Vefat yıl dönümünde Münir Nurettin Selçuk ve musiki dünyası
“Öter hezâr-ı nağme-ger
-Ki şevkı bî-bahânedir-
Öter, öter, öter, öter:
Bu bir güzel terânedir! ”
Tevfik Fikret’in ‘Bahar-ı Teranedar’ şiiri ilk bestesi olan bir müzisyeni anlatmaya bu mısralarla başlamak isabetli olurdu. Münir Nurettin Selçuk.. Bu yıl 120 yaşını doldurdu. Vefatının üzerinden bugün 39 yıl geçti. Kulağı, yüreği Münir Nurettin Bey ile rastlaşmamış olanlar için biraz hayatından bahsedelim ;
Osmanlı’nın Klasik musiki damarıyla yetişmiş, temsilciliğini yapmış Münir Nurettin Bey, Sarıyer/İstanbul’da 20.yy’ın ilk yıllarında dünyaya gelir. On beş yaşında Dâr-ül Feyz-î Musikî Cemiyeti’ne öğrenci olarak girer. 1907’de Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’ni bitirip Kadıköy Sultanîsi’ne yazılır. Aynı yıl Darülelhan’a da girer, Zekaizade Ahmet Efendi’den dört yıl ders alır. Macaristana Ziraat eğitimi için gider fakat iki yıl sonra geri döner. 1920 yılında yazının başında zikredilen Tevfik Fikret’in Bahar-ı Teranedar şiirini besteleyerek ‘Bu Bir Güzel Teranedir’ adıyla sanat camiasına ilk bestesini sunar. İlk bestenin üzerinden çok geçmemişken “Sensiz ey şûh gözlerim avâre kalbim ağlıyor” güfteli şarkısını besteler ve bu iki eserden sonra yirmi yıl süreyle beste yapmaz.
Türk Musikisine kattığı yeni yorumlar ve duruşlarla Münir Nurettin Selçuk, tek başına ekol olmuştur. Hem Ziraat eğitimi için gittiği Macaristan, hem de ses eğitimi almak için gittiği Paris O’na Klasik Batı Müziği hakkında derin ipucular vermiştir. Musiki tarihimizde ilk defa koro ve orkestra olmadan tek başına sahne alan kişi Münir Nurettin Bey’in ta kendisidir. İyi bir Tanburi olan Münir Nurettin Bey konserlerine frakla çıkarmış. Bu yüzden adı ‘Musikiye frak giydiren adam’ olarak anılmış.
Klasik Türk Musikisine ilgi duyanların çok iyi bileceği bir diğer bilgi ise ;
‘Beste Münir Nurettin, Güfte Yahya Kemal’ anonsudur. Zira Münir Nurettin Bey’in çokça eseri Yahya Kemal şiirinden bestedir. Aziz İstanbul, Endülüs’te Raks, Aheste Çek Kürekleri ve Rindlerin Akşamı bu eserlerden yalnızca birkaçı.
Münir Nurettin Bey’in beste çalışmaları 1940’lı yılları bulur. Bu dönemden sonra bestelediği çok şarkı dillere dolanır. Klasik Musikiyle batı yorumunu harmanlayarak öncülüğünü yaptığı ekolde müzisyenler yetişir. Hepimizi bir kayıkla İstanbul boğazında gezdiren ‘Kalamış‘ ve ‘Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın’ eserleri Münir Nurettin Bey’in yalnız döneme değil , bugünlere damga vuran eserlerindendir.
Istanbulu sevmezse gönül aşkı ne anlar
Aşkı ne anlar
Düşsün suya yer yer erisin eski zemanlar
Eski zemanlar
Sarsın bizi akşamda şarap rengi dumanlar
Şarap rengi dumanlar
Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan
Ah kalamıştan
Hem yurtdışında Musiki eğitimi aldığı için hem de Osmanlı’nın son Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sanatkar örneklerinden biri olduğu için Münir Nurettin Bey’i, Neo-Klasik musikimizin ilk ve en mühim temsilcisi olarak zikredilir. Itri’nin, Hafız Post’un, Zekai Dede’nin mükemmel eserlerini Klasik usul ile icra ederken,Opera etkilerini de görmemek elde değildir.
İki üstat, iki dost: Yahya Kemal ve Münir Nurettin;
Birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki üstat… Biri şiirde diğeri ise müzikte yeni bir ufuk açtı, kendinden sonra gelenlere yol gösterdi. Mısraları ve nağmeleri gönüllere nakşolmuş Yahya Kemal ve Münir Nurettin Bey 30 yılı aşkın dostluklarında paylaştıkları güzellikler sayesinde sanat dünyası erişilmez bir zenginliğe kavuştu.
Münir Nurettin’in nağmeleri çoğumuzun kalbine dokunmuştur… Aynı şekilde Yahya Kemal’in de müthiş bir ahenkle seyreden şiirleri okuyanı mest eder. Eğer sanat müziği seven biriyseniz, “Güfte Yahya Kemal, beste Münir Nurettin” cümlesini sıkça duyabilirsiniz. Aziz İstanbul, Endülüs’te Raks, Aheste Çek Kürekleri ve Rindlerin Ölümü bu eserlerin sadece birkaçı.
Kelimelere adeta hayat veren, kültürümüzün esintilerini gönüllere nakşeden bu iki üstadın ismi zamanımızda artık ne yazık ki pek sık duyulmuyor. Ancak şu inkâr edilemez bir gerçek: Şiirimiz ve müziğimiz onlar olmasa eksik kalırdı.
Yahya Kemal’in “Bana söz ver Münir, benim şiirlerimi senden başka hiç kimse bestelemeyecek. Buna müsaade etmeyeceksin. Onları ancak sen besteleyebilirsin” dediği anlatılır.
“Münir Nurettin’in en mühim meziyeti, son iki yüz yıl içinde Itri’den Zekai Dede’ye kadar, milli musikinin, kâr, beste, semaî, nakış, durak ve şekillerde, en halis eserlerini mükemmel bir teganni etmeye bilmek olmuştur.“
– Yahya Kemal Beyatlı
“Ben iki değerli Türk sanatkarı tanırım. Biri fırçası ve kalemiyle Türk’ü yükselten Süheyl, diğeri de sesi ve nağmeleri ile musikimizde Türk’ü layık bir şekilde ilerleten Münir Nurettin’dir.”
Yahya Kemal
Sanat hayatını gelenek ile modernite arasına köprü kurarak geçirmiş Münir Nurettin Bey’i bugün anlayıp dinlemek, yarın yeni nesillere aktarmak musikimizin kültür mirasına borcumuzdur.
“Ölüm âsude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar, her gece bir bülbül öter.”
Kabri İstanbul Aşiyan Mezarlığında olan Münir Nurettin Bey, 1981 yılının 27 Nisan’ında vefat etti. 39. yılında rahmetle anıyoruz..