Kitap İnceleme: Normal İnsanlar
Kitabın ilk sayfalarından itibaren kişisel ilişkilerinde ve çevrelerinde sınıf farklılıklarının yaşandığı iki gencin liseden üniversiteye uzanan ilişkilerinin hikayesini okuyorsunuz. Sally Rooney’in ne kadar başarılı bir iş çıkardığını zahmetsiz ve sahtelik içermeyen yazı akışından anlayabilirsiniz. Bireyler olarak hepimizin hayatın farklı aşamalarında gezindiğimizi apaçık gözler önüne seriyor eser. Bir aşk hikayesi mi anlatılıyor diye soracak olursanız ne evet ne de hayır. Bana kalırsa üstesinden gelme, özeleştiri ve kendini kabul etmenin öyküsü. İçine aşkın karışması da anlatılanları daha bir cazip kılıyor elbette. Karakterler kaybolmanın, kusurların, çaresizliğin gölgelerinden kurtulamıyor ve bu kurtulamama hali sizin karakterde kendinizi bulmanızı sağlıyor. İnsan ilişkileri konusunda bana ayna tutan bir kitap oldu diyebilirim. Hepimiz normal insanlarız aslında, yalnızca koşullarımız var ve bunlara fazla takıntılı kalabiliyoruz. İnsanın mutlak normallik koşuluna sınırlı kalan ve zamana ve hayata anlam vermeye çalışırken fanatizm gibi gölgelerin arasında kalışı başarılı bir şekilde anlatılmış. Bu gölgeler arasında sıkılıp kalmamızın nedeninin başta kendimizin ve sonra çevremizdekilerin normal insanlar olduğunu unutup, onların da bizim gölgelerimize çekilmelerini istememizden kaynaklı olduğu sonucunu sizler de görecek ve bana hak vereceksiniz.
Kısaca konusundan bahsedecek olursam da, Connal ve Marianne’in derin dostluk ve aşk arasındaki ince çizgide dolaşan dostlukları etrafında dönüyor bütün olaylar. Tam tersini deneseler bile aynı noktaya dönen iki kişi. Connel’ın ilişkilerine teslim olamamasının yanında Marianne’in ilişkilerinden kopamaması ve iki karakterin zıtlıklarla dolu olup uğraşsız çekimlerinin büyüsüne istemeseniz de kapılacaksınız. Aynı zamanla Normal People adıyla aratarak dizisini de izleyebilirsiniz, en az kitabı kadar başarılı bir iş çıkarılmış. Hangisini tercih edecekseniz şimdiden iyi okumalar/seyirler…