Hani bazen bir ikilem içinde bulursun kendini. Hayatının en önemli kararlarından birini vermen gerekir hissedersin. Yıllardır hayalini kurduğun bir gelecek mi, yoksa sana dayatılan bir son mu yaşayacaksın? Öyle sancılıdır ki bu zamanlar. Hayallerini seçmek için deli gibi atar kalbin. Sesini durduramazsın. Kör bir aşık gibi hazırdır her zorluğa, her engele. Emek emek kurmuşsundur o dünyayı. Yıldızı hedeflemek gibidir ulaşmak, imkansız bile olsa yolunda yürümek istersin. Mutlak mutluluğun bu olacağından eminsin.
Oysa diğer taraftan mantığın karşı koyar ailen, yakın çevren suretine bürünerek. Gerçekler derler, yıllardır alışılagelen düzenin rahatlığını anlatırlar. Ever bir konfordur bu. Sıfır risk, sıfır bilinmezlik, sıfır heyecan ve belki de sıfır mutluluk. Çağımız gençlerinin de büyük dilemmasıdır bu. Şanlı ve cesur olan azınlığımız her şeye rağmen ütopyasına doğru atabilir ilk adımını. Ah ne zordur o ilk adım. Coşkuyla atan yüreğini eline alıp çırılçıplak bir savaşçı edasıyla dikilirsin gözleri üzerinde olan yüzlerce insanın karşısında.
O ana bir kala bir “hadi” sesine ihtiyaç duyarsın. “Hadi, başarabilirsin! Vazgeçme!” diyen. “Bak, ben de senin gibiydim, başardım. Sen de yapabilirsin.” diyen. Sayfalar dolusu kişisel gelişim zırvası yapamaz bunu. Tek bir ses yapar bazen, tek bir cümle.
İşte o seslerden biri Batu Akdeniz. “Asla Vazgeçme” diye seni yüreklendiren. “Hayat böyle” değil “Gel benimle” diyen. Onun hikayesine ve anlattıklarına kulak vermeye ne dersiniz?
Cesaret onun hayatında 19 yaşından beri gözle görülür biçimde var aslında. Fenomen bir müzisyen olan Karl Golden’ın “Vokalist aranıyor” ilanına tüm heyecanıyla cevap verdi. Onunla birlikte yaptığı çalışmalarla ismini duyurdu. Farkını attığı o ilk adımla belli etmişti. Bir rock müzik tutkunu kahramanımız. Rock müzik artık eskisi gibi değil denilen bir dönemde tüm baba isimleri dinlemiş, onlarla büyümüş ve hayallerini bu yönde şekillendirmiş. Kıpır kıpır ruhuyla da müzik piyasasında yerini alması pek gecikmemiş.
23 yaşında Çağlar Töngür, Hakan Kılıç ve Mehmet Öztürk ile birlikte “Heavy Sky” isimiyle Ankara sokaklarından sahnelere yol alıyorlar. Batu Akdeniz’in deyişiyle “Hesapsız kitapsız kalbinden geçen müziği üretmek için yola çıkmış üç farklı jenerasyondan adamlar” ile ilk önce “Broken” ve “Fallin’ for You” isimli iki single ile tanışıyoruz takip edebildiğimiz platformlarda.
2016 yılında “Dreamer” albümü geliyor. Tüm söz ve müzikler Batu Akdeniz’e ait. Albümle Türkiye ve dünyada rock müzik camiasının dikkatini çekiyor. Öyle ki Haldun Dormen ve Asuman Dabak’ın rol aldığı “Adım Adım” filminde grubun iki şarkısı kullanılıyor. Dinlediğiniz müziğin tarzı olmasa bile siyah giymiş sert adamlara kulak verdiğimizde duyduklarımız dikkate değer.
Burada “Broken” şarkısına ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Batu Akdeniz’in o duyarlı yüreğini bize açık seçik gösteren bu hikayeyi lütfen dinleyin.
Çoğumuzun bugün unuttuğu bir üçüncü sayfa haberi.
