Edebiyatın temel taşı olarak bildiğimiz ve Yedi Güzel Adam kitabıyla da Türk edebiyatına damga vuran en büyük yazarlardan biridir Cahit Zarifoğlu. Şiirleri kadar kendisi de nahif ve alçak gönüllüdür. Hatta günümüzde birçok kişi tarafından Sultan şiirindeki giriş cümlesiyle tanınmaktadır: “Seçkin bir kimse değilim, ismimin baş harfleri acz tutuyor. Bağışlamanı dilerim.” “İsmimin baş harfleri acz tutuyor” dedikten sonra şiirin seyri değişiyor ve şairin tüm kişiliği, karakteri göz önüne çıkıyor.
Malumumuzdur, dur durak bilmeden şiirler yazdığı bir dönemde eşi Berat Hanım, yazarın şiir dünyasını sorgulamaktan çekiniyor ama belli ki bu duruma üzülmüyor da değil. Bir gün daha fazla bu hislerini içinde tutamayıp Cahit Beyin karşısına çıkıyor ve aralarında çok güzel bir sohbet geçiyor. Bu sohbeti eşi Berat hanım şöyle dile getiriyor:
“Cahit Bey, evde hep daktilo başında sürekli yazı yazardı. Ben de bir gün biraz da sitem ederek dedim ki: ‘O kadar şiirin var, devamlı daktilo başındasın, bana bir şiir yazmadın.’ Hemen kâğıt kalem istedi, bana şiir yazacakmış. Birden utandım, mahcup oldum, ‘hem ben söyledikten sonra yazmasının ne kıymeti var’ diye içimden geçirdim; kağıt kalem getirmeyi kabul etmedim ama o çok ısrar etti ve kağıdı kalemi alıp başladı şiir yazmaya. ‘Bir anda ne yazacaksın, şiir öyle yazılır mı’ falan diye itiraz etsem de ‘Şair adamım, ilham beklememe gerek yok, hemen yazacağım’ diyor ve hala sitemime gülüyordu. Şiirini tamamlayıp uzattı kağıdı ‘Bu şiir senin’ dedi ama kabul etmedim. ‘Öyle ben söyledikten sonra adıma yazılan şiirin kıymeti mi olur?’ diye düşündüm. Hala da öyle düşünürüm, o yüzden çok kıymetli bulmam o şiiri. Şair arkadaşları, çok güzel bir şiir, deseler de benim fikrim hala aynı.”
BERAT’E
Ey berat hanım Otur şöyle, nefes al,dinlen
Ve anlat ne var ne yok halin nasıl
Eğer dersen “vaktim yok, dilim yorgun Çamaşır dağ gibi
Bulaşık bir ziyafet sonrası kadar çok
Ve çocuklar Aç, uykulu ve huysuz”
O vakit koştur, didin, işin bitince otur.
Sonra anlat halin nice, keyfin nasıl
Ey Berat hanım, dersen ki
“Bu ne zalim adam. Halimi bilmez halden anlamaz. Küçük bir şeyi mesele yapar”
-Ne büyük yalan-
Doğrusu var hakkın
N’etsem n’apsam
Kollarını bilezik
Boynunu kordon
Ayağını hal hal donatsam
Yine hakkın kalır.
Bizi hoş görünüz
Sabırlı olunuz
Çocukları dövmeyiniz
Zinhar beddua etmeyiniz
Sui zan değil, hüsnü zan ediniz.
Ve acaba ikaz ettik hata mı ettik?
Ve böylece bu şiir, edebiyat tarihinde ölümsüzlük noktasında yerini alır…
Zarifoğlu, 1987’nin haziran ayında İstanbul’da rahmeti rahmana kavuşmuştur ve onun şiirleri ebediyete kadar Türk Edebiyat Tarihine kazınmıştır.