Öfkeli Kalabalık ve Son Feci Bisiklet hayranları yakından tanıyor onu; Erkin Sağsen. Hend ismiyle kendine ait özgün çalışmaları ile müzik dünyasında yerini aldı ve her geçen gün sağlamlaştırmaya devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde “Kaygan Yol” isimli yeni teklisini müzikseverlerin beğenisine sunan Erkin Sağsen ile müzik kariyeri ve gelecek planları konusunda keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Merhabalar, öncelikle röportajımızı kabul ettiğiniz teşekkürler. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Kaygan Yol” şarkınız için tebrik ederiz, dinleyicisi bol olsun. Hali hazırda sizi seven ve takip eden dinleyicilerin yanında müzik dünyasında yeni bir ses olarak sizi yeni keşfeden okuyucularımız için Erkin Sağsen olarak bize biraz kendinizden ve müzik kariyerinizden bahseder misiniz?
Merhabalar. Çok teşekkür ederim öncelikle. Ben müzikle küçük yaşlarda tanıştım. Asıl enstrümanım gitar ama klavye de çalıyorum. Bir sürü ders aldım küçükken ama asıl müziğe ilgim çalmak istediğim şarkıları duydukça arttı. İlgim arttıkça gitar çaldım çaldıkça da gruplarda yer almaya başladım. Üniversitedeyken Son Feci Bisiklet’le tanıştım. O dönem Motto isminde başka bir grubumuz vardı. Bir yandan o, bir yandan Son Feci Bisiklet bir yandan fakülte; bir şekilde sağ çıktım:) Üniversite’de bir dönem dondurdum okulu. İstanbul’a geldik kısa bir süreliğine. Hep beraber küçük bir ev tuttuk orda yaşadık bir 6 ay kadar.. Sonra ben okulu bitirdim ve bitirir bitirmez taşındık İstanbul’a. Sonrası malum işler yolunda gitti. Baktım boş vaktim de var gitaristleri olarak Öfkeli Kalabalık’a dahil oldum. En son 2019’da uzun süredir kafamda tasarladığım Hend’i hayata geçirdim.
Hend projesinin başlangıç noktası neydi? Bireysel çalışmalar yapmaya nasıl bir süreçte karar verdiniz?
Ben hep beste yapardım zaten. Dahil olduğum gruplarda da üretmeyi, kendimden bir şeyler katmayı vs. çok severim. Yıllar geçtikçe hem yaptığım besteleri bir çatı altında toplamak istedim hem de söyleyeceklerim, paylaşacaklarım olduğunu fark ettim. Hend’i aslında başlatmıştım; sadece adını koymamıştım. Uzun süre evde bir şeyler kaydettim, iyi oldu kötü oldu demeden bir sürü beste yaptım. Kısacası ben gruplarımla çalışıyorken yavaş yavaş kurulmaya başladı. Kurulması bir uzun süreç; yani Hend, ben iki tane aktif, yoğun çalışmalar yapan, konserler veren grupta çalarken; o mücadelenin, o kaosun, o yoğunluğun içinden çıktı diyebilirim.
Nispeten yeni bir oluşumdan söz ediyoruz aslında. Yaptığınız müziğin tarzını tanımlamak gerekirse kendinizi hangi kategoriye koyar, nasıl tanımlarsınız?
Bu konuda zorlanıyorum biraz. Yaptığım müzik birçok türden ögeler barındırıyor. Hali hazırda içinde bulunduğum gruplar da insanın müzik bakış açısını, felsefesini ister istemez etkiliyor. Ayrıca bir müzik türü kategorisinde sıkıştırmak da pek istemiyorum Hend’i. Bu yüzden genel bir tabirle alternatif müzik diyebiliriz yaptığım işe.
Geçtiğimiz yıl bir EP, bu yıl içinde 2 single çalışmanızı müzikseverlerle buluşturdunuz. Son tekliniz “Kaygan Yol” geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Hend olarak müzik kariyeriniz planladığınız yolda ilerliyor diyebilir misiniz?
Aynen. Bir plan dahilinde gitmesem de, istediğim şey şarkı yapıp paylaşmaktı, bunu yapabildiğim için herşey tıkırında diyebiliriz.
Çalışma arkadaşlarınızdan bahsedelim. Şarkılarda büyük ölçüde kendi imzanız bulunsa da Tahsin Güngör Aktürk gibi isimleri de görmek mümkün. Erkin Sağsen kimlerle ve nasıl çalışıyor?
Genelde arkadaşlarımla çalışıyorum. Kayıtları ve miksi evde kendi stüdyomda yapıyorum. Zaten looplar üzerinden ilerleyen bir müzik tarzı olduğu için çok uzun sürmüyor kayıtlar. Masteringleri Tahsin Güngör Aktürk ve Naci yapıyor ve şarkı hazırlanmış oluyor. Menajerlik ve yapım şirketi Wonder Wheel ile çalışıyorum. Kendisi eski arkadaşım olan Başar Patır menajerliğimi yapıyor. Geçen seneden beri kliplerimin yönetmenliğini Barış Fert üstleniyor. Barış hocamla evde konuşup klibin fikrini buluyoruz, o yazıyor ve yönetiyor sağolsun. En son Kaygan Yol klibinde görüntü yönetmenliğini yine yakın arkadaşım olan Erman Özkargın; kurgusunu ve rengini ise aslan parçası Ozan Özgül yaptı. Canlı performansımızda altyapı ve gitarda Ozan Hatipoğlu davulda Tarık Can Sürmen, vokal ve gitarda ise ben varım.