Konya’nın Ereğli İlçesi’nde henüz nüfusa kayıt ettirilmeyen 40 günlük Ayaz bebek, emzirmek için uyanan 21 yaşındaki annesi Maviş Eşme tarafından yattığı yerde ölü bulundu. Ayaz, bebeğin yapılan otopsisinde zatürreden öldüğü anlaşıldı. 2 çocuğu ile birlikte camları kırık olduğu için naylonla örtülü tek odalı kerpiç evde kalan Maviş Eşme’nin, çevreden topladığı odunlarla ısınmaya çalıştığını belirten yakınları, Ayaz bebeğin de soğuktan zatürre olarak öldüğünü öne sürdü
Hürriyet haber arşiv
Şimdi hatırlamak için arama motoru ve haber siteleri arşivlerine sarıldığımız bu haber ile ilgili hislerini, isyanını, gözyaşını, yasını sevgili Batu “Broken” şarkısı ile ölümsüzleştirmiş. Şarkının yasına kısa film sayılabilecek bir senaryoya sahip klip eşlik etmiş. Müzik işte bu yüzden iyi ki var. Unutmamak için unutturmadığı için.
Bunca hüzünden sıyrılıp bu genç adamın cesur yolculuğuna devam edelim. Heavy Sky grubu ile yaptığı bu başarılı işlerin ardından süregelen 1,5-2 yıl boyunca kendinde bazı değişimler fark ediyor Batu Akdeniz. O güne kadar Türkçe sözler yazmayı hiç düşünmemişken denemeye karar veriyor. Hoşuna da gidiyor bu durum. Backtothesound sitesine verdiği röportajda şöyle anlatıyor bu geçişi;
Son bir-iki yıldır fikirsel ve ruhsal olarak bazı değişimler geçirdiğimi düşünüyorum. Bu beni hayatın içinde daha farklı şekilde konumlandırmaya başladı ve bu elbette müziğime de yansıdı. İlk kez Türkçe parçalar yazdım ve bunların Heavy Sky ile şimdiye kadar yaptıklarımdan farklı olduğunu, farklı bir biçimde ele alınması gerektiğini düşündüm. Yeni bir dil kafamda “yeni bir ses’’ fikrinin de fitilini ateşledi.
Yeni bir ses fikri 2018 yılında “Hayat Böyle” ile somutlaşıyor.
Bu şarkı üzerine o kadar çok şey yazılabilir ki… Birinci ağızdan şarkının derdi şöyle özetliyor;
Hayatlarımızda olumlu ve olumsuz durumların kol kola yürüdüğünü ve hayatın güllerden bir yatak olmadığını öğretti bu son 1.5 sene. Hayatımda iyi bir şey mi oldu? “Hayat böyle, ne güzel” dedim. Ardından kötü bir şey mi yaşadım? “Hayat böyle, ama bunu kabullenmeyeceğim” dedim. En sonunda bu ikisinin birbirine benzemeyen iki kardeş olduğunu öğrendim ve bu öğretiyi sadeleştirdim: “Hayat Böyle“ dedim.
Haksızlıklara şahit oluruz bazen, isyan ederiz içten içe bizi geçiştirmek için söylenir hani “hayat böyle” ne yapacaksın? Çaresizce kabullenmen beklenir bu sözlerin arkasına saklanıp. İşte Batu Akdeniz’in bir itirazı var bu boş avuntulara; “Ölsem de kabullenmem hayat böyle diye”
Aynı yılın Ekim ayında 5 şarkılık kısa bir “elektriklenmiş rocknroll” albümüyle karşımızda genç sanatçı. Heavy Sky’dan sonraki 1-2 yıllık içe dönüş sürecinin meyvesi birbirinden güzel beş şarkı.
Dünya başımıza yıkılırken “Dans et” teklifiyle başkaldırıya estetik bir boyut kazandırıyor. Çünkü Batu içinde sözlerin ve müziğin birlikte dans etmesini önemsediğini söylüyor. Bu şarkılarındaki büyülü ahengin sebebini de açıklıyor sanırım.
