Alışılmış estetik kalıplara karşı çıkan Dadaizm akımının kurucularından olan Duchamp, Fransız-Amerikalı bir sanatçıdır. 1968 yıllında Fransa’da doğan Duchamp, sanata olan farklı bakış açısı ile yirminci yüzyılın önde gelen sanatçılarından olmuştur. Dadaizm (Kuralsızlık) akımının yanında Ekspresyonizm (Dışavurumculuk), Fütürizm (Gelecekçilik) ve Kübizm gibi akımlardan da etkilenmiştir.
Adından söz ettirmesi ve sanat algısını kökten değiştirmesi, büyük tartışmalara neden olan Fountain (Çeşme) eseriyle olmuştur. Duchamp, kendisininde üyesi olduğu Bağımsız Sanatçılar Derneğinin düzenlediği bir sergiye, tuvalet malzemeleri satan bir dükkandan aldığı bir pisuvarı imzalayarak göndermiştir. Her ne kadar sergi komitesi pisuvarı sergilemese bile, bu Duchamp’ın var olan kurallara karşı çıkışının bir göstergesi olmuştu. Ona göre eserin ne olduğu değil, ona nasıl bir anlam yüklediğimiz önemliydi.
Amacım, güzelliği veya çirkinliğiyle herhangi bir şekilde ilgimi çekmeyen bir obje seçmekti. Yani, baktığımda bir ilgisizlik noktası bulmaktı.
Dadaistler tarafından çıkarılan The Blind Man isimli dergide yayınlanan bir yazı ise bu pisuvarın neden bir sanat eseri olduğunu şu şekilde savunuyordu:
- Objenin seçimi yaratıcı bir süreçtir.
- Obje eğer işe yarar özelliğinden koparılırsa, bir sanat eseri haline gelir.
- Objeye bir isim verilerek, sergilenirse objeye yeni bir anlam ya da fikir verilmiş olur.
2004 yılında beş yüz sanatçı ve tarihçi tarafından yapılan bir oylamada “Yirminci yüzyılın en etkili sanat eseri” seçilen Duchamp’ın pisuvarı, sanatçılara eserlerini sınırsız malzemeden, türlü şekillerde üretebileceklerini gösterdi.