios’un ölümünden sonra hekimlik sanatını ağrıyı azaltan tanrıça olarak da bilinen Epino ile evliliğinden olan kızı temizlik ve hastalıklardan korunma görevi olan Hygieia ve oğulları ‘’Asklepiades’’ adında bir lonca düzeni içinde devam ettirmişlerdir.
Ayrıca hijyen kelimesinin etimolojik kökeni de içerdiği anlam bakımından aynı zamanda Hygieia ile özdeştir.
Kaynakça: Zeynep Kamil Tıp Bülteni, cilt:40, yıl: 2009, sayı:1