“Yanlış biriyle doğru hikaye”nin içine giriyoruz sonra. Aşklarımızda yaşadığımız hayal kırıklıklarını, kendi içimizde yarattığımız sevdaların acılı gerçeklerle çarpışmasını sonuna kadar rock sounduyla alabildiğince romantik anlatıyor. Peki şarkının köklerinin ünlü İngiliz tiyatro yazarına kadar gittiğini öğrendiğimizde yaşadığımız “vay be” hissine ne demeli. Kendisinden dinleyelim bu ilginç bilgiyi;
“Yanlış Biriyle Doğru Hikaye’’ benim bulduğum bir tabir. Shakespeare’in ‘‘Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup buna aşk diyorsunuz.’’ sözüne bir atıf. “Ne kadar da doğru demiş!” diyip şarkısını yaptım.
Sonrasında “Gel benimle” diyerek insanlar evlerinde uyumayı tercih etmişken bizi bambaşka bir dünyaya çağırıyor. Güzel gündüzlere, yazılmamış şiirlere, yıldızların bizi seyrettiği, göz göze hayallere dalacağımız yerlerde buluyoruz kendimizi müziğin ritmine kaptırıp.
“Asla vazgeçmem” Onun kelimelerle ne kadar ustaca oynayabildiğinin ve demek istediğini lafı dolandırmadan doğrudan nasıl güzel söyleyebileceğinin ispatı niteliğinde. “Ona buna ceket olmaktan bu havada üşüyorum” cümlesi dahi uzun uzun dertlenmek sebebi değil mi? Yine de asla vazgeçmeyiz aramaktan, yaralarımızdan korkmadan…
Dünya bile dönüyorken
Yaşarken ölmeler varken
Asla vazgeçmem aramaktan
Masken hızla düşüyorken
Bir şey yok utanman gereken
Hiç korkmam ben sargısız yaralardan, yaralardan...
Ve “Hareket Vakti” nin zamanı şimdi. Benim için bir manifesto bu. Bizim tüm çabalarımızı, engellerimizi, kaygılarımızı tüm bunlara rağmen bitmeyen hırsımızı, tutkumuzu, hayallerimizi, azmimizi 3 buçuk dakika gibi çok kısa bir sürede anlatan muazzam bir parça. Müziğiyle sözüyle her gün bir doz alıp durmaksızın yola devam etmek için motivasyon marşı.
Ee bekle bekle nereye kadar. Onlar hep boş sözlerle geriye döndürmeye çalışacaklar bizi. Çünkü oturup sana biçilen hayatı yaşamak en kolayı, en konforlusu. Tercihlerin için bedel ödemek zorunda değilsin. Her günü aynı sıkıcılıkta aynı yalanlarla yaşamalısın. Hayallerinin, olmak istediğin senin hiçbir önemi yoktur. Kalabalığın bir parçası olman gerekir sadece sessizce, uslu bir koyun gibi. Oysa “dünya var oldukça ruh özgürleşmeli.” Ve bunun için mücadele etmeli, yola çıkmalı, gerekirse savaşa girmeli. “Özgürüm” demek için, kendin olabilmek için, hayatına bir anlam verebilmek için kalbi kelepçelenmiş dostlara kulaklarını kapatıp harekete geçmeli. Çünkü onlara bu son durak bize “Hareket Vakti”
2019 yılında “Vuruldum” ile buluşuyor sevenleriyle yeniden. Vuruldum aslında Batu Akdeniz’in Türkçe sözlü müziğe başladığında yazdığı ilk şarkı. Kişisel hayatında yaşadıklarıyla dile gelmiş bu parça. Kalbimizin duvarına bir çentik daha atarken bizi vuran ne varsa, kim varsa bu şarkının notalarına gizlenmiş yüreğimize çarpmakta.
