Bu yazımızda, Japon tarihinde mistik bir yeri olan, dünya çapında ürkütücülüğü ve merak uyandırıcılığı ile bilinen Aokigahara Ormanı’ndan bahsedeceğiz. Fuji Dağı’nın eteklerinde bulunan, göz alıcı güzelliğiyle gündeme gelen bu ormanı, kim derdi ki insanlar hayatlarına son noktayı koymak için uğrak bir mekan haline getirsin?
Aklınıza gelen bütün uyarıları unutun ve bir de şu uyarılara bakın:
Bu orman hakkında bilinen birçok efsane var fakat en belirgin olarak iki efsanenin diriliğini koruduğunu söylememiz gerekir. Onlardan ilki: Fuji Dağı’nın Japonlar için kutsallığıyla nam salmış olmasıyla ilintili. Bu kutsal mekanda hayat ile ölüm arasındaki insanların, bu şekilde ruhlarını arındırması. İkinci olarak ise: Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe birtakım uğultuların duyulması. Yine, inanışa göre, bu sesler, hayat ile ölüm arasında kalmış ruhların sesi.
Bu orman, Japonyalı sosyolog ve yazar Wataru Tsurumi’nin intihar edeceklere el kitabı niteliğindeki tartışmalı kitabında da “intihar etmek için çok uygun bir yer” diye anlatılıyor.
Şunu da söylememiz gerekir ki: Bu ormanda yalnızca intihar amaçlı varlık gösterenler değil, bu amaçla gelmeyen, masum insanlar da hayatlarını yitirebiliyor. Ormanın altında bulunan yüksek demir rezervleri, pusulanın doğru çalışmasına engel olarak insanların kaybolmasına sebebiyet veriyor. Ve tahmin edersiniz ki, devasa bir ormanda bir mucize gerçekleşmediği sürece sonuç hep hüsran oluyor.
“Artık, ne kadar şaşırabilirim ki” demeyin, arkanıza yaslanın ve sadece okuyun!
Orman Müdürlüğündeki Ceset Odası
Orman müdürlüğünün işi, orman bakımı ile ilgilenmek değil midir? Konu Aokigahara Ormanı olunca, hayır; tabii ki de değil! Yüksek intihar oranlarına karşı, orman müdürlüğü çareyi ceset odası hazırlama düşüncesi ile bulmuş. Ormandaki cesetleri toplayıp bu odaya götürüyorlar.
Çeşitli kitap ve belgesellerde ele alınan orman, bir korku filmine bile konu oldu!
Bu filmin, ormanın popülaritesini artırarak daha fazla intihar oranına ulaşılması bakımından özendirici olduğunu düşünen büyük bir topluluk söz konusu elbette ki. Ormanın bekçisi Watanabe, orman hakkında yapılan filmlerin, sosyal medyanın, orman hakkında yazılan kitapların insanları kötü etkilediğini ve intihar oranını artırdığını belirtmişti.
Tüm bunların haricinde, bir de güzel şeyler var. Bu güzel şey de şu: Ormanın yakınlarında doğan, yaklaşık 60 yılını ormanda geçiren, ormanın bekçisi Kyochi Watanabe, hoparlörler aracılığıyla ormana müzik yayını yaparak hayatlarını sonlandırmaya karar veren insanları vazgeçirmeye çalışıyor.
Şunu da söylemeliyiz ki, Japonya G7 ülkeleri arasında, en yüksek intihar oranına sahip ülke unvanını taşıyor. Tabii burada, şüphesiz ormanın namını duyarak dışarıdan intihar etmek için gelenler de söz konusu. Bunu kanıtlayan en önemli şey ise, ormanda bulunan terk edilmiş araç plakaları.