Peter Pan’ı çoğumuz tanınırız; kendisi büyümek istemeyen bir çocuktur. Çok şanslı olmalı ki, Var Olmayan Ülkede(Neverland) büyümeden kalabilmeyi başarmıştır. Peter Pan kitabını ilk okuduğumda: “Acaba ben de çocuk kalabilir miyim?” sorusunu sormuştum kendime. Yıllar geçtikçe bunun olamayacağını fark ettim ama bir şey daha fark etmiştim; çocuk kalmak için büyümemek gerekmiyor, ya da fiziken Var Olmayan Ülkede Bulunmak zorunlu değil, çünkü çocuk kalabilmek bedenle değil ruhla alakalı bir şey. Tabii yetişkin bir insanın sorumlulukları, bir çocuktan fazla olsa da önemli olan bu sorumluluklar altında bile çocuk kalabilmeyi başarmak…
J.M. Barrie
Deha mı, o insanın istediği zaman tekrar bir çocuk olma kudretidir.
James Matthew Barrie
James Matthew Barrie, 9 Mayıs 1960 tarihinde bir İskoç kasabasında doğdu. On kardeşten dokuzuncusuydu. Ailesinin nüfusunun fazla olması sebebiyle geçim sıkıntısı yaşıyorlardı. Abisi David 13 yaşındayken öldüğünde, hem geçim sıkıntısı hem de abisinin ölüm haberi annesin psikolojisini bozdu. Barrie, annesini teselli etmek amacıyla abisinin kıyafetlerini giyip, onun gibi davranmaya başlamıştı. Annesi, Barrie’yi gerçekten David zannediyordu ve bu yıllarca sürdü. Barrie, kaç yaşına gelirse gelsin 13 yaşındaki David olarak kalmıştı. Bu nedenle tıp dilinde “psikolojik cücelik” olarak adlandırılan bir gelişme bozukluğu yaşıyordu. Gelişemediği için okul yıllarında da sorunlar yaşayan yazarın ruhunda oluşan bu ızdıraplar, onun Peter Pan adlı romanı yazmasında çok etkili olmuştur.
Peter Pan ve Wendy
İlk basımı, Peter Pan ve Wendy adıyla 27 Aralık 1904 tarihinde yayımlanmıştır. Daha sonraları yüzlerce dile çevrilmiş ve Peter Pan ismiyle basılmıştır. Ayrıca Peter Pan bir Dünya Çocuk Klasiği olarak anılmaktadır. Peter Pan adlı çocuk kitabının içeriğine baktığımızda, herkesin mükemmel zannettiği karakterlerin kötü yanları göze çarpıyor. Mesela deniz kızlarının güzel oldukları ve denizlerde balıklarla dost oldukları düşünülür. Ama kitapta deniz kızlarının aslında göründükleri kadar sevimli olmadığı anlatılmıştır. Hatta insanları öldürebilecek kadar vahşi oldukları söylenmiştir. Bir diğer örnek periler için gözümüze çarpmakta; periler küçük, sevimli ve uçan varlıklardır. Ama onların da kıskanç olabileceği aklımıza gelmez. Kitapta kıskanç bir perinin neler yaptığı görülür. Aslında kitapta bizim iyi bildiğimiz çoğu varlığın kötü özellikleri gösterilmiştir. Kitabın bu özelliği sayesinde çocuklar aslında hayatta tek doğru olmadığını, iyi olanın her zaman tamamen iyi olmadığını görmüş olurlar. Diğer masal kitaplarının aksine pek mutlu sonla bitmemiş olması, Wendy’nin seçim yapmak zorunda kalması ise bize hayatımızda her zaman seçim yapmak zorunda kaldığımızı gösterir. Aynı anda her şeye sahip olamayacağımızı anlatır. Belki bedenen tek olsak da, fedakarlık yapmamız gereken ailelerimizin, arkadaşlarımızın olduğunu; beynimiz bize ait olsa da düşündüğümüz birçok kişi olduğunu gösterir. Bu yüzden hayatımızın her anında seçim yaparız.
Peter Pan Filmi
Peter Pan, kitapların ve tiyatro oyunlarının ardından sinemaya da yansımıştır. Hakkında pek çok film çekilmiştir. Ayrıca Disney Channel kanalında Peter Pan’den uyarlama “Jake ve Var Olmayan Ülkenin Korsanları” adlı çizgi dizi yayınlanmıştır ve Minikago adlı kanalda da Peter Pan’ın yeni maceraları adlı çizgi dizi mevcuttur. Peter Pan hakkında onlarca dizi ve film vardır ama bence hiçbiri asıl kitabın yerini tutamaz. Filmler arasından beni en çok etkileyen ise Pan isimli 2005 yapımı, Peter Pan’ın geçmişini konu alan film olmuştur. Peter Pan’ı ve Wendy’yi en iyi anlatan film ise 2003 yapımı, başrolünde Jeremy Sumpter (Peter Pan) ve Rachel Hurd-Wood’un (Wendy) olduğu filmdir. Diğer filmler, filmin vermek istediği anlamdan biraz uzaklaşmışlardır; yani görüyoruz ki Peter Pan de diğer kitaplar gibi popüler kültürün tutsağı olmuştur. Yazarın vermek istediği amaçtan çok, sevilen bir karakter olduğu için kullanılmıştır.
Çocukluk kayıp bir ülkedir… Sen, masum ve kalpsiz.. En korkunç
Peter Pan adlı kitabın ön sözü’den
kâbusların ‘gerçek’ haline getirildiği günümüzde çocuksu malzemenin
düşselliğine sığınmak -hem de bile isteye- elbette ki safdillik olamaz,
olmamalıdır.
Ya siz? Yaşamın korkunç dalgaları arasında debelenirken o yitik
ülkeye dönebilmeyi hiç düşünmediniz mi?
Bize büyüdüğümüzü söyleyenler, yani büyükler yanlış buldukları bir
davranışmızı eleştirirken; niye ‘çocukluk yapma’ derler ki…
Büyüklerin dünyasinda yaşayan bir yazar şöyle diyor; “kendimi
olduğumdan büyük göstermek için yazıyorum çünkü… çok, çok
küçüğüm.”
Çocukluk kayıp bir ülkedir…
Peter Pan, bu kayıp üllkeye uzanan büyülü bir yol olacak. Bir
‘çocukluk’ yapın da sayfaları çevirmeye başlayın