Duygusal olarak böylesi vurulmuşken içimizde “eksik”leri yine Batu’nun kendine has etkileyici yorumuyla haykırıyoruz. “Ne bir eksik, ne bir fazla” Batu Akdeniz ile olan müzikal yolculukta her şeyden bir parça eşlik ediyor.
“Yarın Yokmuş Gibi” seviyoruz Batu Akdeniz’in bize anlattığı tüm hikayeleri. 2020 Ocak ayında bu isimle yayınladığı 5 şarkılık EP de iki yeni şarkıyla tanışıyoruz. “Artık bir manyağın var” ve “Yaşasın Kötülük” Bu kadar sevgiden, iyilikten söz eden insancıl biri nasıl olurda kötülüğe yaşasın der? Demeden önce şarkıya kulak vermekte fayda var. Hepimizin içinde olan o gizil yanımızı yüzümüze vuruyor. Umursamanın çok anlamsız ve değersiz görülen bir eylem olduğu dünyaya bir karşı tavır bu.
ASIM CAN GÜNDÜZ İLE YAZILMIŞ BİR DOĞRU HİKAYE
Sevgili Asım Can Gündüz’ün proje ortağı Batu. Asım Can Türkiye’de elektro gitar denildiğinde akla gelen ilk isimlerden. Kendine has tekniği, müthiş yeteneği ve onu tanıyan tanımayan her insanı çeken pozitif enerjisi ile unutulmaz bir efsane. Ne iyi ki yolları kesişiyor genç Batu ile. Türkiye’de rock müzik bitti denirken bu umut vadeden genç yeteneğe babalık yapıyor Asım abi.
Birlikte 2016 yılında Ankara’da Noxus’da birlikte sahne alıyorlar. Batu Akdeniz için hayallerinin ötesinde bir deneyim. Asım Can Gündüz muhakkak o günden görmüştü geleceğin parlayan yıldızı olacağını. Samimiyetini, hayallerini ve mücadelesini görüp içtenlikle sahip çıkmıştı ona. Söz konusu konser ayrıca bir belgesel olarak yayınlandı. Bir anlamı vardı bu belgeselin. Asım abi rock müziğe başlamak isteyen gençlere ilham olacağını ve bunun bir hareketin de başlangıcı olacağını düşünüyordu. Bu bir projenin de adı oldu; “Yeni Bir Rock Dalgasının Doğuşu”
Asım Can Gündüzün erken ve üzücü vefatının ardından yazdığı veda yazısında sevgili abisine şöyle sesleniyordu Batu Akdeniz;
Dolu gözlerle bu mesajı yazarken, sana söz veriyorum, projemiz benimle emin ellerde ve çok daha büyüyecek. Rock n’ roll hiçbir zaman ölmeyecek, Awesome John, huzur içinde yat. Jimi`ye selam söyle. seni asla unutmayacağım.
Dostun Batu
“Yeni rock dalgasının doğuşu” Batu Akdeniz’in elinde büyüdü ve yükseldi. Asım Can’ın emanet ettiği meşaleyi öyle büyük bir başarıyla bugüne taşıdı ki yukarılarda bir yerde Jimi Hendrix’le sohbet eden Asım abi eminiz büyük bir gururla anlatıyordur evladını. Çünkü o hiçbir zaman unutmadı verdiği sözü, ve “asla vazgeçmedi” yolundan. Sesini duyup kalbine dokunabildiği her gence hayallerini takip etme cesareti verdi.
Sevgili Batu Akdeniz, şarkılarınla ilham olduğun, hayallerini gerçekleştirme yolunda mücadele veren nice gence umut olduğun için teşekkür ederiz. Ve şimdiden biz armağan edeceğin daha nice şarkı için de tabi. Bu güzel yürekli genç adamın bize mesajı niteliğinde olacak şu sözleri ile son verelim yazımıza;
Bir hayalperest olmak her zaman iyidir! Hep inandığınız şeyleri yapın, yapmaya çalışın.
Hayal edin, ta ki hayaller gerçek olana kadar!
Batu Akdeniz