Yeri gelmişken kliplere özel bir parantez açmak istiyorum. Şimdiye dek yayınlanmış olan dört klip de birbirinden güzel. Her klipte farklı bir karakter şarkının ruhuna özel bir teatral ile dinleyiciye sunuyor. Kliplerin böyle bir çizgide olması konusunda nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
Aslında bu sorunun muhatabı tam ben olmuyorum. Barış fert ile klip fikrini bulduktan sonra ve klip oluştuğunda bana sadece beğendim demek kalıyor. Kendisi tasarlıyor klibin yapısını. Sadece dediğim gibi klibin fikrini ve çizgisini tasarlarken Barış’la oturup konuşuyoruz; bunun dışında ben pek karışmıyorum. Barış hocamla hayat görüşlerimiz benzer olduğundan karışma ihtiyacı da hissetmiyorum. Beni de anlayan bir arkadaşım olduğu için genelde benzer fikirler üzerinden konuşuyoruz zaten. Ben müziğin artık sadece işitsel bir sanat olmaktan çıktığını düşünüyorum; bu sebeple hayatı benzer gördüğüm ve sabit çalıştığım bir yönetmen olması anlattığımız hikayenin boyutunu değiştiriyor. Kliplere bir bütün olarak bakabilmeyi sağlıyor ve bir paradigmayı yansıtıyor gibi geliyor bana.
“Kaygan Yol” şarkısında diğerlerinden farklı olarak başka yüzler de görüyoruz. Sözleri de hesaba katarsak “Kaygan Yol”un dinleyenlere vermek istediği mesajdan bahsedebilir miyiz?
Aslında öyle bir kaygım yok benim. Bunlar benim hissiyatımı, iç dünyamı, yolculuğumu anlatan şarkılar sadece. Şarkıları ne için yazdığımı anlatmak pek doğru gelmiyor bana. Belki biri için çok başka bir anlama geliyorsa onun için şarkıyı mahvetmeyelim.
Dinleyenin kafasında yarattığınız o soruyu biz de size yöneltelim. Erkin Sağsen’e göre gerçek özgürlük nedir?
Burada böyle büyük büyük konuşmak istemiyorum ama, tatmadığımız ama adını bildiğimiz bir yemek hakkında ne kadar bilgi sahibiysek o kadar bilgi sahibiyiz özgürlük konusunda onu biliyorum. Yapacağım herhangi bir monolog gibi açıklama kuvvetle muhtemelden öteye geçmeyecektir. Söylenebilecek tek doğru beyan ise şuan yaşadığımız şeyin özgürlük olmadığıdır bence.
Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını bir çok alandan çok müzik sektörüne ağır darbe vurdu. Özellikle sizler gibi kendi özgün müziğini sürdürmek isteyen pek çok müzisyen maddi ve manevi zorluklar yaşadı ve maalesef yaşamaya devam ediyor. Siz bu dönemde nasıl zorluklarla karşılaştınız?
Bu dönem hepimize maddi manevi zarar verdi gerçekten. Konserlerin iptal olması sektördeki birçok çalışanı, emekçiyi derinden etkiledi. Bir konser izlerken o konseri gerçekleştiren kişileri sadece grup elemanlarından ibaret sanıyor bazen insanlar. O grubu taşıyan şoföründen sahne ekibine, teknik ses ekiplerinden, ışık ekiplerine birçok emekçi arkadaşımız mağdur oldu bu dönemde. Konser verememek hem maddi hem de manevi bir zorluk gerçekten; ama bunun dışında büyük bir zorluk yaşamadım. Karantina dönemi benim için yaratıcı geçiyor. Kapanmaya ihtiyacım varmış düşününce.
Hend olarak hayranlarınızı gelecek günlerde nasıl yenilikler ve sürprizler bekliyor?
Aklımda yapmak istediğim bir sürü proje var. Hepsini de yapmak istiyorum ama vakti gelince açıklamayı yeğlerim. Daha yeni başlıyorum gibi duruyor. Müzik alanında yapılabilecek ne varsa yapmak, deneyimlemek istiyorum bunu söyleyebilirim
Müzikseverler sizi Son Feci Bisiklet ve Öfkeli Kalabalık gruplarından tanıyorlar. Ülkenin alternatif müzikte son dönemde en çok dinlenen ve sevilen gruplarından ikisi de. Bu gruplarla olan çalışmalarınızla ilgili yenilikleri de duymak isteriz.
Bu iki grubumla da yakın zamanda albüm yayınladık ve pandemi dönemine denk geldi. Konser veremedik dolayısıyla. Şimdilik yakında yeni bir şey yok gibi duruyor.
Son olarak Absurdizi takipçilerine ve müzikseverlere ne söylemek istersiniz?
Öncelikle teşekkür ederim vakit ayırdığınız için. Takipte kalın, daha yeni başlıyorum 🙂
Bu güzel röportaj için çok teşekkür ederiz. Öncelikle sağlıkla geçireceğiniz bol müzikli günler dileğiyle, sevgiler.